Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Kasım '09

 
Kategori
Güncel
 

Diyarbakır'da son tango

Diyarbakır'da son tango
 

Suyu konuştuğumuz zaman suyu tanımış hatta ondan bir yudum içmiş de oluyoruz. Bu anlamda Tayyip’in açılımının işe yaradığı söylenebilir. Yani şimdi insanlarımız bu sayede Kürt denilen bir halkın varlığını görecekler, bilecekler.

Peki, daha önce bilmiyorlar mıydı?

İnsan olarak evet ama halk olarak hayır.

Bir şeyi her yönüyle tam olarak görmeden, bilmeden onu tanıyamazsınız. Tanıyamadığınız insanların sorunlarını da çözemezsiniz.

Kürt sorununun çözümünde farklı yaklaşımlar var:

*****”Tek devlet, tek millet”çiler

Aslında en doğru yaklaşım gibi görünüyor. Birlik ve beraberlik vurgulayan söylemler daima insanların hoşuna gitmiştir. O nedenle bu slogan şu anda eminim memleketin her yanında bir bayrak gibi dalgalanıyor.

Ancak Kerim Korkut farklı yapıda bir insandır. ”Benim olan, benden olan güzeldir” yaklaşımını reddeder. “Güzel olan benim olmalı” der. O coşacağı, taşacağı yeri ve zamanı bilir. Her olayda bayrağı kapıp dağlara çıkmaz.

Tek devletçilerin, size uzanan elleri, boynunuza sarılacak halleri varsa bir anlam ifade eder. Yumruğunu sıkıp Diyarbakır’a doğru haykıran tek devletçi Türkiye’nin katilidir. Bağırarak, haykırarak kardeşlik olmaz. Van’da, Şırnak’ta sokakları savaş alanına çevirenlerle ben aynı ülkede bile yaşamak istemem.

*****Ayrı devletçiler

Bunlar Türkiye’yi kendi devletleri olarak görmediklerinden değil, Türkiye onların devleti gibi hareket etmediği için varlar. İmralı-Kandil-Türkiye üçgeninde biraz da ne yaptıklarını bilmeden ihanet senaryolarını perdeye koyuyorlar. Artık bunlar için yapacak bir şey yok. Yanlış davalarına inanmış, kanmışlar.

*****Ne dediğini bilmeyenler

Gündem yaratmak ve önemli adam olmak için sivri, sipsivri sözler sarf edenler var. Özgürlük, çağdaşlık ve insan hakları, barış gibi kavramlarla bir ülkenin, milletin varlığı, bekası kavramı asla karıştırılmamalıdır. Ülkemiz yok olursa Yaşar Kemal kitaplarını nerede yazacak acaba?Leyla Zana “Kürtlerin geleceği ve özgürlüğü için Türk askerinin kanının oluk oluk akması gerekir.”diyor. Behey ne dediğini bilmeyen kadın! Türk askeri olmasa halkını kurtlar yer, kurtlar! Halepçe’den kaçan akrabalarını ne çabuk unuttun?

*****Açılımcılar

Artık bundan sonra açılım, kaçılım işe yaramaz, kar etmez. Çünkü sorun, çözüm bandından çıkmıştır. Sizler 20 yıldır muhteşem sınır ötesi “Nefes” filmleri çevirirken Kürt halkı pamuk prenses masalları dinlemiyordu her halde. Çok öğündüğünüz kobra helikopterleriniz kadar kaleminiz, diliniz, yüreğiniz de konuşmalıydı. Sizin yerinize Apo, Sakık, Dicle, Zana konuştu. Bunlar da halkına”Çocuktum ufacıktım/Top oynadım acıktım/Yerde buldum bir erik/Kaptı kaçtı alageyik…” diye Kızılelma öyküleri anlatmamışlardır sanırım.

Demokratik Açılım sürecini başlatmanızın nedeni nedir? Kürt sorununu çözmek olabilir mi? Sanmıyorum. 2011 seçimleri yaklaşıyor. AKP inişte. Patlıcanın saltanatı, türbanın kredisi bitti. Hazreti Tayyip’in cenk hikâyeleri okundu, sona erdi. Bu arada kendisi aday olmayacakmış. Tabii ki. Aday olursa nasıl Çankaya’ya çıkacak?

Açılımın sonunda ne olabilir?

Hiçbir başarı sağlanamayacağı halde yine de AKP’nin düşüşü durdurulur. Çünkü Türkiye öylesine tuhaf bir ülke ki hayaller, beklentiler bile oya dönüşebiliyor. Ülkemizde maraton başlama ve bitiş çizgileri arasında koşulmaz. Açılım süreci başlamadan önce beklentiye girenler olduğu gibi, bittikten sonra başarısız olunsa bile kimilerinin umutları sürecektir. Bu da takiye diyetleriyle zayıf düşen Tayyip oğlanı bir süre daha ayakta tutacaktır.

Kürtlerin talepleri nelerdir?

*****Kürt halkının varlığı kabul edilmeli.

*****Dilini istediği gibi özgürce kullanabilmeli.

*****Kültürünü, adet ve törelerini Kürt kimliği altında dilediği şekilde yaşayabilmeli.

*****Uluslarası platformlarda Türkiye Devletiyle beraber gerektikçe ve bireysel ya da halk olarak hak ettikleri bir başarı halinde Kürt kimliği vurgulanarak onurlandırılmalı.

*****Doğuya daha fazla yatırım yapılması ayırımcılık olur. Ancak en az ülkenin diğer tarafları kadar olmalıdır.

Dikkat edilirse Kürt sorunu odaklı terör olayları genelde fakir güneydoğu ve doğu illerimizle büyük kentlerin varoşlarında meydana gelmektedir. Bu da sorunun büyük ölçüde ekonomik nedenlerden kaynaklandığını gösterir.

Hükümet güney doğuya 15 milyar dolar kaynak aktaracağını açıklamıştır. Paranın büyük ölçüde kredi şeklinde ağalara, aşiret reislerine gideceği endişesi bir yana, bu para hazinenin kasasında değildir. IMF’den ya da başka yerden borç alınacaktır. Bu parayı Mardinli Seyyid’e verseniz bile IMF’e borcu torunları ödeyecektir.

*****Sosyal hayatta, ülkemizin her yerinde ve her zaman bireysel olarak Kürtler kendi kimliklerini ortaya koyabilmeli ve biz gerektikce onları kimlikleriyle tanımalı, tanıtmalıyız.

Bazılarının bunların dışında talepleri olabilir. O zaman Kandil’e çıkacaklar; biz de onları alıp İmralı’ya, reislerinin yanına koyacağız. Makul-mantıklı-meşru Kürt hakları Türkiye halkının da kabul edebileceği haklar olmak zorundadır.

Bazı kesimler bu haklara da itiraz edebilirler. Hatta Türkiye babalarının toprağıymış gibi Kürtleri Barzani’nin yanına yollamak isteyenler de olacaktır. Kürtler bunlara bakarak umudunu kaybetmemeli. Bunlar bizim her çağda baş belalarımızdır.

Burada kimin bilmem neresine batacağı belli olmayan bir çatal kazık vardır. Bu kazığın bir ucu yukarıda yazılı haklarla yetinmeyen, ülkemizi Kandil’le, İmralı’yla, canlı bombalarla tehdit eden vatan hainleridir. Çatal kazığın diğer ucu ilkel bir milliyetçilik anlayışıyla, vatanseverlik maskesi altında kendileri dışındaki insanlara bu topraklarda özgürce yaşama hakkı tanımayan guruplardır.

Polis bandosu denetleyen eski içişleri bakanı açılım koordinatörü. Emrinde neredeyse bir ordu büyüklüğünde polis, jandarma varken terörü önleyememiş aklı sıra böyle önleyecek.

Başlangıçta %70’lere varan açılım desteği bugün%30’dur. Bunun elbette nedenleri vardır.

*****Açılım net değildir. Çıkarsınız şunu şunu yapacağım dersiniz.Bunun için aylarca beklemeye gerek yok.

*****Apo’nun basına da yansıyan yönlendirici mektupları sonucu masaya bebek katilinin bir temsilcisinin de oturacağı şeklinde halkta çok ciddi bir endişe var.

Böyle bir şey olduğu takdirde ülkede iç savaşı hiç kimse engelleyemez.

*****Muhalefet dediğiniz biri 40 yıldır kendisinin ve başkanı olduğu partinin siyasi yol haritasını belirleyememiş birisi ile “Türkiye’yi sattırmayız” söylemi dışında ülkenin sosyal, siyasi ve ekonomik kurtuluşu için bir projesi, vizyonu olmayan bir başkasından ibarettir. Bu partilerin her ikisi de sadece sayısal bir varlıktır.

*****Açılım koordinatörü sessiz ve etkisiz görünümüyle olumsuz bir imaj çizmiştir. Ağırlıklı, etkili, faal ve özellikle heyecanlı bir kişi bu göreve atanmalıydı. Muhalefet belki de bu kişiyi böylesine önemli bir konu için yeterli ve inandırıcı bulmadığı için hükümetle konuşmamıştır. Doğrusu, bu görüntüsüyle bana da gelse ben de randevu vermezdim.

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..