Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Aile ve Çocuk Danışmanı Burcu Polatdemir

http://blog.milliyet.com.tr/yasamsenin

16 Mayıs '22

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Dijital Obezite

Durup dinlenmeden bir şeylere yetişmeye çalıştığımız günümüzde dinlenmek artık sadece oturup ‘kendini dinleyebilmek’ değil aynı zamanda  gezmek, bir yerler görmekten geri kalmamak bir nevi bir yarış halinde dolaşmakla eş değer neredeyse..

Boş zaman dediğimiz zamanda da ; elimizdeki cep telefonlarıyla son 1 ya da 2 saat içinde  sosyal medyada kaçırmış olabileceğimizi düşündüğümüz ‘son haberler’ den bihaber olmaktan korkumuzu besleyerek geçiriyoruz. Sürekli faydalı /faydasız bir bilgi akışı var kimisini sonra bakarım diye yedekleyebilme özelliğini de şükreder şekilde karşılamaktayız . Her ne kadar yedeklediğimiz o bilgiye de bazen hiç bakmaya fırsatımız olamayacağını hatta ona hiç vakit kalamayacağını da bilerek yaparız bu eylemi.

Çünkü acelemiz var ve sanal alemde sürekli bir yenilik  yeni bir ‘güncellenme’  var  ve burada bir şeyi kaçırmak geçmişte mahalle kültüründe yaşayanların bildiği üzere ; meraklı komşu misali bir şeylerin özeti için tekrar tekrar bilgiyi tazelemeyi gerektiriyor maalesef. Maalesef çünkü insanoğlu dinleneceğini zannettiği sürelerde de aslında zihnini başka bir yarışa hazırlamış oluyor. Reklamlar dönerken rakiplerinin neler yaptığına gözü kaydıysa alıyor kendini bir huzursuzluk.. Kendince dinleneceğini zannettiği o kıymetli zaman diliminde .. Bir de üstüne kötü birkaç ekonomi haberi gördüyse aklında kaygı melekleri üşüşür durur. Yani zihni başlar yorulmaya ki böyleyken beden nasıl dinlensin.  Çalışan zihin yorar insanı rahat da vermez eninde sonunda..

Neden bu kadar baskı? Neden dijital olarak bu kadar her gördüğümüzü alırız bilinçsizce?

Nasıl başlıyor bu yoksunluk? Aldığımız ‘bir şeyleri kaçırıyorsun’ subliminal mesajını durmadan yüklenmek neden?

Acı çekmek, mutlu olmak, öfke duymak, sevmek gibi onca duygu ne zamandan beri klavye tuşu oldu.. Bunu kabul edip benimsememiz bizi nereye götürür? Her şeyi gerçek olmayan şekilde yapmak bizi kıyısından yakalarken yeni kuşak çocuklara ne yapmaz?

Yürüyüş yapabilmeyi , konuşmayı, gezmeyi, arkadaş olabilmeyi, sanatı, tiyatroyu, resmi, müziği , dansı böylesi sanallaştırdıktan sonra neye yanacağız? Hareketsizliğimizin fiziksel sonuçlarına mı .. Hareketi alışveriş merkezi olarak algılayan ya da algılatan yeni dönem eğilimlerin iyiden iyiye doyumsuz tüketiciye dönüşmesine mi?

Atalarımız avcılık ve toplayıcılıkla kendi hayatlarını devam ettirirken aslında hayatını ‘hareket etmeye ‘ programlamışken yeni kuşak çocukların ve ebeveynlerin bunca hareketsizliği hem fiziksel hem de zihinsel obeziteye nasıl da götürdüğünü hala farkında değil miyiz?

Her aldığımız bilgiyi, kabul etmek  sahiplenmek , uygulamak ve de bunlara  inanmak zorunda değiliz! Hala düşünebiliyor görebiliyoruz.. YOL YAKINKEN FARKEDELİM.. Ne dersiniz?..

 
Toplam blog
: 82
: 140
Kayıt tarihi
: 12.04.15
 
 

Çocukların duygu ve davranışlarının sonuçlarından yola çıkarak ,çocuğun ruh dünyasında oluşan değ..