Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mayıs '11

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Doğru bildiklerinin hepsini unut

Doğru bildiklerinin hepsini unut
 

Ne çok şeyi yanlış bildiğinin farkına var. Böyle daha mutlu olacağına da emin ol. Bu zamana kadar belli başlı kalıplar içine sokulup yaşadığın hayat senin değildi. Sen şimdi sana ait olanı bul ve onu yaşa. Seni neyin mutlu edebileceğini sadece sen bilirsin. Beklentilerin ille de başkaları üzerine programlıysa, başkalarının sana sen kadar yeterli olamayacağını bil. Alışkanlıklarına bağlıysan sana iyi gelen her şeyi alışkanlık haline getir. Kimseye iyi görünmek ya da kimseyi mutlu etmek gibi misyonun yok. Varsa da yok et, görmezden gel. Verdiklerini geri alma zamanın geldiyse bekle. Hayata güven emin ol ve sadece bekle. Senin önemli gördüklerin için bil ki başka bir planı vardır ve sunacaktır en doğru zamanda. 

Görüşmediklerin göremediklerin ve hayatında kayıp olarak gördüklerin için üzülmeyi bırak. Gerçekten öyle olsalardı yanında olurlardı zaten. Eş, arkadaş ya da bir başkası. İçinde keder oluşturan, tebessümlerinin yerini ümitsiz bakışlara yönelten her kimse hayatından çıkar ve pişman olma. “Böyle demesem farklı olurdu” deme! Dedin artık unutmasını bil. Söylediğin şeylere pişmanlığın olmasın. Neden söylediğini hatırla, söyletenin payını düşün. 

Hayatta her şeye akıl ve iradeyle sahip olmanda mümkün değil. İnanmıyorsan bile kaderin varlığını bil, bazı konularda kaderci ol. Eğer herkes her şeye hükmedebilseydi ve değiştirebilseydi kimse istemediği bir şeyle karşılaşmazdı. Bugünün değerini bil! Bugün sahip olduklarına yarın olmayabilirsin. “Polyannacılık” diye düşünüp alay etme kendinle. Geçici mutluluklarla sevinmeyi bırakıp, özümsel olanlara yoğunlaş. Evrene olumlu mesaj, pozitif enerji vs. vs… Hepsini geç ve bu seferde oluruna bırakmayı dene. Sahip olamadıkların olduğunda sana mutluluk verecek şeyler değillerdi. İnandır buna kendini. Nasıl ki birini aramak için bahanelerin hazırsa, “ama en son o aradı, ne olur sanki hatrını sorsam, ayrıldık ama medeni bir şekilde” gibi hikayelere kendini inandırıp yapmak istediğini yapıyorsan, bu seferde vicdanını kendi iyiliğin için rahatlat. 

Aklında sürekli sabit bir düşünce yer etmiş, sebepli sebepsiz sıkıntı oluyorsa içinde, en derinlere gömmesini bil. Oluruna bırakmaya alıştır kendini. İnatlaştığın kadar zorlaşır karşında hayat. Yepyeni bir sen ol ve bitek sen bil. Göremediğin değeri fark ettiğin anda karşındaki her kimse durman gereken yeri bil. Hiçbir şey senden önemli değil. Sen milyonlarca insandan farklı özelliklere sahipsin ve özelsin. Her dakika bir benzerini hatta kopyanı görüyor musun? Öyleyse ne kadar ender ve benzersiz olduğunu fark et. Birinden zevk almak için onu anlaman gerek. Karşındakini dinlerken empati yap ve anla. Ama anlaşılmayı bekleyerek değil. Anlaşılamadığın her nokta karşındakinin kaybı olsun senin için. 

Ve gidenler… Eşin, sevgilin, en yakın arkadaşın, her kimse… Geldiğinde misafir perverdin, gönderirken de öyle olmasını bil. Sana ait olmayan bir şeyi elinde tutma çabasından vazgeç. Zaten sana aitse mutlaka yanında olacaktır. Bildiğin ve farkında olduğun gerçekleri kabullenmeyi öğren. Bahaneler üretip her zaman karşındakini haklı çıkarmaya çalışıyorsan, ilk başta sen kendine haksızlık edersin. Değer kazanılmaz hak edilir. Hayatına gelen herkese ise önemini hissettir. Senin önemsiz ve öylesine bir hayatın yok! Dolayısıyla her gelen özeldir. 

Sabah uyandığında sahip olduğun için mutlu olduklarına yönel. Onlar için olsun günün ilk gülücüğü. Dışarı çıktığında her şeye rağmen hayatın olağan haliyle devam ettiğini gör ve hayıflanma. Demek normal olan olması gereken her şey olduğu gibi. Demek ki neymiş? Eksilenler zaten olmaması gerekenlermiş. Belki de en önemlisi “yarının endişesiyle savaşıp, bugünün güzelliklerini erteleme.” 

 

Herkese iyi haftalar 

 
Toplam blog
: 670
: 1923
Kayıt tarihi
: 19.12.10
 
 

İstanbul doğumlu. Kuantum Yaşam Koçu. EFT, NLP, ETKİLİ İLETİŞİM, BEDEN DİLİ gibi bir çok konuda e..