Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mart '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Din, siyaset, ordu, medya, yalanlar ve gerçek

Din, siyaset, ordu, medya, yalanlar ve gerçek
 

Türkiyede 60 lı yıllarda çekilen dini filmliri izlemeyi pek sevmezdim. Yetersiz ve eksik bulurdum. Kendi bildiğimin fazla olmasından değil, filmin verdiğinin az olmasından. 0-6 yaş grubuna hitap ederdi.

Ta ki bir gün çağrı adında müslümanlığın doğuşu ve gelişmesi hakkında çekilen filmi izleyene kadar... Kaynak bizden, ama bizde böyle bir kaynağın olmasına rağmen adamlar mükemmel bir film çekmişler.

Biz yine herşeyi doğru bildiğimizi sanmaya devam edelim. Hatta yanlış olduğuna emin olduklarımızı da tenkit etmeyelim, sessiz kalıp, kendimize bütün dünyayı alay ettirelim.


Mübarek kandil akşamında türk televizyonlarının iki kanalında, iki peygamberin hayatı oynadı. Biri Hz. Musa ve diğeri Hz. Nuh Peygamber. Hz. Musa' nın hayatı daha önce de oynamıştı... İçki içen, alemlere katılan bir kişi olarak yansıtıldı, ve biz buna sessiz kaldık. Belki de yanlış düşünüp, müslüman alemine gönderilmiş bir peygamber olmadığı için...

Diğer kanalda Hz. Nuh ' un hayatı konu edilmiş. Ve Hz. Nuh bir yarım akıllı gibi, akli dengesi bozuk, ve etrafındaki herkesiz ona deli gözüyle baktığı bir kişilik. Ve filmin bazı kareleri var ki Hz. Nuh Allah ile konuştuğunda tuhaf hareketler yapıyor, ve aralarında geçen dialoglardan bazıları sansürleniyor. Böyle bir şeye nasıl cesaret edilebilir ki.

Diyelim ki onlar bu filmi çektiler ve kendi ülkelerinde yayınladılar, onlar için herşey normal. Peki ya bize göre... Hayatlarını örnek aldığımız peygamberlerimizin bu şekilde aşağılayıcı yansıtılmalarına daha ne kadar göz yumabiliriz. Üstelik bunu TV' de ilk adı altında büyük bir gururla sunuyorlar. Ve biz izliyoruz, ALKIŞ

Yaklaşık aynı saatlerde bir başka kanalda Genç Bakış adında bir tartışma programı yayında. Programdaki konuklardan biri halkı nasıl etkileyeceğini iyi öğrenmiş. Önce rakiplerini taşlarsın ondan sonra kendini översin. Sözde hükumeti eleştiriyor. Sayın konuk diyor ki..." Eğer bir kanala yada bir gazeteye ideoloji karışmışsa o kanalı izlemeyin ve o gazeteyi okumayın. Bakın Sabah ve Atv ye satıldılar ve Hükumet hakkında en ufak bir eleştiri yok. Eğer benim kanalıma veya gazeteme de ideoloji karışırsa, bütün samimiyetimle söylüyorum benide izlemeyin ve okumayın." Ve salonda büyük bir ALKIŞ kopuyor...

Halbuki konuğun konut olduğu kanalın kardes kanalında, tam bir felaket sergileniyor, saçmalıklar üzerine kurulmuş Hz. Musa' nın hayatı...

Söyleyebilir misiniz hangi kanal veyahut hangi gazete tam anlamıyla gerçeklerden bahsediyor.

Hükumete gelince... Hangi siyasi parti olursa olsun, seçimlerden önce vaadleri savurur, iktidar olduktan sonra verdiği bütün sözleri unutur. Biz millet olarak buna alıştık, bu hep böyle sürüp gidecek. Sayın başbakan, erken seçimlerden önce, yaptığı oy toplama konuşmalarında, Türkiyenin büyük bir çoğunluğunu oluşturan polis memurlarına yönelik vaadlerde bulundu... " Polis maaşlarına 200-250 ytl civarında iyileştirme zammı yapılacak, enflasyon zammının dışında. Ve senede iki defa enflasyon oranında zam" ALKIŞ

Vatandaş saruyor neden seçimden sonra? önce yapılsın, bir an önce. Başbakan şimdi oy toplama, seçim probagandası olarak görülmesini istemiyor. Seçimden sonra.

Seçimler yapılıyor... Polis ve polis ailelerinden büyük oranda oy topluyor AKP. Ama gelin görünki seçimin üzerinden aylar geçmiş olmasına rağmen, Polise vaadettiği iyileştirme zammı yapımlıyor. Deniyor ki yıl başından sonra. Yılbaşından sonra polise enflasyon oranında 10 ytl maaş zammı yapılıyor.ALKIŞ

Ben artık Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, bağımsız olduğuna inanmıyorum. AB ' ye girmek için az ödün vermemiştik. Hala yapılıyordur ki bizi oraya almazlar. Ordunun kuzey Irak ' a girmesi tamamen herşeyin (dış politikaların) zemini hazırlandıktan sonra. Ordunun geri çekilmesi aynı. Amerika ' nın Türkiye ' ye yardım etmesinin altında mutlak bir menfaat vardır ki yakında kokusu çıkar.

Dini kaybettik, hükumeti kaybettik, medyayı kaybettik, kime inanacağız? Orduya mı? Hayır. Ordunun da Türkiyeye mal olmuş bir güven sarsma olayı var ki, şimdi millet ne yapsın? Tuğgeneralin konuşması, eminim herkes dinlemiştir ve kim bilir kime anlatıyor. Aylarca terörle sıcak çatışma içindeki Türk ordusunun operasyonundan inciler, tuğgeneralin ağzından, bütün ülkeye. Günlerce hatta belki haftalarca 120-150 civarında sandığımız ölü ele geçirilen tetörist sayısı sadece 5 miş...

Peki bu 5 ölü teröristin yanına kaybettiğimiz 50 yi aşan askerimiz. Burda kimin sözüne inanıp kimi dinlediğimizin açıkça anlaşıldığını düşünüyorum. Yine oyuna getirildik ve yine kaybeden biz olduk...

Şimdi mübarek bir gecede tüm müslüman alemini hiçe sayıp, o gerçeklikten uzak peygamber hayatlarını bize aksettiren, hassaslıktan ve gerçeklikten uzak medyamıza; Verdiği tüm sözleri unutup, bügün en korkunç zamanımızda, 50 yıl sonra bizi kurtarsın diye önümüze bir sosyal güvenlik reformu paketi koyan hükumetimize; Hiç birşeyimiz olmasa bile yüce bir ordumuz var dediğimiz ordumuzun halkı yanıltmaya yönelik, yalan yanlış açıklamalar yapan üst düzey yöneticilerine; Ve bunlara yıllardır sessiz kalıp, tartışılmaları gerekirken, oturup ekonominin etek boyuyla hesaplanmasını, en seksinin kim olduğunu; kimin elinin kimin cebinde alduğunu tartıştığımız biz Yüce Türk milletine ALKIŞ istiyorum.

Son olarak... Vatanın bütünlüğünü, bağımsızlığını ve halkın refahını, kendi bağımsızlığıyla birlikte canı pahasına koruyan, gerekirse ailesinden uzak , gerekirse genç yaşında ölmeyi, evladının gülen yüzüne hasret yaşamayı ve büyüdüğünü görememeyi göze almış emir komutadan uzak tam anlamıyla bağımsız olan ve bunu koruyabilen tek topluluk olan Özel Harekat Polislerine yürekten Alkış...

 
Toplam blog
: 9
: 743
Kayıt tarihi
: 08.06.07
 
 

Konya Selçuklu Üniversitesi'nde Bankacılık ve Sigortacılık bölümünü tamamladıktan sonra, işletme böl..