Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Eylül '08

 
Kategori
Siyaset
 

Diktatörlerin Atatürk sevgisi

Diktatörlerin Atatürk sevgisi
 

Saakashvili 20. yy. ın en büyük lideri Atatürk’tür demiş. Kendisinin de yirminci yüzyılın başlarından kalma politik söylemleri uyguladığına bakılırsa bu durumu Gürcistan’ın şu an için her ne kadar ABD müttefiki gibi dursa da aslında yenidünya düzeni ile sorunlu olacağının temel işareti olarak algılamak gerekecek.

Amerika birleşik devletlerinin tanımlaması ile Kafkasya’dan Pakistan’a oradan mağribe kadar olan bir coğrafi alanı belirten geniş orta doğuda, şah-molla İran’ından (biri türbanlılara öteki de başı açıklara karşı olduğundan ikisi arasında bir nitelik farkı yoktur) Saddam ırak’ına, Esat’ın Suriye’sinden, Nasır’ın Mısır’ına oradan da Pakistan, Afganistan, Yemen gibi ülkelerinin yanı sıra tüm kuzey Afrika ülkelerinin hepsinin ortak özelliği bu ülkelerin liderliklerinin Atatürk hayranlığından meşruiyet sağladıkları tepeden inmeci elitist bürokratik militarist rejim anlayışlarına sahip olmasıdır.

Geniş orta doğudaki bütün diktatörlüklerin örgütlenme şeması Atatürk’ün kurucusu olduğu Türkiye pratiği rol model alınarak uygulandığından bu rejimlerin hepsi, demokrasileri askeri vesayet altında olan darbeler ülkeleridir. Benzerlik öyle trajiktir ki bu ülkelerin diktatörleri Türk tipi militarist iktidarı örnek alarak kendilerine değişmez ve mutlak bir iktidar kurarken o ülkenin muhalefet örgütlenmesi de çareyi kendi rejimlerinin orijinali olarak gördükleri türkiyedeki militarizm vesayetindeki iktidara karşı olan muhalefet yapılanmasını kopyala yapıştır misali benimseyerek örgütlenme yolunu benimsemiştirler.

Köylü taklitçiliği ile bir birinin kopyası rejimlerin herhangi birinde çıkan sorun haliyle zamanı geldiğinde diğerlerinde de adeta laboratuar uygulamasıymış gibi benzerlikler sunarak kendini gösteriyor.

Otoriter rejimlerde baş gösteren ortak sorunlarının mevcudiyeti yine bu rejimleri bir birlerine karşı bağımlı da kılmıştır öyle ki ABD’nin Irak’a müdahalesinde Türkiye Saddam rejimini Irak’ın şimdiki federal yönetim yapılanmasına karşı el altından savunmuştur. Aynı şekilde rejim kardeşliğinin bir gereği olarak Türkiye, Abhaz ve Oset kültürlerini imha etme politikası güden Gürcistan yönetimine de destek çıkmaktadır.

Bu sorun ortaklığının sebebini bölge devletlerinin sadece köklerindeki rejim ortaklığına bağlamamak gerekir, bu tarz benzerlik aynı zamanda Kafkasya, Pakistan ve kuzey Afrika coğrafyasına kadar olan ülkelerin etnik ve mezhepsel çeşitlilik bağlamında da toplumların yapı içeriğindeki durumlarının benzerliklerinin söz konusu olmasından kaynaklanmaktadır.

Bu anlamda Suriye’de iktidardaki alevi azınlığın Sünni İslamcı muhafazakar ırakta Sünni azınlığın Şiiler ve Kürtlere karşı yaptığı katliamlar, sudanda Afrika yerlilerinin yurtlarından sürülmesi, Pakistan ve afganistandaki darbeci ve otoriter geleneğin sonucu olarak süregelen hem etnik hem de mezhep çatışmaları. Yine bu ülkeler arasında Atatürk’ün yönetimsel anlayışına adeta en çok ben bağlıyım dercesine, onun heykelini dikip adını caddelerinden birine vererek sonrada o benimseyişin gereği olarak Cezayir’de çok partili sisteme karşı askeri darbe yapan militarist rejimim yüz elli bin insanını katletmesi mevcut durumu özetlerken aynı zamanda ABD nin büyük Ortadoğu projesini de anlamlandırmak için verili bir durum raporu sunmaktadır.

Gürcü lider saakashvili 1923 yılında Atatürk’ün Türkiye’de yapmış olduğu Lazlar ve Kürtler gibi otonom halkların tarihi hüviyeti bulunan özerklik haklarını yok ederek, halkların kültür ve dillerini hiçe sayarak yerine ikame ettiği tek dil, tek millet, tek devlet, tek iktidar söylemini, aradan seksen beş yıl geçmesine ve o devrin siyaset anlayışının tarih önünde çoktan mahkûm edilmesine rağmen güncellemesi yine durduk yere masum insanların canına mal olmuştur.

Sonuç olarak eğer Atatürk Türkiye cumhuriyetini ilan etmeden önce birçok kere beyan ettiği farklı kültürlerin özerkliğine müdahale edilmeyecektir şeklindeki çizgisini mutlak iktidarı elde ettiği zamanda devam ettirmiş olsa idi bu gün dünyanın aşılması gereken bir Ortadoğu zihniyeti sorunu da olmayacaktı.

 
Toplam blog
: 23
: 1560
Kayıt tarihi
: 04.03.07
 
 

1981 İstanbul doğumluyum. İstanbul Üniversitesi Tarih bölümü mezunuyum...