Der Spiegel'in yorumu. "Fenerbahçe'ye yapılan siyasi bir operasyon!"

3 Temmuzda başlatılan Futbolda şike ve teşvik pirimi verme operasyonu ile ilgili bir sürü yazı kaleme aldım. Bu yazılardan biride, Fenerbahçe üzerinden oynanan güç gösterisiydi. 

Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ve Beşiktaş As Başkanı Serdal Adalı’nın kurdukları konsorsiyumla, aldıkları Askeri Helikopter ihalesi nedeniyle operasyona uğradıklarını, aynı zamanda cemaatin Fenerbahçe’yi ele geçirmek için düğmeye bastığı yönünde, bazı basın organlarında yazılar çıktığını belirtip, siyasilerin Fenerbahçe’yi güç gösteri alanı haline getirdiklerini yazmıştım. 

Böylesi yazılar, belli medya organlarında küçük haberler gibi sunuldu. Çoğu bu haberi görmezden geldiler. Anlı şanlı futbol yorumcuları, reyting almak uğruna özellikle Fenerbahçe’ye vurdular. Ve hala vurmaya devam ediyorlar. 

Bizim yazdıklarımız şimdilerde Der Spiegel’de çıkıyor! 

Evet, Almanların ünlü dergisi Der Spiegel’de yayınlanan bir analizde Fenerbahçe’nin uğradığı saldırının arkasında siyasi bir gücün olduğu vurgulandı. 

İşte Der Spiegel’in yorumundan bir bölüm. 

“Politika Fenerbahçe’yi düşürdü… 

Aynı zamanda yasadışı silah kaçakçılığı ve mafya ile olan ilişkileri söylenti olarak yayılan Aziz Yıldırım, tutuklandığı güne kadar Türkiye'de "dokunulamazlar" listesinin başında yer alıyordu. Türkiye'de üç büyük kulübe başkanlık yapanların, bakanlardan ve siyasilerden daha güçlü olduğu söylenir. Aziz Yıldırım'ın tutuklanmasıyla bu savın düşmesi düşündürücüdür. 

Gözlemcilere göre skandalın arkasında politik bir güç var. Daha doğrusu bir güç savaşı! Laik askeri kanatla, iktidarda olan muhafazakâr İslamcı eğilimin savaşı! Yıldırım'ın ailesi askeri kanada yakın! Erdoğan bu yüzden mi tutuklanmasını istedi? Böyle bir soruşturmanın arkasında siyasilerin olmamasını düşünmek imkânsız!. Eğer arkanızda hükümet desteği yoksa Aziz Yıldırım gibi isimlerin üzerine gidemezsiniz! Aynı şekilde AKP milletvekili Şamil Tayyar'ın "burada mesele sadece futbol değil" sözleri ilginç. 

Taraftar, savcının "temiz kramponlar" diye isimlendirdiği operasyonun her geçen gün sadece bir takım üzerine yoğunlaşmasının Türk futbolunu temizleyeceğine inanmıyor. Bütün bu skandallardan kazançlı çıkan tek takım Trabzonspor. Ligi ikinci bitirmesine rağmen Şampiyonlar Ligi'ne alındı, fakat onlarda bu soruşturma kapsamında şike yaptığı iddiasıyla şüpheli. 

Karadeniz kıyılarında yer alan Trabzon'un kulübü, siyasi bağlantılarıyla dikkat çekiyor. 2004 yılındaki yerel seçimlerde bozguna uğrayan Recep Tayyip Erdoğan'ın, yayınlanan Wikileaks belgelerinde bu hezimetten sonra Karadeniz kulübüne kendisine ait devlet kasasından birkaç milyon dolar yardım yaptığı söyleniyor.” 

Yukarıdaki yorumun altına bende imzamı atıyorum. 

Ülkede her konuya el atan siyaset, toplumu uyutmanın en kolay yolu olan futbola yatırım yapmaması düşünülebilir mi? Ancak Fenerbahçe üzerinden oynanan bu oyun, iktidarın aleyhine olmuş gibi görünüyor. Bu gün bir seçim olsa, Fenerbahçeli taraftarlar AKP’ye biraz zor oy verirler! Fenerbahçe’nin taraftar sayısı göz önüne alındığında bu da operasyonun niçin seçimden sonra yapıldığını gözler önüne seriyor. 

Geleli Fenerbahçe düşmanlığını her alanda yürütenlere: 

Michel Platini UEFA Başkanı olarak Futbol Federasyonu’na en büyük desteği verirken, bizi adeta ‘Muz Cumhuriyeti’ gibi gördüğünü, Fenerbahçe aleyhinde söyledikleri ile kanıtlıyor. 

Fenerbahçe’nin ve Aziz Yıldırım’ın Avukatı Faik Işık’ın, twitter üzerinden yaptığı şu açıklamalara katılmamak mümkün değil. 

* Türk futbolu, Kaddafi’nin petrolü değil! 

* AC Milan ve Porto’ya sesi çıkmayan UEFA temsilcileri; sömürge valilikleri hakkında konuşur gibi konuşamaz! 

* Mahkemenin ne karar vereceğini bir Fransız söylüyorsa; Artık bu soruşturmanın özel yetkili savcı ve mahkemelerden derhal alınması şarttır. 

* Türk yargısı ve HSYK, Platini’nin yazılmamış iddianameyi ve kesin hükmü ilan etmesi karşısında hareketsiz kalırsa, hukuk bitmiş demektir. 

* “CAS’a giderseniz ağır ceza alırsınız” diyen bir kişi UEFA başkanı olamaz. CAS’ın en önemli özelliği: Savunma alınmadan karar verilemeyeceğidir. 

* Sen savunma hakkını tehditle yok etmeye çalışan, mahkemelere baskı yapan bir zanlısın Platini. 

* Şenes Erzik, UEFA veya FIFA’ya başka bir Türk’ün girmesine yardımcı olmadı ki, ülkesiyle ilgili bu hakareti reddetsin? 

* Utanmadan, gelmişine geçmişine ve ne katkısı olduğuna bakmadan; Savcıdan önce iddianame, mahkemeden önce hüküm verenlere yuh olsun. 

Evet, ‘yuh olsun’