- Kategori
- Alışveriş - Moda
DELİ KIZ
[21:55, 20.06.2021]
Hatice: DELİ KIZ
“Kuvvetli, kararlı bir babamız olsun, bize neyi yapıp neyi yapamayacağımızı söylesin isteriz. Niye?
Neyi yapıp neyi yapamayacağımıza, neyin ahlaklı ve doğru, neyin ise günah ve yanlış olduğuna karar vermek zor olduğu için mi? Yoksa suçlu ve günahkar olmadığımızı işitmeye her zaman ihtiyaç duyduğumuz için mi? Bir baba ihtiyacı her zaman mı vardır, yoksa kafamız karıştığı, dünyamız dağıldığı, ruhumuz daraldığı vakit mi isteriz babayı?” Orhan Pamuk.
En son duyup, en çok üzülen, az seviyor gibi görünüp, en çok seven, bir şey yapmıyormuş gibi durup çok şey yapan, arkamızda dağ gibi duran koca çınardır.
Hayat çok zor ve acımasız, bu zor günlerde yaşımız kaç olursa olsun elimizden tutan , sıcak gülümseyişi le içimizi ısıtan sevgi ve güven veren bir babaya her zaman ihtiyacımız var.
Baba olup da evladını sevmeyen yoktur. Sevgisini gösteremez erkekler, sessiz kalması sevmediğinden değil, evlatlarının üzülmesini istemediğindendir.
Babada çıraklığımızın ustasını buluruz, annemizin aferini on lirayken babamızınkinin yüz lira edişi de bu yüzdendir.
Doğamız gereği her zaman babamızı kendi görmek istediğimiz gibi görürüz fakat hiçbir zaman onu kendi gözünden izlemeyiz. Hep bizim istediğimiz gibi olsunlar isteriz. Unuturuz onun nasıl iyi bir usta olduğunu.
Yaptığımız babalığı beğenmeyen evlatlar, kendileri baba olduklarında anlayacaklar hayatı fakat artık çok geç olacak.
Ne fırtınalar atlatmış, ne depremler görmüştür, rüzgara inat toprağa tutunup bırakmamıştır kendini babacanlar.
Evladının yüzü güldüğünde gönlünde katmer katmer çiçekler açar ve bir ömür gönül çeşmesiyle sular evlat bahçesini.
Hepimizin babamıza karşı olumlu ve olumsuz önyargılarımız vardır çoğu kez haksızlık ettiğimizin bile farkında olmayız . Hatta bazen varlığını bile hata kabul ederiz, oysaki babamızın aşılmaz varlığı ile güç buluruz. Evimizin direği ve kalesidir, sayelerinde sapa sağlam yıkılmadan ayakta dururuz.
Sanki babamız dünyaya baba olarak gelmiş gibidir bizim gözümüzde. O’nu var olan biri değil de var olmuş bir baba olarak görürüz. Annemizi yitirince duyduğumuz derin boşluğu babamızın yokluğunda duymayışımızın nedeni de budur. Çünkü ustanın yokluğu çırağa tüm işleri kendi başına yapıp yönetme ayrıcalığını verir.
Gönül yoldaşımız olan babalar kolay kolay ağlamaz, nadir görülür gözyaşları. Kızlarına ayrı bir düşkünlüğü vardır. Bir güvercini özgürlüğe uğurlar gibi dünya evine yollar. Herkesin gözyaşları sel olurken onun gözyaşları yüreğinde göl olur.
Aslında düştüğünde “Anne!“diye bağıran çocuk arkasından babasının koşup geleceğini ve onu kaldıracağını bilir.
Baba olarak doğmuş gibi görünseler de evlatlarıyla büyüyen koca çınardır. Babanın doğası doğanın kanunu gibi olduğundan anlaşılması oldukça zordur.
Anne kadar merhametli olmadığını düşünmek onlara haksızlık olur. Büyüdükçe bencilleşen bizler dünyaya gelme sebebimiz olan bu insanlara haksızlık etmeyelim. Ne insanlar babaları sadece bir figürden ibaretken bile babalarına haksızlık etmekten kaçınmakta ve ne insanlar var gönlündeki tüm sevgisini evladına altın tepside sunan insana, babalığın tadını zehir etmekte.
Oysaki babanın sevgisi evladı aklına geldiğinde titreyen elleri , konuşan bakışları ve nemli göz yaşlarıdır.
Koca yürekli ustalara selam ve sevgilerimle.
Deli Kız
Ben babamın deli kızıyım ,
Neden deli kızım der anlayamadım,
İleri git deli kız, geri gel deli kız,
Büyüdüm hala babamın deli kızıyım
Gönlünde büyüdüm fakat!
Gözünde büyümedim.
Düştüm! kalkarsın güçlüsün
Sen benim deli kızımsın dedi
Yaşıtlarımdan farklı olduğumdanmı
Yoksa gerçekten deli olduğumdan mıdır bilinmez.
Ama babalar kızlarını deli kız diye seviyor sanırım,
Bende babamın sözünü tuttum ve ayaktayım.
Hayatta kaldım sıkı sıkı sarıldım babama ve hayata.
Deli kızım işte.