Deneme tadında aşklar

Günümüz insani için aşk ne de basit bir kelime olmuş. Deneme süresi diye bir süre var. Bu süre maksimum genelde iki ay oluyor. Bu süre zarfında ''Seni Seviyorum '' kelimesi kullanılıyor. Sonra en küçük bir kıvılcamda ''Seni Seviyorum'' diyen taraf ''Denedik, olmadı, hadi herkes kendi yoluna '' dedikten sonra arkasına bile bakmadan toz olup uçuyor.

Peki ya geride kalan için deneme süresi çok iyi geçmişse ? Geride kalan senin sadece dilinle söylediğin ve basitleştirdiğin ''Seni Seviyorum '' kelimesini yüreğiyle söylemişse ?

Düşünmeden geride bıraktığın insan seni gerçekten bu hayatta ki tek umudu yapmışsa ?

Ve dışarısı bu kadar sahte sevgiyle doluyken, sevgi açlğıyla gezen milyonlarca insan varken, sen seni gerçekten seven ve mutluluğun için çabalayacak birini nasıl da en küçük pürüzde denedik olmadı diye yarı yolda bırakıp çekip gidebilirsin ? Bu lüksü kim sana verdi ? Senin yaptığın şükürsüzlüğe, isyana girmez mi ?

Yok yok olmamış bu deneme süresi. Aşk kelimesine yakışmıyor bir kere. Hele de Turgut 'lar, Edip'ler Behçet’ler, Özdemir’ler, Mahsuni’ler, Veysel'ler, Nazım'lar okuyan kişi için asla kabul edilebilecek şey değil bu deneme süresi adı altında basitleştirilen aşklar. Aşkın kıymetini bilenlerle yaşayın aşkı. ''Deneyelim olmazsa ayrılır en fazla bir ay için de birbirimizi unuturuz.'' cümleleriyle başlayan aşklarda vardır. Nazım'ın dizeleriyle başlayan aşklarda. Karar sizin...

HOŞGELDİN KADINIM

Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
yorulmuşsundur;
nasıl etsemde yıkasam ayacıklarını
ne gül suyum ne gümüş leğenim var,
susamışsındır;
buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim
acıkmışsındır;
beyaz ketenli örtülü sofralar kuramam
memleket gibi yoksuldur odam.

Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
ayağını basdın odama
kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi
güldün,
güller açıldı penceremin demirlerinde
ağladın,
avuçlarıma döküldü inciler
gönlüm gibi zengin
hürriyet gibi aydınlık oldu odam...

Hoş geldin kadınım benim hoş geldin.