Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Temmuz '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Dil yuvarlamak genetik değil artık, isteyen yuvarlıyor !

Dil yuvarlamak genetik değil artık, isteyen yuvarlıyor !
 

Türkçe'de bir karşılığı olduğu halde kullandığınız bu kelimelerle hafızanızı doldurmayın.


Bir toplum için en önemli unsurlardan biridir dil ve tabii kültürünü en iyi şekilde aktarabileceği araçtır. Yabancılaşan bir dil, yabancılaşan bir nesle ve o nesil ise aktarılması gerektiğini düşündüğümüz kültürünü unutmaya mahkum bir topluma dönüşür.
Globalleşen bir dünyada elbetteki yeni kelimelere açık olmalıyız ama bu dilimizi olduğundan farklı hale getirmek, yabancılaştırmak anlamına gelmez.
İnsan kendi problemlerini, duygularını anlatabilmek için farklı kelimeler aramak adına iyice yabancılaştırarak sözcükleri, asıl problemleri ortaya koyuyor. Meselemiz ağza sakız olmuş bunca yabancı kelime değil aslında, toplum içinde ciddi bir ortamda bile dilimizi tuhaf kullanabilecek potansiyeli olan yine tuhaf genç kesimin yoğun olması.
Teknolojinin ilerlemesiyle geliştiğini sandığımız ülkemiz, aslında dilini yavaş yavaş kaybediyor olması ile gerilemekte.
Sanırım artık gençler kendilerine özgü yeni bir dil yaratmakla meşgul... Genellikle 14-25 yaş arası gençlerin kurduğu bu dil duvarının yaratabileceği nesiller arasındaki kopukluk artık büyük bir tehdit haline geldi.
Daha önceki kuşaklar arasında da eminim ki böyle kopukluklar, anlaşmazlıklar yaşanmıştır. Ama bu durum sözlük gerektirecek kadar vahim hale gelmemiştir diye tahmin ediyorum.
Ve internet kullanımı çoğaldıkça -ki zaten kullanmayan kesim daha az- bu uçurum derinleşecektir.
Görmek istenilirse gençlerle bir diyaloğa girin sanal ortamda... Başınıza gelenlerden pişmanlık duyup çıkmak bile isteyebilirsiniz kendinizi onlara oranla "bilgisiz" göreceğinizden... Halbuki kendi yarattıkları dilleri, herkesin anlamasını bekleyenlerdir onlar ve bu durumda siz daha üstünsünüzdür.
Tabi bu ortamda ilk olarak tanışma faslı olacaktır. Önce bir "slm" verilmeli değil mi ? (se-le-me) Sonra hatır sorulmalı; "nbr?" demeden olmaz yani. Buna karşılık vereceği cevap iki tane yanyana dizilmiş "i" harfi olacaktır. Mümkünse kibar olun karşınızdakine "u?" diyerek, sormayı unutmayın nasıl olduğunu, hatrını.

Hele bu ortamda hiç bulunmadıysanız daha önce, haliniz vahim... Meraklı olmasaymışsınız madem öyle derim. Bir anda "chat" kutusunda "Asl?" gibi tuhaf bi kısaltma görürseniz şaşırmayın. Bunun "age, sex, location" yani "yaş, cinsiyet ve şehir" olduğunu anlamak kolay değil haklısınız, henüz o kadar yabancılaşmamış olmamız güzel sanırım...
Genç kesimin dizilerde gördüğü karakterlere duydukları hayranlık onların konuşmasında da etkili oluyor tabiki. Monotonlaşmış ve sonu tahmin edilir hale gelmiş diziye ilginçlik katmak için konuşmada değişim yapan senaristlerin gençler üzerinde büyük bir yeri var...
Türkçe'mizin bir eksiği olsaydı şu an bunları konuşuyor olmazdık zaten. Konuşabiliyorsak ve anlayabiliyorsanız fazlasına da gerek yok demektir. Yeterince anlaşılır bir dil. Bilmeyene zor olan ve hiç çalışma gerektirmeden öğrendiğimiz böylesine güzel bir dili neden değiştirmek isteyelim ki ?
Hep genç kesimden bahsediyoruz farkındaysak.. Biz de genciz evet, belki bu saydıklarımı aramızda yapanlar da vardır ki kendimden örnek vermem gerekirse çoğu zaman arkadaşlarıma mesaj yazarken sesli harfleri kullanmadığım oluyor. Ama bu demek değil ki günlük konuşmamda da aynısını yapıyorum... Bunun bir dozu, sınırı vardır ! (sesini yükselt biraz) Kastettiğim bu doz ğ ve k gibi kullanılması güç olmayan harflerimiz varken bunun q harfi ile yazılması ya da kelimelerde harfler arasına gereksiz eklemeler yapmak... Araya kendi dilimizde karşılığı olmasına rağmen farklı dillerde kelimeleri serpiştirmek çok daha farklı tabi ki.
Belki de yeni okula başlamış küçüklerimiz gençlerimizin naber diye söylediği aslen ne haber olan kelimenin böyle olduğunu bilmiyordur. Bunlara bakıp "toplumu yansıtan, anlaşılır dilimiz, Türkçe elden gidiyor" demek bile mümkün. Hatta feryat etmemiz gerekebilir belki de... Ama sorunun bunu da aşan bir boyuta ulaştığını ekliyorum. Bahsettiğim kısaltmalar ve bir çok yabancılaştırılmış kelimeler... Anlaşıldığı gibi günümüz gençlerinde bulunan hayranlık- yenilik- sokak- sanal ortam bulamacından çıkardıkları bu özel dil ile toplumdan ayrı tutulmak istiyorlar. Bu tuhaf dili, birbirlerini tanımak için ve farklı olmak için kullanıyorlar. Koca bir feryattan geriye kalan bir "gençlik kurulu" bu bizi kültürümüzden uzaklaştıran...
Ayıplamakla bu kurulla başa çıkmak ne yazık ki mümkün değil. Genellikle genç kesimin fazla olduğu bu ülke 70'liklerin yönettiği bir ülkeyse bu noktaya gelmesine müdahale edemezsiniz. Bu derin kuyuyu doldurmanın yolu da dillerini değil, ruh hallerini düzeltmekten geçer...

 
Toplam blog
: 4
: 1143
Kayıt tarihi
: 06.07.12
 
 

Zamanın körelttiği istidadımı bileyebilmek gayreti içerisindeyim. Ne bileniyorum ne bileyebiliyor..