- Kategori
- Deneme
Dindim, sindim, sustum!
O kadar büyüdüm ki içimde, devleştim. Eyvallahsızlaştım…
Uzağıma düşüşündeki yangınların harı yaktı, kapladı bedenimi. Kor ettim, kül ettim, yok ettim….
Oturdum baştan yazdım! Sildim, yeniden yazdım. Dikiş tutmadı kalemim ıssızlığımda…
Varlığına da, yokluğuna da okkalı bir susuş ekledim…
İçimde ki isyanın her bir sesi çağlayarak kayboldu, denizlerimde! Çıkışsız kalıp boğdu kendini maviliklerimde…
Maviden de nefret ettim, yeşilden de. Kırmızıyı da, siyahı da bir emirle boğdurttum imparatorluğumda…
Renksiz, ruhsuz, matlaşmış bir dünyada kendimi öldürdüm. Dindim!
İçime düştüm, büyüttüm yangınlarımı. Korlara attım kendimi, ateş sönmesin diye ‘sen’ attım korlarıma, beraber yandık. Sindim!
Gittim, geldim. Yoktum, yok oldum. Seslendim, duyulmadım! Kaybolmuşluğuma masa kurdum, anasonlandı ruhum ama sen sonlanmadın, her bir kadehte yudum yudum sesimi içtim. Sustum!
Gittim artık her yerden, kendimden, dünden, bu günden…
Dindim, sindim, sustum!
Eyvallahsızım, vedasız, varsız…..