Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ağustos '09

 
Kategori
Güncel
 

Depremler yine arttı farkında mısınız?

Depremler yine arttı farkında mısınız?
 

Asyada ki Güneş tutulmasının ardından depremlerde yine göze çarpan bir artış var. Güneş ve ay tutulması ile toprak hareketlerinin bir çekimsel bağlantısı olduğunu herkes biliyor. Zaten hiçbir bilim adamıda bunu saklamıyor. Bana gelen bir maili sizlerle paylaşmak istedim. Tahmin ediyorum ki çok ilginizi çekecektir. Konu depremden korunma yöntemleri, anlatan Doug Copp. Görevi dünyanın en tecrübeli kurtarma birimi Amerikan Uluslararası Kurtarma Ekibinin Kurtarma Şefi ve Afet Olayları müdürü. Anlattıkları ise onun tecrübelerini yansıtırken belki bizim için bazı ip uçlarıda verebilir.

Doug Copp 900 civarında yıkılmış binaya sürünerek kurtarma amacıyla girmiş birisi. 60 değişik ülkede o ülkenin kurtarma ekipleriyle çalışmış ve o ülkelerde kurtarma birimleri kurulmasına öncülük etmiş ve birçok ülkenin kurtarma birimlerine üye bir kurtarma uzmanı. 2 yıl BM'de felaket azaltma uzmanı olarak çalışmış. 1985 yılından beri de aynı anda oluşan felaketler hariç dünya üzerindeki tüm felaket bölgelerinde bulunmuş bir isim.
1996 yılında kendi buluşu "Hayatta kalma metodu" isimli bir film çekmiş. Filmde Türk hükümeti, İstanbul Belediyesi, İstanbul Üniversitesi, Case yapımcılık işbirliğinde bulunmuşlar. Toplam 20 maket üzerinde "çömel ve korun, hayat üçgeni" metodları uygulaması anlatılmış.

Çekimler sırasında yıkılmış binalar arasında kalanlardan çömelip korun-saklan metodunu uygulayanlar neredeyse hayatta kalma oranları 0 olduğu ortaya çıkmış. Fakat hayat üçgeni metodunu uygulayanlar ise neredeyse %100 hayatta kalma başarısı yakalamışlar. Bu film Türkiye, Avrupa'nın büyük bir kısmı, ABD, Kanada ve Güney Amerika izlenmiş. Bundan sonrasını kendisi anlatsın Doug Copp:

Enkazına girdiğim ilk bina 1985 Mexico City depreminde bir okuldu. Bütün çocuklar sıralarının altındaydı. Her biri kemiklerinin kalınlığına kadar ezilmişlerdi. Sıralarının yanındaki koridorlara uzanmış olsalardı hayatta kalmış olabilirlerdi. Bu “ayıptı, gereksizdi” ve çocukların neden koridorlarda (sıraların arasında) olmadığını merak ettim. O an, çocuklara bir şeyin eşyanın altına saklanmalarının söylendiğini bilmiyordum.

Basitçe ifade edilirse, binalar yıkılırken, objelerin üzerine düşen tavan ağırlığı veya içerideki mobilyalar bu nesnelere çarparken yanlarında bir yer, boşluk bırakırlar. Bu boşluk benim “hayat üçgeni” dediğim alandır.

Nesne ne kadar büyük ve ne kadar dayanıklı olursa daha az ezilecektir. Nesneler ne kadar az ezilirse boşluk ve bu boşluğu kullanan kişinin yaralanmama olasılığı o kadar artar. Bir dahaki sefere televizyonda yıkılan bina izlerken gördüğün üçgenleri say. Heryerdeler. Yıkılan bir binada göreceğiniz en yaygın biçimdir.

Deprem anında hayatta kalma, ailelerine bakma ve başkalarını kurtarma hakkında 750 bin nüfuslu Trujillo kentinin İtfaiye bölümünü eğittim. Trujillo İtfaiye Departmanının kurtarma şefi Üniversitede profesör. Bana her yerde eşlik etti. Kişisel ifadeleri aynen şöyle: “Adım Roberto Rosales. Trujillo kurtarma ekibinin şefiyim. 1972 yılında 11 yaşındayken çöken bir binada mahsur kaldım. 70.000 kişinin öldüğü depremdi. Erkek kardeşimin motosikletinin yanında oluşan “hayat üçgeni” içinde hayatta kaldım.

Yataklarının veya sıraların, masaların altına giren arkadaşlarım ezilerek öldüler. Ben hayat üçgeninin yaşayan örneğiyim. Ölen arkadaşlarım ise “çömel ve korun” örnekleridir.

Kurtarma Uzmanı Doug Copp'un önerileri:

1)
“Binalar çökerken basitçe “çömelen ve korunan” kişiler istisnasız her defasında ezilerek ölüyor. Masa, araba gibi nesnelerin altına giren kişiler her zaman ezilirler.

2)
Kediler, köpekler ve bebekler’in hepsi doğal bir şekilde dizlerini ana rahmindeki gibi karınlarına doğru çekerek kıvrılırlar. Deprem anında sizde bu şekilde kıvrılmalısınız. Bu doğal bir güvenlik ve hayatta kalma içgüdüsüdür. Daha küçük bir boşlukta hayatta kalabilirsiniz. Hafifçe ezilecek ama yanında boşluk yaratacak bir kanepe, geniş büyük bir eşyanın yanında durun.

3)
Ahşap evler deprem anındaki en güvenli yapılardır. Sebebi basittir; ahşap esnektir ve depremin zorlamasıyla hareket eder. Eğer ahşap bina çökerse geniş yaşam boşlukları oluşur. Ayrıca, ahşap binalar daha az yoğunlukta yıkılış ağırlığına sahiptir. Tuğla binalar ayrı tuğla parçalarına ayrılacaklardır. Tuğlalar bir çok yaralanmalara sebep olur, ama beton bloklardan daha az zarar verirler.

4)
Eğer gece yataktayken deprem olursa, basitçe yuvarlanarak yataktan düşün. Yatağın çevresinde güvenli bir boşluk oluşacaktır. Oteller müşterilerine deprem anında yatakların yanında yere uzanmalarını tavsiye eden bir uyarı notunu odalarda her kapının arkasına asarlarsa depremlerde çok büyük hayatta kalma oranlarını sağlayabilirler.

5) Televizyon izlerken deprem olursa ve kolayca kapıdan veya pencereden dışarı kaçmak mümkün değilse, kanepe veya büyük bir koltuğun veya sandalyenin yanında cenin pozisyonunda kıvrılarak yere uzanın.

6) Bina çökerken kapı kirişlerinin altına geçen herkes ölür… Nasıl mı? Eğer kapı kirişlerinin altına geçerseniz ve kapı kirişi öne veya arkaya doğru düşürse inen tavanın altında ezilirsiniz. Eğer kapı kirişi yana doğru yıkılırsa ikiye bölünürsünüz. Her iki durumda da ölürsünüz!

7) Hiçbir zaman merdivenlere gitmeyin. Merdivenler ana binadan farklı bir “frekans aralığına” sahiptir; ana binadan bağımsız olarak sarsılırlar. Merdivenler ve binanın geri kalanı devamlı olarak birbirlerine çarparlar, ta ki merdivenlerin yıkılana kadar. Merdivenlere ulaşan insanlar basamaklar yüzünden yaralanırlar. Korkunç şekilde sakatlanırlar. Bina yıkılmasa dahi, merdivenlerden uzak durun. Merdivenler binanın hasar görmesi en muhtemel kısmıdır. Depremde yıkılmamış olsa dahi, merdivenler bağırarak kaçmaya çalışan insanların aşırı yüklenmesi ile çökebilir. Merdivenler bina zarar görmemiş olsa dahi her zaman güvenlik açısından kontrolden geçirilmelidir.

8) Binanın dış duvarlarına yakın yerlerde durun, mümkünse dışına çıkın. Binanın iç kısımlarındansa dış kısımlarına yakın olmak çok daha iyidir. Binanın dış çevresinden ne kadar içeride olursanız, çıkış yolunuzun kapanma ihtimali o kadar artacaktır.

9) Deprem anında üst yolun yıkılmasıyla ezilen araçların içinde bulunan insanlar ezilirler. San Francisco depreminin kurbanlarının hepsi araçlarının içindeydiler. Hepsi öldü. Araçlarının dışına çıkıp, aracın yanına uzanıp veya oturarak kolaylıkla hayatta kalabilirlerdi. Ezilen bütün araçların yanında-kolonların direkt olarak üzerine düştüğü araçlar hariç boşluklar oluşmuştu.

10) Enkaz halindeki gazete ofislerini ve çok miktarda kağıdın olduğu ofisleri dolaşırken kağıdın ezilmediğini gördüm. Kağıt yığınlarının etrafında geniş boşluklar oluşur.

Her an depremle karşı karşıya olduğumuz ülkemizde depreme hazırlıklı olmalıyız. Binaların depreme karşı güçlendirilmesi çok önemli. Ev içindeki eşyalarında deprem anında zarar vermemeleri için gerekli düzenleme ve sağlamlaştırmalar yapılmalı.
 
Toplam blog
: 91
: 3105
Kayıt tarihi
: 16.02.09
 
 

Yıllardır yazmadım... Şimdi yine devam.. Haftanın belirli günleri... Çünkü eskisi kadar vaktim yo..