Şımarık

Hayat sürprizlerle dolu. Hadi canım ne sürprizi, dünkünün aynı. Yarında böyle olacak, öbür günde. Tıpkı günler öncesi gibi. Hayat tatlı. Git işine neresi tatlı. Ne şekeri var, ne tuzu. Acısınada razıyım ama o da yok. İsotlu olsaydı keşke.
Kimi derki: Yaşıyorum feleğe inat. Kimi derki : Hayatım hayat. Kıçım iki kanat. Bu dünyada adalet yok. Ha bak o doğru. Gerçekten o yok, yani adalet. Dünya kurulalı beri herkes onu arıyor. Bulmak için partide kurdular olmadı. İyice kayıplara karıştı. Şarkıda yaptılar " adaletin bu mu dünya".

Tanrı öyle bir dünya yaratmış ki kimse beğenmiyor. Bu yüzden ölüme ses çıkaran yok. Onun ne olduğu bilinmiyor.
Anlatılanlar mış, muş. Cennet var. Huriler var. Cennet taamları var. Varda var. Öbür yanda cehennem var. Zebaniler var. Ateş var. Varda var. Tıpkı burası. Tıpkısının aynısı burda da var. İşte tanrının adaleti bu. Burada ne varsa, oradada o var.

Burdan oraya giderken bir şey götüremiyorsunuz. Gelirken getirmediniz ki. Zaten cep yok. Cep olmayınca cep telefonluda yok. Diyelim ki kaçak maçak götürdünüz. Kontör yok. Diyelim ki kontörünüz yüklüydü. Operatör hangisi.
Cehennem cell mi, huri fon mu. Yoksa evde ev telefonu. İşte iş telefonu diyenler, oraya da hat çekip, ötede öte de öte dünya telefonu mu diyecekler. Desene Cem Yılmaz a orduda ekmek var.

- Ben bu dünyayı seviyorum.
- Hadi canım sen de. Nesini seviyorsun ?
- Nesini sevimiyim ki.
- Aslında ben de seviyorum. Ama o beni hiç sevmiyor.
- Olur mu öyle. Senide seviyor ama, belli etmiyor. Şımarmayasın diye.
- Sen şımarmıyor musun ?
- Ben şımarık doğmuşum. Anadan doğma şımarık.
- Ben çocukluğumda bir kez şımarmıştım. Bayrama iki gün kala babam eve şeker getirmişti. Bayram şekeri. Cicili bicili. Bana bir tane verdi. Onu şip şak yedim. Bir tane daha istedim. Vermedi. Ağladım. Babam şımardın dedi. Bi ton sopa yedim. Demek Tanrıda şımaracağımı biliyor ondan vermiyor. Acaba ağlasam Tanrıda döver mi. Tanrının sopası yok diyorlar ama, bellide olmaz.