Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Haziran '10

 
Kategori
Güncel
 

Devlet zorla köy boşaltabilir mi?

Devlet zorla köy boşaltabilir mi?
 

Resim: Alıntı


Haber Türk televizyonunda “Terör neden artıyor?” isimli özel programda terörün neden hortladığı tartışıldı.

Programa; eski dışişleri Bakanı İlter Türkmen, Newsveek yazarı Alper Akın, Gazeteci, yazar Altan Tan, Prof DR: Erşan Şen, Prof Dr: Mesut Hakkı Çaşın, Taraf gazetesi yazarı Önder Aytaç katıldı.

Önder Aytaç “Genelkurmayın terör artabilir” yolundaki açıklamasını talihsiz bir açıklama olarak niteledi ve bu evinde uyuyan insanları huzursuz etmek, sağlık bakanının hastalara, hastaneler çok kötü, hastanelere gelmeyin demesi gibi bir şeydir diyerek, Genelkurmay başta olmak üzere terörle mücadeleyi beceremeyen kim varsa hükümet dahil istifa etmelidir, dedi. Söylemlerden anlıyoruz ki… Taraf gazetesinin temel ilkeleri, vizyonu sadece ve sadece TSK’ yı yıpratmak üzerine kurulmuştur. Bunu farklı isimlerin yaptığı benzer açıklamalardan anlamak, idrak etmek mümkün. Taraf gazetesi ne adına, kim adına bilemediğimiz bir görevin sözcüsü sanki…

Devlet zorla köy boşaltabilir mi diyen Gazeteci yazar Altan Tan; devleti ve Genelkurmay’ ı ana dilde eğitime karşı çıkarak, terör yapmakla suçladı. Kürtleri ise kendi etnisitesi olan, kendi dilini konuşmak ve kendi sokak adını kendisi koymak isteyen ve tüm bunları aynı bayrak altında bölünmeden yaşamak isteyen masumane halk olarak niteledi. Oysa aynı Altan Tan, gerek DTP’ lilerin, gerek Öcalan’ın açık açık ifade ettiği özerklik hakkı söylemlerini dolaylıda olsa ima etmekten geri kalmıyor, demokratik açılımda şark kurnazlığı yapmakla suçladığı Erdoğan’ ın bir başka versiyonunu aynı şark kurnazlığı ile hayata geçiriyordu. Ne de olsa orada tek akıllı oydu…

Altan Tan’ın; devlet zorla köy boşaltılabilir mi sorusuna, evet gerekirse güvenlik gerekçesi boşaltabilir diyen Erşan Şen; taş atan çocuklar konusunda da; 16 ya da 17 yaşında çocuk dediğiniz çocuklar cinayet işlemişse, suç örgütü adına eylemlere kalkışmışsa tabii ki bu cezasız kalmaz, kalamaz, dedi. Bunun kimlikle alakası olmadığını belirten Şen, suç işleyen her çocuk için kanunlar ne diyorsa o yapılır, dedi.

Eski dışişleri bakanı İlter Türkmen, yaşı küçük olup suça karışmış çocuklar, çocuk mahkemelerinde yargılanabilir, yargılanmalıdır diyerek, eğer varsa bir eksiklik veya yanlışlık bu çıkarılacak bir yasa ile çocukları kazanmak üzerine düzenlenebilir, bu yönde politikalar üretebilir, dedi. Açılımda ufak adımlar atılıyor diyen İlter Türkmen, açılım doğruydu ama doğru yapılamadı derken, Habur’ da yaşananları da olmaması gerekir diye niteledi.

Yeditepe Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof Dr: Mesut Caşın, nihayi hedefin bölgede bir Kürt devleti kurmak olduğuna değinerek, terörün uluslararası boyutuna dikkat çekti. En büyük sorunun Irak’ da egemenliğin sağlanamamış olduğunu söyleyen Caşın, terör örgütünün çocukların eline taş tutuşturarak yavaş yavaş teröre alıştırmanın alt yapısını hazırladığını söyledi. Her şeye rağmen o çocuklar bizim çocuklarımız diyen Caşın, politikalarımızı o çocukları kazanmak üzere belirlemeliyiz, dedi.

Sesini yükselterek kendi doğrularını dikte etmeye, kabul ettirmeye çalışan Tan; her zamanki tavrıyla TC şunu, şunu, şunu yapmak zorunda, yapacak diyerek; savunma bakanından, başbakana, genelkurmaydan, emniyete, işini yapamayan her kim varsa herkes istifa etmeli, dedi.

Söylemlerinden Kürtlerin her dediği yapılırsa ancak başarı sağlanır sonucunu rahatlıkla ulaşabileceğimiz Tan’ın; zafer kazanmış komutan edası, arkasına kaykılarak, yayılarak yaptığı külhanvari konuşmaları ve davranışları ise, bırakın milyonların izleyebileceği TV ekranlarını, kahvehane kültüründe bile kabul görmeyecek pervasızlık, saygısızlıktaydı… Sanki bütün yüksek dağları o yaratmış, söylediği her söz ise herkesin kabul etmesi zorunlu olan kanun hükmündeydi…

PKK’ yı siyasal örgüt olan tanımlayan Altan Tan, PKK zaman zaman teröre başvuran siyasal bir örgüt, Kürtlerin bir gerçeğidir, dedi. Her şeyin başına, merkezine Kürtleri koyan Tan; dayanaklarına taraftar toplamak için, araya türbanı, dini, Alevi’ yi, Çerkez’i şıkırtıma kurnazlığından da geri kalmadı. Tıpkı şark kurnazlığı ile suçladığı başbakanın yaptığını, hatta alasını yaparak.

Sonuç olarak Türkiye’ nin 12 evladını kaybettiği bu kara günde, acısını haykırma özgürlüğü, demokrasisi bile elinden alınmış şehit anaları, babaları, yakınlarının acısı yerine yine şişirilmiş Kürt sorunu, masum, zavallı Kürtlere yapılan sözde mezalimi konuşuldu… Ahmet Tan’ ın her beğenmediği konuşmacının sesini, sesini yükselterek, bağırarak, bastırmaya çalışması sayesinde…

Son olarak sormak diyorum ki...

Neden bu ekranlar hiçbir şehit anasına, babasına, yakınına ekranlarını açmaz, yer vermez, konuşturmaz da, körün değneğini bellediği gibi “sadece bir iki ismi değiştirerek” sürekli aynı isimleri ekranlarının gediklisi yapar o da ayrıca üstünde düşünülecek, sorgulanacak bir soru…

 
Toplam blog
: 669
: 1503
Kayıt tarihi
: 19.01.07
 
 

Bir on dört mart sabahı güneş henüz arz-ı endam ederken üzeri yongalarla kaplı, küçük pencereli, ..