Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

mustafa kemal büyükmıhcı

http://blog.milliyet.com.tr/mihci47

18 Ocak '16

 
Kategori
İnançlar
 

Doğrular ve tercihler

Doğrular ve tercihler
 

Başkasını da kendimizi de aldatmayalım ne olur!


Doğrular ve yanlışlar

Doğruyu doğru saymak, ya da yanlışı yanlış saymak doğru; doğruyu yanlış veya yanlışı doğru saymak ise yanlıştır. Örneğin; infak’ın doğru veya gıybetin yanlış olduğunu bilmek doğrudur, infak’ın yanlış veya gıybetin doğru olduğunu bilmek yanlıştır.

İslâm’ın doğruları - Mutlak, mubah ve şüpheli doğrular

Mutlak doğrular Kur'an’ın doğrularıdır; dünya sınavında başarımızın dolayısıyla da ahrette felahımızın[1] anahtarlarıdır, kalbîdir (imanla beslenir ve güçlenir.), zamanla ve mekânla değişmez. Bu doğruların faziletini ve uygulamasını sahih hadis ve sünnetler ile Kur'an ehli[2] kişilerin görüşlerinde bulabiliriz.

Mubah doğrular, Kur'an ile çelişmeyen, kendimize ve çevremize zararı olmayan doğrulardır; zamana ve mekâna göre çeşitlenebilir, mutlak doğrular çınarının dallarını ve yapraklarını oluşturur. Mubah doğrular, Âlemlerin Rabbi Allah’ın bize bahşettiği özgürlük alanının genişliğini idrak etmemize yardımcı olabilir. Bu yönüyle bu doğrulara da kalbî diyebiliriz. Ancak, bu doğruları putlaştırırsak, hele hele bunlar etrafında “Başkasınınki yanlış!” deyip bilenmiş fırkalara ayrılırsak Kur'an ile çelişme batağına saplanabiliriz.

Kur'an’da, sahih hadis ve sünnetlerde açıkça bildirilmeyen, doğruluk – yanlışlık arasında ulemanın ihtilaf ettiği (mutabakat sağlayamadığı) veya delilleri çelişkili doğrular ise şüpheli doğrulardır. Felah yolculuğumuzda risk almak istemiyorsak, zaruret hâli[3] hariç bunlardan uzak durmalıyız.

Evrensel doğrular

Evrensel doğrular, ırk, millet, medeniyet, din, kültür, ülke gibi bağlamlarda kabul gören, bu farkların etkileri ile değişmeyen ve değişmeyecek olan doğrulardır: Adalet, merhamet ve yardımlaşma gibi;  aldatmanın veya cana kıymanın yanlışlığını bilmek gibi. İnsanlık tarihi boyunca tüm coğrafyalarda bu doğruların geçerliliği denenmiştir. Evrensel doğrular, Âdem’den bu yana toplumlara gönderilen ve tam sayısını bilemediğimiz peygamberlerin aydınlattıkları takva yolunun her seferinde nefsanî tercihlerle dahî unutulamamış kalıntılarıdır; bu yönüyle de, İslam’ın mutlak doğrularının alt kümesini oluşturur.

Kendi doğrularımız ve tercihlerimiz

Bizi biz yapan doğrularımızı biçimlendirenler, din ile birlikte zamanın ve mekânın bilimi, kültürü, örfü, âdeti, gelenek ve görenekleri ile alakalı değerlerdir. Doğrularımız ya nefsanî ya da kalbîdir; kalbî doğrularımızın bir kısmı evrensel doğrulardır. Sadece bu dünyaya odaklanan ve fütursuzca semirmek isteyen nefis kendi doğruları ile bizi güder, Kuran’ın doğrularından uzaklaştırır, biz ise ancak kalbî doğrularımızla onu güdebiliriz.

Bu dünyadaki sınav serüvenimizde doğrularımız ile tercihlerimiz farklılaşabilir. Kalbî doğrularımız kalbimize tam yerleşmemiş ise (imanımız zayıf ise) veya zaruret hâli ile karşılaşmış isek nefsanî tercihleri (şüpheliler veya yanlışlar) sergileyebiliriz. Bu durum sıklaşırsa, giderek azınlıkta kalan kalbî tercihlerimiz kalbimizi temizlemeye yetişemez, imanımız daha da zayıflar ve nihayetinde de nefsanî doğrularımızın esiri haline geliriz. Diğer taraftan, bazen de riya niyeti veya şartların zorlaması yüzünden nefsanî doğrularımız ile çelişen kalbî tercihlerde de bulunabiliriz. Böyle tercihlerimizin sıklaşması, bizi nefsanî doğrularımızdan uzak tutacak kadar kalbimizi temizleyebilir mi acaba? Bence hayır!  Niyet hayır değilse akıbet de öyledir. Sonuç olarak, doğrularımız ile tercihlerimiz örtüşmüyorsa muhataplarımızı aldatıyoruz demektir. Mevlana’nın şu sözünü hatırlıyorum: “Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol!”…

 

 



[1] Felah: Ahret için kurtuluş.

[2] Kur'an ehli: Kur'an ahlakı ile ahlaklanmış kişi.

[3] Zaruret hâli: Kur'an yolculuğumuzu, kendimiz ve çevremizle ilgili üzerimizdeki emanetleri (görevleri) tehdit eden, engelleyemediğimiz veya kurtulamadığımız geçici haller.

 
Toplam blog
: 112
: 152
Kayıt tarihi
: 18.09.12
 
 

ODTÜ'lüyüm, makina yüksek mühendisiyim, vicdanı rahat bir memur emeklisiyim, iki çucuk babasıyım,..