Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Şubat '15

 
Kategori
Öykü
 

Dest-i Muhittin

Dest-i Muhittin
 

Resim www.samanyoluhaber.com'dan alıntıdır.


 “29 yaşımdayım ve neden burada olduğum hakkında en ufak bir fikrim yok.”

Kamera Selim’e döndüğünde mikrofonla daha önce uzaktan yakından hiç tanışmamış olan adamcağızın ağzından çıkan ilk cümle bu olmuştu. Salondakiler bir süre şaşkın şaşkın birbirlerine baktıktan sonra  gülüştü. Yönetmen, dakikalardır heyecanı arayan ellerini ovuşturdu. Belli ki programın yeni katılımcısında bolca malzeme vardı. Sunucuya kulaklığından “şaşır” diye seslendi. Sunucu ekmek fırını benzetmesiyle anlatılabilecek inci dişlerle örülü ağzını kocaman açıp “nasıl yaaaani” diye kameralara bakıp şaşırdı. Selim olan bitene anlam veremiyor gibiydi. Kamerayla sunucu arasındaki bir noktaya mütemadiyen gözlerini dikmiş bir biçimde kurduğu cümleyi niteledi:

“Vallahi yok! Bunların hepsi Muhittin’in suçu ”

Daha sonra tüm meraklı gözler, bol küpeli kulaklar, özenle düzeltilip kesilmiş sakallar ve sıkıntıdan sarkmış memelerin önünde bugün orada olmasının tek sebebinin kendisi adına programın telefon numarasını çeviren on bir yıllık arkadaşı Muhittin olduğunu anlattı. Gerçi telefonu ankesörlü falan değildi ama yine de arkadaşı anlattığına göre numarayı çevirmişti. Pek de yanlış sayılmazdı bu söylem, güzel Türkçe! Zaten sürekli döndürdüğü türlü oyunlardan dolayı ona arkadaş çevresinde Dümen Muhittin diye sesleniliyordu.  “Cen…..t herif” diye iç geçirdi anlatırken. Tabii Dümen bununla kalmamış, üstüne üstlük eviyle arabasının olduğunu da laf arasında uydurmuştu. Selim işi bozuntuya vermedi ve kirli bilgiyi onayladı. Gerçi Amasya merkezde ahşap ve bahçeli bir ev yok değildi. Selim Tertemiz’in aklına babasının babası Hacı Selim Tertemiz’in yaz tatillerinde bahçesindeki elma ağaçlarının dibine gübre niyetine işediği ev geldi. Teorik olarak düşünüldüğünde öldükten sonra  dedesinin iki çocuğundan biri olan babasına bu evin düşme olasılığı yüzde elliydi. Üç çocuğun en büyüğü kendisi olduğu için de otomatik olarak eve en hızlı sahip çıkabilecek, en hayırlı evlat da kendisi oluyordu. Bu konu hakkında kendi kendine hem fikir oldu Selim.

Araba almayı ise hep düşündüğü için sorun yoktu. Evi ve arabası var yazıyordu şimdi ekranda, görüntüsünün hemen sağında.Yazıyı okudu. Farkında olmadan sağ üst köpek dişinin daha gerisindeki boşluğu izleyenlerin görebileceği kadar ağzını açarak gülümsemişti. Annesi bu halini her görüşte, “yaptırmadın şu dişi” diye söylenirdi. Ağzını topladı.

Kendine kameradan bakıp çeki düzen verirken sunucu Simge Sayar’ın (34) şehvetli “E o zaman hoşgeldin”’ine  gayet  dini bütün bir “Hoş bulduk” la cevap verdi. Ardından gelen “Neyin var? Anlat bakalım” sorusuna “Neyim yok ki” diye cevap verdiğinde çoktan tüm Türkiye televizyonlarının ayarlarıyla oynamayı bırakmış olmalıydı. 29 yaşındaydı ve bir evi vardı. Saniyeler geçerken gayet mazbut ve başarısızlıklarla dolu şekilde küçük bir iç anadolu kasabasında geçirdiği üniversite yaşantısından;  MIT’de (Massachutes Institute of Technology-muhtemelen denese de adını bile okuyamayacaktı) teknolojiye hükmetmişçesine efsanevi bir biçimde bahsetti. Anlattıklarına göre o anda tekerleğin icadından, cep telefonunun geliştirilmesine kadar bir çok alanda kendisinin katkısı olmalıydı. Hatta tam yeni bir Microsoft kurulup Bill Gates doğacakken önlenemez yükselişi son sınıftaki bir öğretim üyesinin kaprislerine kurban gitmişti.

Ekrandaki sanal CV’si kabarmaya devam ediyordu. Sadece bir sene playstation oynayarak zaman öldürdüğü kasabadaki üniversiteyi son sınıftan terk ettiğine hep birlikte inandılar. Kendisinin bile lise son sınıftan beri kullanmadığı Aykut-i couldn’t esprileriyle genişletilmiş Kuzey Afrika menşeili İngilizcesinin varlığını hatırladığında, artık Selim Tertemiz, tüm dünya kadınlarına hitap eden bir adam olup çıkmıştı. Stüdyoda tüm olup bitene sürekli karışanlar ve ekranları başında sürekli kafası karışanlar bu yeni beyaz Türk ile bir süre gurur duydular. Selim o sabah oraya geldiğinde aramadığını iddia ettiği kadındaki özellikleri bir bir sıralarken, muhtemelen milyonlarca aday not tutmaktaydı.

Selim’le geçen ilk dakikaların heyecanı bittiğinde kameralar  daha önce stüdyoda birbirlerine talip olan Cemal (27) ile Nurcan’ın (19) biten ilişkilerine odaklandı. “Şe...siz” olduğu iddia edilen Cemal, “onuru sokaktan bulmayıp kazandığını, delikanlı adamın kısa mesajla terk edilmeyeceğini” anlattı parmağını kameraya sallayarak. Ekranları başındakilerle birlikte Selim de alkışladı onu. Ardından üç aydır aynı koltukta oturduğu için yüzünden çok kı…a nemlendirici krem sürdüğüne inanılan Şerife’ye bir talip geldi, eli boş gitti. Süleyman Bey(??) Kafkas oyunu oynadı, Safiye hanım kaybettiği eşinin ardından tüm stüdyoyla birlikte ağladı ama Selim’e o gün bir talip çıkmadı.

Aynı hafta türlü kıyafetler değiştiren Selim, dokuz çift hakkında “bir çay içmeleri” teklifinde bulundu, Almanya’dan emekli ve evi olan Kemal Bey’den (43) öğrendiği şekilde iki çifte de cinsel temalı olduğunu düşündüğü “çay içmeyin, direk yemek yiyin” çağrısında bulundu. Selim; o ay program devam ederken, tüm edebiyat çevrelerinin kınamasına sebep olacak kadar kötü bir yorumla, bir tanesi merhum Sait Faik Abasıyanık’a ait olduğu halde Nazım Hikmet’in olduğunu beyan ettiği iki şiir yorumladı. Selim’likten Selim Bey’liğe terfisini onbeşinci programın hemen başında, “kendisine ne kadar saygı duyulsa az olan” Emekli Öğretmen Nermin Hanım’ın (52) sayesinde kazandı. Durmadı, Süleyman Bey’le (??) çıkıp üç defa Kafkas oyunu oynadı, hatta bir defasında ayakları ağrıyınca çalan müziğe ayağa kalkıp el çırparak eşlik etti. Üç talibiyle programda görüşüp, dördüncüsü ismini vermek istememesine rağmen her nedense sonradan programa çıkan hanımefendi(27) ile mütevazi bir törenle dünya evine girdi.

Sonradan İstanbul’da özel bir firmada çalışan hanımefendinin (27)  adını asla unutmayacak kadar önüne arkasına sıfatlar ekledi. Çok koyduğu sıfatlardan olsa gerek, iki de çocuğu oldu. Bir tanesinin adını sunucudan esinlenerek Simge(5) koydu. Diğerini de isminin burada anılmasını istemeyen karısı ile tanışmasına vesile olan, Kafkas oyunu partneri Süleyman(3 buçuk). Zamanı gelince de, eşi ve iki çocuğuyla İstanbul, Fatih’te bir eve taşındı.

Selim şu an saate ve tarihe baktığımızda 38 yaşında ve neden bu hayatı yaşadığı hakkında en ufak bir fikre sahip değil. Ve bunların hepsi, yaşını söylememizi istemeyen Muhittin’in suçu

 
Toplam blog
: 63
: 1414
Kayıt tarihi
: 14.08.08
 
 

Hayat hikayemi fazla uzatmayacağım, çünkü hepimiz bir şekilde yolumuza kavuşuyoruz. Okuyan bir an..