Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ekim '11

 
Kategori
Siyaset
 

Deprem getirisi, Allah vergisi!

Deprem getirisi, Allah vergisi!
 

28 ekim 2011 Posta Gazetesi.


Sayın Başbakanım; “Depremde bir daha böyle ölümler olmasın diye iktidarı kaybetsek de çürük evleri ve gecekonduları yıkacağız” dedi!

İstanbul’daki 3,5 milyon konutun yarısının kaçak olduğu, 2 milyon konutun da yıkılması gerektiği öğrenildi!

Ağaoğlu Şirketler Grubu’nun patronu Ali Ağaoğlu Türkiye’deki 18 milyon konuttan 9 milyonun çürük olduğu için yıkılması gerektiğini söylemiş...

&&&

Pekâlâ...

Ne olacak şimdi?

Kaçak binalar yapılırken devlet neredeydi?

Deprem vergisi toplarken bir yandan kaçakları önlemek ve yapılan kaçakları yıkmak aklınıza gelmedi mi?

Eski bakımsız ve depreme dayanıksız evler yıkılacakmış!

Yapılması, yıkılması gerekenleri yeniden inşa etmek, yeni bir deprem oluncaya kadar aklınıza gelmedi mi?

Sormak lazım bu evler neden eski ve bakımsız?

Dünya krizi iyi bir bahane olup bu vesileyle insanlarımızın beline bir kazma vuruldu! Zenginliklerimiz ve mal değerlerimiz uçtu gitti. Birçok işyerleri kapandı. İnsanlar AKP nin yaptığı atılımları gördükçe; “tamam” dedi. “Memlekette güzel şeyler oluyor, dur biraz daha dişimizi sıkalım!”

Bizler yine o eski virane evlerde yarı aç yarı tok, kemer sıkıp otururken, birden etrafımızda bir sürü Ağa oğulları, Bey oğulları, mantar gibi türedi, New York ve Los Angeles sokaklarına benzedi mahallelerimiz! Eski virane evlerimizin önünden 4x4 cipler daha çok geçmeye başladı! Haliyle adamların veya bayanların göz zevkleri bozulur olmaya başladı! Kendimizi Amerika’da, Hallem sokağındaki zenciler gibi görmeye başladık!

Vebalıymışız gibi bu türler pencereyi on santim açıp kara gözlükleri ardından bize adres sorarlardı ama şimdi navigasyonaleti çıktı bunlarda hız kesmeden geçiyorlar!

Eski tanıdığımız iş adamları selamı sabahı kesti, yeni sosyal çevreler edindi! Din ekseni etrafında sosyal çevrelerin magazinsel hayatı hacca gitmiş iş adamlarımıza daha cazip geldi! Varlıksız insanlar ile dostluk ağabeylik kelamları arasına sosyete ve daha ciddi kazıklayan şirketler girdi! Nedense eskiden üzüntü duyduğumuz söz konusu haller için artık daha bir hazırlıklı (!) kılı kıpırdamayan garip insanlar olduk.

Mahallemizde açılan alışveriş mağazaları ve büyük grosmarketler adeta birbiriyle yarış ediyor. Ne olduğu belirsiz saçma sapan reklamlar ile bütün gün cep telefonlarımıza harcama yapmamız için mesajlar geliyor. Üstelik nereye hangi marketten yiyecek hangi marketten giyecek, hangi benzin istasyonundan benzin alacağımızı söylüyorlar!

Bankalar sadece bizim beyanımız üzerinden bizlere bol bol kredi kartı vermekte, “para kazan da nasıl kazanırsan kazan yeter ki bize para kazandır” diyorlar! Fakat kendileri para vermeye kalktı mı kırk tane belge isteyip vatandaşı ipotek altına alıyorlar. Eskiden banka dediğimizde endüstri geliyordu aklımıza; şimdi ise kredi kartı ve faizleri geliyor! Utanmadan kredi kart aidatlarını da pazarlık payı olarak kullanıyorlar!

Ne zaman insanlar “sizin kartınızın da bankanızın da” dediklerinde “durun Beyefendi sizden aidat almıyor ve hatta şimdiye kadar aldıklarımızı geri yüklüyoruz” diyorlar!  Bu tip üçüncü türler sardı etrafımızı!

Borç isteyecek kredi kartından başka dostumuz kalmadı! Bazı zengin İnsanların yoksul insanlara  yardım ederek sevap kazanma, vicdanlarını rahatlatma haklarını dahi aldılar ellerinden! Maddi zenginlikleri olan insanların süratle maneviyatlarını yitirip androitleşmeye başladılar!   

Evet, Sayın Başbakanım sırf bu türler için yıkmalısınız eski evleri! Ve bu eski binalarda oturanları, daha geriye dağlık, bir yere tıkmalısınız. Hatta kapısına koruma koyup içerdekileri korumak için (!) dışarıya salmamalısınız. Bilirim grosmarketleri ayağımıza kadar getirirsiniz çok düşüncelisiniz!

Sakın ha orman olmasın bizleri hapsedeceğiniz yer! Bu aç gözlü TÜR ler, bizi oralarda da rahat bırakmaz! Oraları da parsellemeye başladıklarını biliyoruz! Ağaoğulları Bey oğulları varken biz Garipoğullarına fakirfukaraoğullarına oralarda da ekmek yok!

Siz en iyisi Türkiye’nin tapusunu bu Ağa oğullarına, Bey oğullarına bilmem ne oğullarına verin (!) onlar da bize 120. katlardan birer daire verir herhalde! Komşularımızla camdan cama bakar sanaldan karşılıklı okey oynarız! Ya da aşağı atlar, intihar ederiz!

Sayın Başbakanım sizin o güzel üslubunuz ile söylediğiniz kaçak göçek evleri anladıkta; bakımsız evleri de yıkmanızı pek anlamadım!

20 yıl faizsiz Kredi verseniz de kendi evlerimizin bakımını veya yıkımını kendimiz yapsak? Bizim oturma tercihimize ipotek koymasanız!

Öncelikle benim depremden veya başka sebepten ölme hakkımı elimden alamazsınız (!) sizin deprem parası altında topladıklarınızı başka yerlerde harcadığınızı beyan etmenizden sonra, bütün güvenimi alıp gittiniz! Beni kendinize güvenmem gerektiğine nasıl inandıracaksınız?

Siz gerek hükümet olarak, gerek devlet olarak, depremle alakalı herhangi bir şey yapma zahmetine kalkmayın!

Bizim insanlarımız çok yücedir, bizim insanlarımız devletten daha merhametlidir! Devlet topladığını dağıtmakta aciz kalmış, devlet deprem için topladığı parayı başka yerlerde saklı gizli kullanırken, milletimiz elinden gelen tüm yardımları açık yüreklilikle, duygu seli içinde yapmıştır.

Yapılanlar hastane de olsa yol’da olsa İMF ye olan borç için bile kullanılmış olsa; ortada büyük bir usulsüzlük söz konusu.

Deprem paralarını söylediğiniz yerlerde kullanmak için kimden izin aldınız? Hiç kimseden! Bu olay bu kadar basit bir açıklama ile geçiştirilecek bir olay değildir.

Meclise öneri getirseydiniz... bir seferlik deseydiniz... mecburuz deseydiniz.

Alışığız biz!

Benim anlayışıma göre göçük altında kalan veya kalmayan bütün insanların devletten tazminat almaya hakkı doğmuştur.

Binaları sağlam yapmayan ve binlerce insanın hayatını kaybetmesine sebep olan Veli Göçer ile deprem vergisi toplayıp ta deprem vergisini; öncelikle kamu binalarını ve sonra diğer çürük binaların yapımında ve tespitinde kullanmayanların ne farkı var?

Ha diyeceksiniz ki yıkılırsa onları yaptıracak “DASK var. Biz boşuna mı zorunlu deprem sigortası kanunu çıkardık!” Pes vallahi. Diğer taraftan topladığınız geçici deprem vergilerini sizden önce hükümet çıkardı diye, bu vergilerin iptali için yine sizden önceki hükümetin iktidar olması mı gerekiyor?

Bana göre AKP seçmenini de kandırmıştır. Yaptıkları tüm yenilikler ve gelişmeler toplanan normal vergiler ile yapıldığını sanan bir seçmen kitlesi var.  Bu durumda toplanan vergilerin deprem dışında kullanılması ile elde edilen haksız seçim rekabeti doğmuştur.

Muhalefet partileri belki söylemiş olabilirler ancak onların söylemlerine; ağızları ile kuş tutsalar, inanmayacağımı defalarca belirtmiştim! Çünkü onlarda bu yoldan geçti ve onların kötü yönetimi sayesinde AKP doğdu.

İçimizde iktidar partisini acımasızca eleştirip alay ve hakaret edenlere takındığım sert tavır, O arkadaşların bazıları hükümeti eleştirirken, kendi üyesi oldukları partilerini ya sakladılar ya onların hatalarından hiç söz etmedikleri içindi.

Gerek iktidar olsun, gerek muhalefet; demokratik olarak seçmenlerin oyu ile gelmiş, devletimizi temsil eden yöneticilerin en azından makamına ve konumlarına saygı göstermek gerektiğini savundum. Zira o makamlara saygı göstermezsek bu gidişle elimizde hiçbir değer kalmayacak arkadaşlar.

Doğrunun peşinde gitmek başka; insanları birbirine düşürmek, nifak tohumu ekmek başkadır! Bir partinin seçmenine kötü söz söyleyerek onu kendi tarafınıza çekemezsiniz. Fark olmalı, kalite olmalı...

&&&

Sayın Başbakanımız kaçak binaları yıkacaklarını ve bakımsız eski püskü yerleri kamulaştıracaklarını söylüyorlar.

Soruyorum:

Bunu kimin için yapacaksınız Sayın Başbakanım? Ağaoğulları, Beyoğulları, İsrailoğulları için mi? Yoksa Garip oğulları, Fakir fukara oğulları, Vatan Milletoğulları için mi yapacaksınız?

Bu memleket bizimse (!) lütfen bizim üzerinde oturduğumuz yerleri bilmem ne oğullarına vermek için kanun çıkarmayın!

Bir an önce ÖTV ve diğer geçici ek vergileri milletin omuzlarından kaldırın. Bir yandan insanları bu tip vergiler ile boğacaksınız diğer yandan deprem vergilerinin akıbeti sorulmasın diye deprem maliyetini DASK üzerine yükleyeceksiniz!

Depremden en büyük primi devlet (yani hükümet) ve meşhuroğulları çıkarmaktadır. Zira bende kalkıp bu ülkede ki 18 milyon konutun 9 milyonun kapıları çürük, hemen değişmeli deyip, televizyonlarda en iyi ferforje kapıları Garipoğulları holding yapıyor diyebilirim. Diğer taraftan başka bir arkadaşımız çıkar başka bir şey söyler.

Güvenecek bir insan evladı kalmadı mı bu ülkede? “Atam affet” desem, 70 senedir bunu söylüyoruz. Buna da yüzümüz kalmadı ki!

Sayın Başbakanım deprem Van’da olmadı (!) deprem maliye bakanımızın söylemleri sonucunda milyonlarca insanın yüreğinde oldu! Hadi yıkılanı yapın da görelim!

Gerisi teferruat...  

M.Talip Girgin... 

  

 
Toplam blog
: 438
: 826
Kayıt tarihi
: 07.01.07
 
 

Milliyet Blog'a hangi vesile ile kayıt olduğumu doğrusu hatırlamıyorum!  Bende birçoğunuz gibi ya..