Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Nisan '21

 
Kategori
Beslenme / Diyet
 

Diyetine Yön Ver

Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinin en temelinde fizyolojik ihtiyaçlarının karşılanması gerektiği yatar ve bu fizyolojik ihtiyaçların en başında gelen kavramlardan biri de şüphesiz beslenmedir. Bireylerin sağlıklı bir vücut – zihin yapısına sahip olabilmeleri ve bu durumun devamlılığı ise yaşam boyu devam ettirilecek yeterli ve dengeli beslenme ile sağlanabilmektedir.

Diyetetik, hastalıkta ve sağlıkta bireyleri/ toplumları beslemek ve eğitmek amacıyla ‘beslenme biliminin’ ortaya koyduğu uygulamaları temel alan resmen tanınmış bir meslektir. Diyetetik uygulamaları sadece bu konuda eğitim ve öğretim almış diyetisyenler tarafından uygulanır.”

Çoğumuz diyet yapmayı tatsız, tuzsuz, yağsız beslenme ve sadece kilo vermek için yapılan, pazartesileri başladığımız beslenme listeleri olarak algılıyoruz. Ancak diyet dediğimiz gün içinde yediklerimizin toplamıdır. Yani yediğimiz ekmek gibi çikolata da diyetimizin içinde yer alabilir. Ayrıca sanıldığı gibi ‘diyette şunlar yasaktır’ diye bir liste de yoktur. Yapılması gereken kişilerin sağlık durumlarına, kişisel özelliklerine, sosyoekonomik durumuna, beslenme alışkanlıklarına ve yaşam tarzına göre hangi besinden ne kadar miktarda ne sıklıkla ve nasıl tüketmeleri gerektiğini öğrenmeleridir. Dolayısıyla diyette yasak yoktur. Doğru porsiyonlarda ve doğru şekilde uygulanan sürdürülebilir yasaksız diyet vardır. 

Nitelikli bir sağlık çalışanı olan diyetisyen uygun beslenme alışkanlıkları ile sağlığı iyileştirmeye, korumaya destek olmaktadır. Besinler, diyet ve sağlıkla ilgili bilimsel ve medikal kararları yorumlama yeteneğine sahiptir. Uzmanlık isteyen birçok konuda, konunun uzmanı olmayan kişilerin ‘çok rahatlıkla’ açıklama yaptıkları görülmektedir. Teknolojinin ilerlemesi ile bilgi çok hızlı ve kolay iletilmektedir. Aslında bilgiye kolay ve hızlı ulaşmak oldukça avantajlıdır. Ancak dezavantajı ulaşılan bilginin kaynağı ve doğruluğu konusundaki tereddütlerdir. Gerçek olmayan ‘diyetisyen/ beslenme uzmanı/ beslenmeci’ besin, beslenme ve diyetetik bilimlerini yorumlama yeteneğine sahip değildir. Yüzeysel ve zamana göre popüler olan bilgilere dayanmaktadır. Bu nedenle artık ulaşılan her bilginin doğruluğu sorgulanmalı ve kaynakları iyi araştırılmalıdır.

Beslenme ve diyetetik alanındaki bilgi kirliliğinin en önemli nedenlerinden biri, çeşitli bilimsel verilerin kişisel özelliklerine bakılmaksızın tüm topluma genellenmesidir. Yapılan çalışma belli bir hastalık, cinsiyet, yaş grubu gibi durumları içerebilir. Buna göre tüm bireyleri kapsayacak şekilde önerilerde bulunulması olumsuz sonuçlara neden olabilmektedir. Toplum tarafından güvenilir görülen çeşitli sağlık profesyonelleri, sanatçılar gibi beslenme alanında eğitim almamış kişilerin bu alandaki fikirleri ve önerileri de büyük ilgi görmektedir. Bireylerin bu gibi bilgi kirliliğinden etkilenmemesi için beslenme tedavisinin bir diyetisyen tarafından kişiye özgü planlanması gerekmektedir. Kısacası sağlık ve sağlığı korumaya yönelik her girişim ve planlama diyetisyen tarafından sunulabilir.

Aynı zamanda günümüzde obezitenin görülme sıklığındaki artış ve zayıflamaya ilişkin kısa süreli, mucizevi arayışlar beslenme alanındaki bilgi kirliliğinin en önemli kaynaklarından biridir. O an popüler olan besin o kadar övülüyor ki bir anda diyetimize neyi ne kadar kattığımızı unutuyoruz. Bu tür besinler diyet veya sağlıklı olarak adlandırılabiliyor. Bizler de işin ucunu kaçırıp “ah çok sağlıklıymış” diyerek fazla miktarda tüketiyoruz ve o besinin fazlası da bedenimiz için sağlıklı nitelikte olmuyor. Farklı bir açıdan bakacak olursak; birimizin bedeni için sağlıklı olan bu besin başka bir beden için sağlıklı olmayabilir. Örneğin, ‘’mandalina sağlıklı bir besindir’’ ifadesi doğru olabilir ancak sağlıklı diyerek bir günde 2 kiloyu bir oturuşta tüketirsek alınması gereken enerjiden fazlasını alır hem de toksik etki yaratacak kadar vitamin almış oluruz. Ne yazık ki cildinizin sararmasına sebep olabilirsiniz. Bu nedenle sağlıklı besinimiz artık sağlıklı bir besin olarak kalmayacaktır. Diğer bir açıdan mandalina, hastalığı olmayan bir birey için sağlıklı iken midesinde sorunu olan bir birey için sağlıklı bir besin olmayabilir.

Unutmamalıdır ki “hiçbir besin tek başına mucize değilken hiçbir besin kötü de değildir”.

Önemli olan bireyin yaşına, cinsiyetine, fiziksel aktivite düzeyi ile özel durumuna (hastalık gibi) göre kişiye özgü yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenme programlarının düzenlenmesidir.

 
Toplam blog
: 12
: 167
Kayıt tarihi
: 03.05.20
 
 

, ..