Ah! Ah… Epey bir ara vermişim tüyolara!

Akşam yemeğindeyiz, oğlum ek olarak bir şeyler istedi, o arada bir şeyler daha ekledi, o arada aynı tabakta buluşturunca siparişlerini, ayyy oğulcuğum, karıştırdım ama var mıydı bir mahsuru deme gafletine düştüm!

O da, ayyy anne…. Karıştırmasana!... dedi…

Benim derdim şu: Ergen bir genç, takıntı hastalığı ve dürtü kontrol problemi tedavisi görüyor, gerçi tam olarak da görmüyor ya artık, kafasına göre alıyor ilaçlarını, bir bırakıyor, bir birine devam ediyor, diğerleri mahzun…

O dönemlerde sigaraya başladı, sigara neydi ki kollarındaki kesiklerin yanında…

Fazla da karşı konulacak bir durum yoktu, hali hazırda sigarayı içmiyor da sanki yiyor!

Evdeki meyveler çürüyor…

Aman da oğlumun canı sağlıklı bir şeyler çekmiş modunu anlatmaya çalışıyorum, o durumda iki eli kanda olsa insanın, yerine getirmeye çalışır, ki, aslında canı çektiğinde çoğu var olan yemek yerine oğlum kendi arzusuna göre yemeğini hazırlar!

Yürümeye başladığından itibaren, su götürmedim oğluma, bilerek, ben!

“Tamam tatlım, hemen şimdi ayırırım” dediğimde, dedi ki “Çok biliyorsan sen kendin yap desen, bütün işler çözülecek!”

Hah işte!

Biz kadınlar yok öyleydi, yok böyleydi, canı sıkkın, aman iş yerinde problemi var gibi anaçlıklar yaptıkça, hem kendimize hem de ilişkiye zarar veriyoruz!

Oğlumdan öğrendim bunu!

Erkek mantığına göre “tamam tatlım, hemen yaparım hayatım” bir yere kadar değer taşıyor, istekleri fazlalaştıkça, insani boyutları aştıkça halihazırda karşılanıyor olması karşı tarafı sorgulamaya itiyor ve çıkan görüntü kaybetmekten korkan bir kadın!

Bu ilk etapta gurur okşasa da, yük de yüklüyor adama…

Aslında acayip bir karmaşa, adam istiyor ki kadını dik dursun, ama yanı başında olsun, hem de onun gibi olsun!

Bir taraftan da, elinin altında hazır olanlar, sıkıntılı zamanlar dışında asla gerçek değerlerini bulamazlar!

Kıssadan hisse: Demek ki zaman zaman “Çok biliyorsan kendin yap!” demek gerekiyormuş, ama bence asık bir suratla değil de, yüzünüzdeki gülümsemeyle…

Yani, severim seni ama esirin de değilim tarzında, hoş bir çalım, hoş bir eda… Ama… Mutlaka ve mutlaka özgüven olsun hamurunuzda!...


Gülgün Karaoğlu
Temmuz,22/08