Denizlispor Başkanı Ali İpek, yine sahnede.

<ı>Ali İpek’in ilginç bir yönetici kimliği var. Bu kimlik, önce ortaya bir <ı>“laf” atmaya<ı>, “kuşku” uyandırmaya; sonra da fırsat yaratacak ortamdan yararlanmaya yatkın. Başkanı olduğu takım, <ı>Denizlispor, genellikle <ı>“son hafta”larda ipten dönen bir takım.
<ı>Denizlispor’un rahat bitirdiği bir sezon çok az.

<ı>Denizlispor’un sıkıntılı oluşu, <ı>Ali İpek’i yine sıkıntıya sokmuşa benziyor.<ı>
Ali İpek, bu kez <ı>“şifreli” konuşmuyor; <ı>“suçlayıcı” ve<ı> “tehdit” edici bir üslupla konuşuyor.
Dedik ya, bu, onun yönetici kimliğinin bir parçası.

<ı>Birkaç yıl öncesine gidelim:
<ı>Ali İpek, son maçlara doğru giderken, “Ortada çantacılar var.” demişti.
<ı>“Çantacılar” demekle, şike/ maç satın alma işlerine gönderme yapmıştı.
<ı>Denizlispor, son anda <ı>Lig’den düşmekten kurtulunca, her şey unutuldu.
Bir Allah’ın kulu yetkili çıkıp da, işin üstüne gitmedi; <ı>Ali İpek’i ispata çağırmadı.

<ı>Denizlispor, bugünlerde de sıkıntılı; <ı>Lig’den düşme korkusu içinde.
Bu hafta <ı>Fenerbahçe <ı>Saracoğlu Stadı'nda <ı>Fenerbahçe'nin konuğu olacak.
Sıkıntı, <ı>Ali İpek’i yine sahneye çıkardı.

<ı>Ali İpek, cumartesi günü oynanacak olan <ı>Hacettepespor- Gençlerbirliği maçına gönderme yaptı; <ı>“kuşku” yaratıcı bir yaklaşım ortaya koydu. Maçın sonucunu, <ı>Gençlerbirliği’nin kazanacağını varsayarak, bir gün önceden “<ı>şaibeli” ilan etti. Ayrıca, önemlisi de, bu maçın <ı>FİFA’ya götürüleceğini söyledi.
Bu, bir mesaj mı, bilemeyiz!
Niye <ı>Hacettepespor- Gençlerbirliği maçı?
Bu iki kulübün <ı>“kardeş takım” olduğunu bilmeyen yok.

İşte, <ı>Ali İpek’in maçtan bir gün önce söyledikleri:

<ı>"Ligin bitmesine dört hafta kala aynı yerde idman yapan, yiyip içen, aynı yerde oturan ve yatıp kalkan iki takımın maçı var. Biri sıralama itibarıyla düşmüş, diğeri bizimle potanın içinde eşit durumda. Sonucu merakla bekliyorum. Hacettepe oyuncularına da perşembe gününe kadar izin verilmiş. Bu, çok tuhaf; çünkü FIFA kurallarına göre karışıklığa yol açar.”

<ı>Ali İpek’in sığındığı, <ı>FİFA’nın tüzüğündeki madde şu:

<ı>“Hiçbir gerçek ve tüzel kişi ( holding şirketleri ve grup şirketleri dahil olmamak için ) herhangi bir müsabaka ya da organizasyonun dürüstlüğünün tehlikeye girmesine neden olabilecek şekilde birden fazla kulübü her ne şekilde olursa olsun doğrudan ye da dolaylı olarak kontrol edemez ya da yönetemez.”

Demek ki, bu madde, <ı>Ali İpek’in sığınacağı bir liman!
Bu madde, her iki kulübü bağlıyorsa, bu iki kulüp T<ı>ürkcell Süper Lig’de niye yer alıyor?
Bu iki kulübün birbirine maç hediye edeceğini söylemeyi nasıl yorumlamak gerekir?
<ı>“Şaibe”nin olmaması için varsayılan ölçüt, <ı>Gençlerbirliği’nin yenilmesi mi?
<ı>Gençlerbirliği yenilirse, hiç kuşkunuz olmasın <ı>Ali İpek’in “<ı>çıtı” çıkmaz!

****

Ali İpek’in, son haftalarda ortaya çıkıp<ı> "kuşku" yaratıcı biçimde konuşması, bir taktik mi?
<ı>Denizlispor, iyi yönetilse, son hafta sıkıntıları böyle yinelenir mi?
Bilmiyoruz!
Ama bildiğimiz bir şey var:
<ı>Horoz, bazen vakitli vakitsiz öter!...