Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Temmuz '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Dert açıyor bu gülümsemeler başıma!...

Dert açıyor bu gülümsemeler başıma!...
 

Efendim, üzerinize afiyet gülümsemeyi severim!

Çocukluğumda bu kadar sever miydim, gülümser miydim, sanki az daha somurtkandım sanırım ya da aklımda kalan somurttuğum anlar!

Genç kız ve kadınlığımda da gülümserdim de, sanki az biraz daha edepliydi, çocuk doğurduktan sonrasına rast gelir tavuk gıdaklar gibi kahkahalar!...

Hani, “aman ay artık nasıl olsa yanlış anlamazlar” düşüncesi mi oluşuyor ne?

Aileden pek bir baskı görmesek de, toplumsal baskı yapıyordu yapacağını, kikirdek kızlar hoş sayılmazdı örneğin, fingirdek kızların bir alt versiyonuydu…

Gülümsediğinizde bir dükkandaki satıcıya, gençlik zamanlarımızda, arkamızdan gelip, arkadaşlık da teklif edebilirlerdi!

Eeee etsinler ne olacak ki!

Ama… Toplumda bir de “Dişi köpek kuyruk sallamadıkça erkek köpek peşine düşmez” tarzında bir laf da vardır ki, o vakitler pek bir revaçtaydı yani…

Gençlik işte, habire arkadaşlık teklif eden olunca, ayy ne hoş ki beğeniliyorum yerine, iş mi attım zannetti şimdi bu adam diye hayıflanmayı tercih ediyorduk!

Birisini dinlerken gözünün içine bakmayı da severim ben!

Sen hem gülümse, hem de gözünün içine bak adamın, sonra da adam gelsin ilanı aşk etsin, yok canım artık daha neler dediğimde de “Ama lütfen Gülgün Hanım, siz de hoşlandınız, nasıl da gözümün içine içine bakıp, gülümsediniz” denmesini de yaşadım!

Deneyimliyimdir aslında genç kızlığımdan bu yana, allem eder kalem eder, şakaya vurur, araya bir şeyler sıkıştırır izin vermem öyle aşklarını açmalarına!

Tabii ki ben de aşık olmamışsam onlara!

Yine nereden nereye geldim, neyse…

Başıma çok iş açmışlığı var dedim ya gülümsememin, çok kattığı da vardır aslında, tartsak, iyi tarafı ağır gelir muhtemelen!...

Son yıllarda özellikle, yolda yürürken gülümsediğimi görenler selam falan veriyor, günaydınlaşıyoruz, bazen hal hatır da soruyoruz, tahminen kendisini tanıdığımı düşünüyor, bir taraftan da hatırlayamadım diye hayıflanıyor…

Alış veriş merkezlerinde kasiyerler hoş geldiniz diyor, bakın sizin sevdiğiniz bisküvilerden geldi diyorlar mesela…

Hoşuma gidiyor!

Msn’de yazışıyoruz mesela, hoşuma gidiyor karşımdakinin yazdığı, gülümsüyorum, ya da kahkaha atıyorum, paylaşmak istiyorum, karşı tarafa bir gülen yüz simgesi gönderiyorum!

Çok gülüyorsam, iki parantezli, kahkaha atıyorsam gülmekten yere yatan adam animasyonu…

Bunca yıldır beni tanıyan kaç arkadaşım sormuştur: Hayrola neden güldün ki şimdi?

Eee, gülümsüyorum da ondan!

Bende bir algılama bozukluğu mu var, kendimi yansıtıyor diye gönderip duruyorum gülümseme işaretlerini…

Bu gülümseme işaretlerimden dolayı sevgili Sabiha Rana’da üzülmüş, sanıyorum ki dalga geçiyorum zannetmiş…

İzah ettim durumu kendisine, umarım üzgünlüğü ve kırgınlığı son bulmuştur, eninde sonunda bende üzüldüm bu işe elbette…

Burada da başıma iş açtı yani gülümsemem…

Az kıskançlık krizlerine de vesile olmamıştı vakti zamanında!...

Şunu öğrenemedi adamlar: Aşık bir kadının gözü başkasını görür mü? Şekerim, kendileri gibi zannediyorlar herhal…

Aman… Eninde sonunda safiyane bir gülümseme…

O somurtsun, bu gülümsemesini yutsun, adamlar kahkaha atmasın, yakışmaz, kadınlar gülmesin, hoppa olurlar…

Mutsuz insanlar birbirleriyle didişe dursunlar!

Oysa ne güzel bir armağandır insana, keşke hep gülümseyebilecek güçte ve durumda olsak!...

Sevgilerimle… :)


Gülgün Karaoğlu
Temmuz,22/08

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..