Demirci Kazancı Köyü

Kazancı adı, tarihte, Kazancı, Kazgancı, Kazancılı, Kazancık, Kazanculu ve Kazancıklı adları ile bilinen, Osmanlı Kaynakları ve Türk Tarih Kurumu belgelerine göre Yörükhan Taifesinden bir Türkmen Boyundan gelmektedir.

Kazancıklı bölgesi Türkmenistan’da kayalık bir bölgenin adı olup; Türkmenistan’dan Anadolu'ya göç eden Kazancılı Cemaati, Adana (Feke), Maraş, Kırşehir, Karahisari, Mersin(Gülnar), Samsun, Ermenek (Kazancı) bölgelerine yerleştirilmiştir. Halen, Anadolu'da, Çankırı, Erzurum, Kocaeli, Tokat, Aydın, Isparta, Zonguldak, Kayseri ve Sivas, Manisa illerinde de Kazancı adını taşıyan kasabalar, köyler ve mahalleler vardır.’’ Kazancı'da öztürkçe bir dil kullanılmaktadır. Ağız ve lehçe olarak hiç değişmemiş ve bozulmamıştır.

Ünsüz harflerle başlayan isimlerin başına bir ünlü harf getirilerek konuşulur. Recep-Ercep; Rukiye-Urgiye gibi. Köyümüzde bir cami (Kazgancı vakfıyesi olarak kayıtlı) ve bir oda mevcut olup; oda da uzun kış geceleri meclis kurulur. Dışardan gelen misafirler, garipler ağırlanır ikramda bulunulur. Aileler bu konuda yarışırlar.

Mevlüt cemiyetleri, düğün sünnet törenleri, hıdırellez ve yağlı güreş etkinlikleri yıllardan beri süregelmiştir. Bu şenliklerde, Milli yemeğimiz olan, kazanlarda pişirilmiş keşkek, nohutlu pilav,etli bamya el ile tulukta yayılan yayık ayranı, süt kaymağı, saç böreği, su böreği, bazlama, kavurmalı pilav, un ve irmik helvası ve kızılcık – erik hoşafı hazırlanarak ikram edilmektedir. Ayrıca ramazan ayında evlerde, terskulak mantı, yufka kabartması (Soğan, kavurma, salça ve tereyağlı) bayramlarda; baklava ve susamlı tatlı çörek hazırlanmaktadır.

Köy iki büyük aileden oluşur.1.Hacıoğulları 2.Hacıkadirler. Ayrıca yakın köyler; Astepe, Öksüzlü, Sayık, Yeşildere, Çiftlik çok sıkı ilişkiler kız alıp vermelerle akrabalıklar bulunur. Köyün tarihinde mollalar hatıplar ve şehitler vardır. Molla Kadir, Molla Ahmet, Küçük Ali Molla, Hatıp Ali ve Hacıkadirin oğlu Çanakkale şehidi Hüseyin bunlardan en bilinenlerdir.

Eskiden Hıdırellezlerde yağlı güreş etkinlikleri düzenlenirdi. Bir seferinde dışarıdan meşhur Arap pehlivan bu güreşlere katılır. Köyün Gençlerinin sırtını yere vurur.Herkes birbirine bakar köyün şerefini kim kurtaracak manasında. Molla Kadir'in oğlu Hacı Kadir orta yaşlarında olmasına rağmen kolları sıvar ve kendine has bir oyunla Arap pehlivanı yener. Köylü derin bir ohh çeker. Köyün şerefi kurtulmuştur. Yıllarca anlatılır bu hatıra.