Dikkat, sinsi düşman 'grip' kapıda bekliyor.

Havalardaki değişikliğe bağlı olarak hemen her insan, vücudunda bir miktar kırgınlık ve yorgunluk hissetmeye başlar. Beden, biyolojik olarak yeni çevre şartlarına ve değişen hava sıcaklığına adapte olmaya çalışırken, belli bir oranda direnci düşer. Vücut direncindeki bu azalma, organizmanın dışarıdan gelen birçok sinsi ve küçük düşmanlarına karşı yenik düşmesine neden olur. Hava değişimi dönemlerinde ve özellikle havaların bir sıcak bir soğuk değişim gösterdiği bu bahar aylarında, en çok karşılaşılan sinsi düşman ‘Grip Virüsü’ dür.

1930 lu yıllarda ortaya çıkarılan bu küçük mikroorganizma, sık sık moleküler yapısını değiştirerek insanlar için hastalık yapmaya ve korkulu olmaya devam ediyor. Grip, genel olarak bir kaç gün bedeni halsiz düşüren ve kendiliğinden iyileşen bir hastalık olarak bilinir. Genellikle öldürücü değildir. Bununla üniversitede ilk tanışmamızda, eğitmenlerimiz tarafından bu hastalık bize ‘ilaçsız yedi günde, ilaçla bir haftada iyileşen hastalık’ olarak ifade edilmişti.

Her ne kadar öldürücü görünmese de, bütün hastalıklar gibi Grip virüsü de ihmale gelmez, çünkü, tarih boyunca Grip hastalığının yapmış olduğu büyük salgınlara ve toplu ölümlere de rastlanılmıştır. Sağlığın kaybı yanında kişilerin ve ülkelerin de bu nedenle büyük ekonomik kayba uğramaları söz konusu olabilmektedir. Grip salgınlarının en önemlileri;

İlk grip virüsünün izole edildiği yıllardan hemen önce aralarında New York, Londra ve Moskova’nın da bulunduğu dünyanın birçok şehrinde görülen büyük salgında yaklaşık 20 milyon kişi hayatını kaybetmişti.

1957 de ‘’Asya Gribi’’ adı verilen epidemiden sonra, 1968 de ‘’Hong Hong Gribi’’ adı verilen salgın yaşanmıştır. Aynı virüsün 1982 kış aylarında Avustralya’da salgınlara neden olduğu saptanmıştır.1976 yılında Fork Dix ve 1918 de New Jersey de daha küçük ölçekli benzer salgınlar görülmüştür. ‘’Domuz Gribi’’ adı verilen bu vakalar için aşı geliştirilmişse de bazı ölüm vakalarının önüne geçilememiş ve aşılamadan vazgeçilmiştir.

Bu salgınların ve ölümlerin nedeni Grip virüsünün yapısında gizlidir; Sinsi Grip virüsü, tümüyle sekiz gene sahiptir. Ancak girdiği her organizmada gen değiş tokuşu yaparak mutasyona uğrar ve yeni bir özellik kazanır. Bu şekilde bambaşka bir virüs haline dönüşür. Organizma, bir önceki virüse karşı koruyucu antikor geliştirmiş olsa bile, bu yeni virüse karşı koruyucu değildir. Böylece yeni oluşan melez virüs, direnci düşük organizmalar da büyük hasarlara neden olabilir. Bu durum bize neden virüs aşılarının da çok etkili olamadığını açıklamaktadır.

Yakın zamanımıza kadar Grip virüsünün yaklaşık 7000 farklı çeşidinin saptanmış olduğu belirtilmiştir. Bunların büyük çoğunluğu hastalık derecesine ilerlemeyen, küçük belirtilere neden olmaktadır. Bunlar içersinde en önemlileri olan Tip-A Grip virüsü, büyük salgınlara yol açabilmektedir. Tip-B, en çok görülen ve bilinen yedi günlük Grip Hastalığının etkenidir. Tip-C Grip virüsü ise ciddi sağlık sorunları ortaya çıkaran etkili bir virüstür. Ancak bu tip virüslerin de birçok alt grupları vardır. Virüsler bu tipleri ve alt grupları ile ifade edilir. Örnek, Rus Gribi; Tip-A, H1N1 olarak tanımlanır. Hong Hong Grip virüsü; Tip-A, H3N2 olarak tanımlanır.

Grip esas olarak kuşlara ait bir hastalıktır ve memelilere kuşlardan geçmiştir. Yaban ördekleri bu hastalığın en bilinen taşıyıcısıdır. Kendileri hasta olmadan Grip mikrobunu kilometrelerce uzaklara taşıyarak memelilere bulaştırabilmektedir. Bunun dışında en önemli taşıyıcıları insan, at, domuz, hindi ve fok balıkları olarak bilinmektedir.

Bu hastalıktan korunmanın en güzel yolu; Öncelikle vücut direncini yüksek tutmaktır. Hava değişimi dönemleri olan bahar aylarında bol meyve ve sebze ile bedeni takviye etmek gerekir. Yaşlı ve çocuklarda belli tip Grip virüslerine karşı yeni geliştirilmiş aşılar koruyucu olabilmektedir. Hastalığın ilerlediği durumlarda özellikle bir uzmana danışılarak yardım alınması gerekir.