Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Şubat '07

 
Kategori
Siyaset
 

Diyarbakır'a saldırı sayma mantığı

Demokratik Toplum Partisi (DTP) Diyarbakır İl Başkanı Hilmi Aydoğdu, “Kerkük’e yapılan saldırıları Diyarbakır’a yapılmış sayarız'' diyor…

Etnik kökeni ne olursa olsun, hiçbir kimsenin devlet aleyhine sayılabilecek bir söz sarf etmesi, elbette ki affedilecek bir şey değil.

Bu söz üzerine Diyarbakır DTP İl Başkanı olan zat, sorgulandı ve tutuklu olarak yargılanmak üzere “Dam altına” alındı.

Aslında, Diyarbakır DTP İl Başkanı sıfatıyla böyle bir lafı eden kişinin, etrafına bakmak gerekir. Bu sözün söylenmesi yeni bir şey değil. Aynı anlama gelen söz ve davranışlar, geçtiğimiz zaman süreci içinde çok kez söylendi ve tavır olarak da sergilendi.

Diyarbakır Belediye Başkanı, buna benzer sözleri daha önce etti ve davranış olarak da sergiledi. O gün Diyarbakır Belediye Başkanı hakkında en ufak bir işlem yapılmadı. Bu gün de yapılmıyor. Sonuçta da bakıyorlar ki ne söylerlerse söylesinler her hangi bir yaptırımı olmuyor, artık bölücü faaliyetlerine açıkça devam etmekte bir sakınca görmüyorlar.

Daha kaç gün oldu Belediye Başkanının GAP projesinin ve Batman Petrollerinin kontrolünün kendilerine verilmesini istemesi?

Turgut ÖZAL zamanında başlayan Güneydoğu ve PKK terör örgütü konusundaki yanlış politikalar, bugün Türkiye’yi “Keskin” karar öncesine getirmiştir.

AKP iktidarı döneminde başlayan “Kırmızıçizgi” politikasının büyük bir bölümü silinip gitmiş, geriye kalanının da bu gün rengi “Pembe”ye dönüşmüştür.

Düşünebiliyor musunuz? Türkiye Cumhuriyeti kimliği taşıyan, Türkiye’de “Vatan” olarak ikamet eden, yasaların verdiği izin ile “Legal Parti” görünümündeki bir partinin İl Başkanlığını yapan bir zat “Kerkük’e yapılan saldırıları Diyarbakır’a yapılmış sayarız'' diyor…

Bu şaşırtıcı ve acınası bir durumdur.

Bu laf, Türkiye’de yaşayan Kürt kökenli vatandaşları, devlete karşı ayaklandırmaya teşebbüstür. Ve işin en acınacak yanı ise, yıllardan beri bu ve benzer konularda yapılan girişimler karşısında siyasi iktidarların akıl almaz hatalar yapmasıdır.

Dediğim gibi, bu hata Turgut ÖZAL zamanından başlar.

Önce “Federasyon” dedi. Baktı ortalık karışıyor “Kürt realitesini tartışalım” dedi. Olmadı, Irak’ın Kuveyt’e saldırdığında ABD ile bir olup “Üç koyup beş alma” gibi hayal ürünü bir mantığı ortaya attı.

Diğer biri (Mesut YILMAZ) “AB’nin yolu Diyarbakır’dan geçer” gibi bir oldukça saçma sapan bir lafı ortaya attı.

Şimdiki siyasi iktidarın başı “Türkiye’de Kürt sorunu vardır. Bunu Türkiyelilik kavramıyla çözmeliyiz. Türkiyeli kimliği her vatandaşın üst kimliği olmalı, Türk kavramı da alt kimlik olarak değerlendirilmelidir. İsteyen isterse yine ben Türküm derse desin” Dedi.

Hızını alamadı “PKK’nın cenaze töreninde bayrağını açması da, F-16’ların alçaktan uçuş yapması da yanlış. İki tarafında yaptığı yanlış” dedi…

Yani, PKK’yı “Taraf” olarak tanıma gibi bir gafletin içine düştü…

Şimdi de Talabani ve Barzani ile görüşüp görüşmeme konusunda ülkenin dinamikleri ile fikir ayrılığı içindeler.

Hani nerde kaldı “Kırmızıçizgi”ler?

Hani nerde kaldı “Kabul edemeyeceğimiz” koşullar?

Hani nerde kaldı “Ortadoğu”da etkinliğimiz?

Hem ülke olarak hem de siyasiler olarak görmemekte ısrar ettiğimiz şey şu; ABD bizimle enek-kozak oynar gibi oynuyor.

Bunun hem ülke vatandaşı olarak hem de siyasiler olarak ne zaman farkına varacağız, doğrusu merak ediyorum.

Ne zaman uyanacağız bu gaflet uykusundan?

Bunu sormak bizim hakkımız değil mi?

İşte soruyoruz, cevap verin lütfen…

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..