Didimliler'in "Taksim" direnişi...

Bu, başka bir şeydi…

Bir başka tepkiydi, bir başka direnişti…

Toplumun tüm kesimini birleştiren onurlu bir direnişin adıydı…

İstanbul Taksim, Didim’e taşınmış, Didim olmuştu sanki…

Bir başkaydı dedim ya:

Bu tek başına bir “gezi parkı” direnişi değildi…

Bu tek başına yediğimiz gaz bombalarının hesabının sorulması da değildi…

Bu karşı çıktığımız 3. Boğaz Köprüsü ve bu köprüye verilen “Yavuz Sultan Selim” adı da değildi…

Suriye ile Ortadoğu bataklığına itildiğimiz, mezhepsel bir kavganın içine itilmişliğimiz de değildi…

Bu bambaşka bir şeydi…

Bu hepsinin ortak adıydı… Artık bardak dolmuş, sabır taşmıştı…

Her partiden, her görüşten, her cinsiyetten, her kültürden binlerce insanı Didim’de sokaklara döken nedenler, Hükümeti, doğaya, çevreye, insana, insan özgürlüklerine, mezhepsel inançlarda taraf tutmamaya, Cumhuriyeti kuranlara saygıya, Yurtta Barış, Dünya’da Barış ilkelerine davet etmekti…

Git gide tek adamlığa, tek karar vericiliğe uzanan anlayışa hop ağır ol demekti…

Bu tepkili yürüyüş, ülke şartlarının ağırlaştığı durumlarda halkın nasıl birlik ve beraberlik içinde olduğunun -olacağının da- bir göstergesiydi…

Belediye Kültür park’ta toplanan Didimliler, “Her yer taksim, her yer direniş” sloganlarıyla

Disiplinli, taşkınlık yapmadan, demokratik haklarını kullanarak, ellerinde pankartlarla AKP İlçe binasının önüne geldiler…  Bazı pankartlarda şunlar yazılıydı:

“Biber gazıyla değil, Cumhuriyetle beslendik”

“ Sonun başlangıcı “Gezi Park”

“ 3. Köprünün adı “Obama” olsun, abi’nin gönlü olsun”

“ AKP, faşizmi değil, özgürlük istiyoruz…

AKP İlçe binasının önünde basın bildirisini dinleyen Didimliler, Demokratik tepkileriyle AKP Hükümetini uyarmış oldular, Her yer Taksim her yer direniş” diyerekten İstanbul’a selamlarını ve desteklerini ilettiler… 

Not: Didimliler'in tepkili yürüyüşü ile ilgili fotoğraflar aşağıda "Milliyet Blog Galeri'de"