Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Şubat '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Değişiyor muyuz, değiştiriliyor muyuz?

Değişiyor muyuz, değiştiriliyor muyuz?
 

Uzmanların konuştuklarına bakılırsa; son yıllarda hastalıklar artmaya başladı. Toplumda, ruhsal, bedensel olarak birçok hastalıkta korkunç artışlar olmaktadır.

Eskiden de hastalıklar vardı.

Peki, ne oldu, ne değişti de bu hastalıklarda böylesine artışlar oldu.

Acaba, sorun hayatımızda olan değişikliklerden mi, yoksa yediğimiz, içtiğimiz, giydiğimiz, kısacası hayatımızı idame etmede kullandığımız etkenlerden mi kaynaklanıyor?

Çevremize baktığımız da bir şekilde hastalıktan mustarip olmayan yok gibi. Panik atak, depresyon, kişisel bozukluklar, fiziksel, ruhsal, sinirsel olan rahatsızlıkları olmayana rastlamamak çok zor. Farkında olmadığımız korkunç hastalıkların pençesinde, tedavi olmak, sağlığımıza kavuşmak için cebelleşip duruyoruz.

Hangi meslek grubunda olursa olsun; yorgunluk, halsizlik, bitkinlik, stres, depresyon nedeniyle hastaneleri tıklım tıklım dolduruyorlar.

Öyle en ufak bir baş ağrısında bile, hastalık içinde hastalık aranmakta, bu nedenle hastane kuyruklarında artışlar olmaktadır.

Hastalık ne kadar çoğaldıysa, doktorlar ve ilaçlar da o kadar çoğaldı. Artık, ilerleyen teknoloji sayesinde, her hastalığın çaresi var. Yeter ki zamanında ve ehline başvurulsun.

Ancak kalp krizi, tansiyon problemleri ve bazı ince hastalıklar var ki tabiri caizse moda hastalıklar olmuş gibi. Son yıllarda insanoğlunun başı bu hastalıklarla dertte diyebiliriz.

Yetersiz beslenme ya da obuzite, sağlıksız ve hijyenik olmayan sebze-meyve-içecek tüketimi, kimyasallarla donatılmış çeşitli temizleyiciler, GDO’su değiştirilmiş gıda maddelerinin tetiklemesiyle azan bu hastalıklar, daha çok baş ağrıtacağa benziyor. Her geçen ekonomik sıkıntılar, ruhi çöküntüler ve bunalımlar artmaktadır.

Toplumlar, topyekûn bir travma yaşamaktadır. Toplu terapilerin de olmadığı böylesi bir zamanda, galiba her şey insanın kaliteli bir yaşam sürme isteğiyle yaptığı bir takım alışkanlıklardan vazgeçmesine bağlı olmaktadır.

 İnsanın yaşamında her geçen gün sorunlar artmaktadır. Sorunlar beraberinde, sağlık problemleri de artmaktadır. İnanılmaz bir şekilde dünya nüfusu artarak kalabalıklaşmaktadır. Kırsal kesimde kalanlar, her gün azalmaktadır. Sessiz, sakin köy, hayatı kalmadı. Gecesi, gündüzü belli olmayan, gürültülü, trafiği bol metropollere doğru hızla ilerliyoruz.

Çevremizden kopuyoruz, yalnızlaşıyoruz, eriyoruz, tükeniyoruz. Dolayısıyla farklı bir yaşam tarzı, yaşam felsefesi ve farklı bakış açılarına sahip oluyoruz. Bu da bizi bizden, örf, adet ve geleneklerimizden uzaklaştırmaktadır. Sorunlar, dertler ve hastalıklar, artık kaçınılmaz olmaktadır.

İçinden çıkılmaz bir hal alan şehir yaşantısı, olmadık işler açmaktadır başımıza. Ondan sonra, doktor doktor gez, derdine deva ara, ilâçlara sığın. Bu yüzdendir ki hastaneler dolu, doktorların başı kalabalık, eczaneler tıklım tıklım,  yetmiyor bir de anlamsız bitkisel ilaçlara yönelmeler hat safhada.

Bir an önce kendimize gelmeli ve bu gidişata dur demeliyiz.

Geleneksel değerlerimize dönerek, ilişiklerimizi bir düzene sokarak, manevi yönümüzü geliştirerek, inanç boyutunda biraz daha tutarlı ve düzenli olarak, bu kısır döngüden kurtulmalıyız.

Kendimize dikkat etmeliyiz. Yaşadığımız, yediğimiz, içtiğimiz, giydiğimiz, kullandığımız her şeye dikkat etmek zorundayız.

Değişiyor muyuz, yoksa bir şekilde zorla değiştiriliyor muyuz?

Artık bunun kararını da siz verin!

 

Kerim BAYDAK

kbaydak61-artan@hotmail.com

  

 
Toplam blog
: 1022
: 214
Kayıt tarihi
: 06.11.12
 
 

Kerim BAYDAK 01.01.1961  ADIYAMAN  doğumlu.. 2003 yılında Anadolu Üniversitesi  İşletme Fakultesi..