Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Haziran '09

 
Kategori
Siyaset
 

Demokrasi bana uymalı…

Demokrasi bana uymalı…
 

Çok farklı, üzerinde uzun araştırmalar yapılası bir milletiz biz. Evel allah her konuda engin bilgiye sahibiz. Örneğin çoğumuz su damlatan musluğa nasıl bir müdahalede bulunacağımızı bilmediğimiz gibi, tamirci çağırmayı ihmal eder tonlarla suyun heba olmasına sebep oluruz. Ama iş memleketi kurtarmaya geldi mi aslan kesiliriz. En doğru çözüm bizimkidir. Yöneticiler bizim dediğimizi bir dinleseler, evelallah heryer gülistan olacaktır.

Bir başka örnek futbol. Erkeklerimizin hemen hemen tamamı, hanımlarımızın da büyükçe bir kısmı futbol otoritesidir. Uzun yıllarını bu işe vermiş antrönörleri beğenmeyiz, futbolcular ise tabiri caizse hepsi birer kazmadır. Bu kendini beğenmiş futbol otoriteliğinin dışında benim dikkatimi başka bir şey çeker. Malum yabancı liglerdeki mücadeleleri ücretsiz yayınlayan kanallar var. Bu sayede her isteyen, istediği ligden müsabakaları izliyebiliyor. İzleyici profiline baktığımızda taraftarı olmamasına rağmen, bir kısım izleyicinin yaratıcılığa dayanan ispanyol-brezilya liglerini, diğer kısmının ise, fizik kuvvete dayalı italyan- ingiliz liglerini tercih ettiğini görüyoruz.

Oysa kişi hiçbirinin taraftarı değil. O zaman tercih sebebi ne? Oynananın adı futbol ama bir tarafta fantezi yaratan, diğer tarafta basit ama makine düzeninde oynuyan oyuncular. Oynanan oyun her ne kadar futbol isede içindeki ögeler farklı. Yani her ülkenin kendi futbolu kendi beğenisine ve şartlarına göre şekillenmiş.

Birçok konuda olduğu gibi, demokrasi kavramı da her ülkeye göre farklılıklar gösterir. Birkaç yüzyıl evvel değişik bir çok ülkeden göç edenlerin kurduğu ABD ile Almanyanın demokrasi anlayışı tabii ki farklı olacaktır. Bizim adınlarımızın çağdaş medeniyet seviyesine ulaşma konusunu AB ye girmekle eşdeğer görmeleri kafaları karıştırmakta ve maalesef ülkemize zarar vermektedir.

Örnek alınan Almanyada demokrasiyi oluşturan ana temelde yasama, yürütme, yargı vardır. Bunlar kendi içlerinde bağımsız, ama ülke için beraber çalıştıkları için mükemmele yakın bir demokrasi işleyişi vardır. Tabii olarakda kendilerinde güzel işleyen bu sistemi AB ye girmeye can atan bizdende talep edeceklerdir.

Türk halkı var olduğundan beri hiç değişmeyen bir özelliğe sahiptir. Bu da yaşamın her anında askeri ile beraber yaşamasıdır. Acaba bizden başka kaç dünya ülkesinde askerlik kutsal bir meslek sayılır ki? Örnek almaya çalıştığımız ABnin büyük bir bölümünün ciddi bir ordusu yoktur. Bu yüzden demokrasi kavramını oluştururken askeri hesaba katmıyabilirler. Bizim her an hazır yaklaşık bir milyon askerimiz var. Bunların aileleri, yan hizmet organizasyonları derken orttaya 8-10 milyonluk bir kitle çıkar ki yok saymak mümkün değildir. O zamam ister istemez dördüncü ayak olarak askeri de demokrasinin prensipleri içine dahil edeceksiniz. Kaldı ki, asker sadece kendi işi olan dış düşmana karşı caydırıcılık konumunda olabilse, sivillerin işlerine karışma niyetinde falan da değildir. Bunu yaptığı müdahalelerde bile en kısa sürede kışlasına çekilerek göstermiştir.

Eğer ülke sorunlarında askerin sesi çıkıyorsa bu sivil yöneticilerin basiretsizliğindedndir. Yakasına “aydın” etiketi takmış bir kesim insanımızın bu asker düşmanlığının nerden geldiğini anlamak da çok mümkün değildir. Atatürk, birçok değişik etnik kökene, dine mensup insan topluluğunu bir araya getirip, anayasamızda tarifini bulan “Türkiye cumhuriyetini meydana getiren halklara Türk denir” tarifiyle birleştirmiş ve istiklal savaşını kazanıp cumhuriyeti kurmuştur. Basiretsiz sivil yönetimler, bu halklardan bir bölümünün diğerlerinden geri kalmasına neden olduktan sonra dillendirdikleri şikayetlerine çözüm bulacaklarına, ülkenin parçalanmasına kadar gidebilecek tehlikeli kimlik oyunlarını, hemde demokrasi adı altında sergiliyorsa, askerde “bakın Yugoslavya örneğinden ders alın” diye uyarıyorsa, bunun neresi demokrasi dışı?

Asker – sivil 35000 vatandaşımızın katili yakalanıp hapse atılıyor, orada her türlü itibarı görüyor, hatta “sayın” mertebesine ulaşıyorsa asker tepki vermesin mi? Bu mu çağdaş demokrasi?

Dağda kurduğu hain tuzaklarla hergün birkaç evladımızın ölümüne sebep olan terör gurubuna sözcülük eden bir kısım siyasi mecliste zehir saçıyor. Böyle bir uygulama hangi çağdaş ülkede var? Bumu demokrasi? Bu mu iyi idare?

Askerin zaman zaman görüş belirtmesinden yakınanlar önce kendilerine bakmalıdırlar, ülkeyi iyi yönetmelidirler.

Birde hala bazıları çıkıp CHPyi eleştiriyor. Sanırım komik olduklarının ya farkında değiller, ya da özel olarak komiklik yapıyorlar. Zira CHP yönetimi mevcut zihniyete devrettiğinde doğanlar 60 yaşına geldiler. Bu günden sorumlu olanlar bu zihniyetin ürettiği kadrolardır.

Pazar, Haziran 14, 2009

 
Toplam blog
: 1508
: 1688
Kayıt tarihi
: 16.07.08
 
 

Yetmişiki yaşında iki çocuk ve iki torun sahibi bir erkeğim.. Lise mezunuyum. Uzun yıllar esnaflı..