Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ekim '11

 
Kategori
Güncel
 

Deprem gerçeği

Hayatta ne zaman, ne olacağını biz insanlar bilemiyoruz. Yürürken ikinci adımımızı atabilecek miyiz hiç bilmiyoruz? Uzun süre yaşayacak gibi tedbirli yürümeliyiz.

Yaşadığımız andan başka zamanı bilmemizde imkânsız. Aciz olmamıza rağmen başımıza afet gelmediğinde bizden başka güç, kudret sahibi yok gibi düşünürüz hatta tavırlar da takınırız. İnsan geçmişini ve yaşadıklarını hemen unutmakta, anılarını beynine yazmamakta üstümüze yok.

İnsanlarımızın hayatını idame ettirmesi gerekmektedir. Bizler daima hazırlıklı olmalıyız.

Hazırlıklı  olmadığımızda kış mevsimine girerken başımıza gelen felaketlerde insanlar sıkıntı çekmektedirler ve çekerler.

 Ülkemizin gerçeklerinden olan deprem kuşağında olduğumuzu hiçbir zaman unutmadan hazırlıklı olmalıyız. Ne yazık ki, geçmişte yaşanan hadiselerden  ders almayı da bir türlü beceremedik.

Eksikleri tespit ettikten sonra kanunlar, yönetmelikler çıkarılıyor. Yazıda mükemmel olan kuralların uygulanmasında çok büyük fark var.

 İnsanımıza ibret olması gereken acı olaylar, geçmişte yaşanılan bu kadar büyük felaketlere rağmen hala canını sokakta bulmuşçasına bina yapmaktan geri durmuyorlar.

 Ne zaman ki başımıza olumsuz bir hadise geldiğinde aklımız başımıza gelmiş gibi oluyor. Fakat az vakit geçince sanki acıları biz yaşamamış gibi devam ediyoruz.

Bir türlü yanlıştan dönmeyi öğrenemedik. Genel de insanımız malzemeden çalmamaya söz veriyor. Bina yaparken denetimini usulüne göre yaptıracağım diyor. Fakat depremin üstünden çok kısa zaman geçtiğinde yaşanılan acılar, felaketler, can kayıpları,  değerlerin bütünü unutulmaktadır.

Daima başımıza olumsuz olaylar geleceğini düşünerek hareket etmesini bilmemekteyiz. İşimizin sağlam olması önerisi yapanlara, hemen olumlu düşünerek olumsuzluğa hiç ihtimal vermeyiz.

Olumsuzluğu düşünmememiz gerekirken ne acıdır ki, ihmal etme yolunu tercih ederiz. Kafa yapımızda olan düşünce bugüne kadar bir şey olmadı, bundan sonra da olmaz.

 Bundan daha kötü olan binalar yıkılmadı da, bizim binalar mı  yıkılacak diye de savunuruz kendimizi?

Aklımızdan hiç çıkarmamız gereken kural şu olmalıdır: Genel kaide  ve alemde olan kaidelerin dışına çıkılırsa sonucun yıkım olduğudur.

 Kâinatta ki kuralları Allah daima işletir. Deprem riski bulunan yerlere yerleşim izni verilmemelidir. Binaların yapımında hiçbir malzemeden de çalmamalıyız, çalacak olanlara da müsaade etmemeliyiz.

 Fay hattının bulunduğu alana bina yapmayı yasaklayanlar doğru yapmaktalar. Fakat bir şekilde doğru yapılan binalara müdahale ederek kuyumuzu kazmış oluruz. Farkına varamayız. Zeminin gerektirdiği şekilde bina yapmaya masraf gözüyle bakmadan malzemenin kalitesinden, niteliğinden kısmadan ne kadar gerekiyorsa o kadar malzeme harcanmalıdır. Depremin ne zaman, ne şekilde, hangi durumda geleceğini hiç birimiz bilemez. Tahmin yapılır.  Nerde olacakları depremle ilgili ilim adamlarımız bizleri uyarmaktadır. Uyarıları kulak ardı etmemeliyiz.

 Deprem geldikten  sonra da kaçış mümkün değildir. Zelzele dediğimiz yer yarılması, sallanmasının vermiş olduğu korku, ürküntü, sıkıntıyı yaşayanların anlattıklarını dikkate almış olsa idik kaybımız bu kadar olmazdı.

Depremin her an karşımıza çıkacağını  insanımız hiç unutmaması gereken gerçeklerdendir. Deprem bölgesinin içindeyiz.

 Konya ili hariç deprem riski bütün bölgelerimiz de var. Bizim bulunduğumuz göller yöresi ise genelde birinci derece deprem bölgesinde bulunmaktadır.

Ülkemizin yaşamış olduğu depremlerde kaybettiklerimize Allah rahmet eylesin. Yaralılara acil şifalar diler, yakınlarını kaybedenlere de sabırlar dilerim.

 
Toplam blog
: 375
: 678
Kayıt tarihi
: 12.07.08
 
 

Mehmet Şener 1964 doğumluyum, Burdur-Gölhisar'da yaşıyorum. Doğum yerim Burdur/Atınyayla . Lisans..