Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Eylül '09

 
Kategori
Üniversiteler
 

Doğu ve Güneydoğu Anadolu' da 26 üniversite var

Yukarıdaki başlık benim değil. Sn. Güngör Uras' ın bugünkü yazısının başlığı. Bu yazının bir bütün olarak okunması gerekiyor. Bu nedenle bir alıntı yapmadım. Eğer ülkemizin eğitim ve üniversite sorunları ile ilgileniyorsanız lütfen Sn. Uras' ın yazısını önce, sonrada bu yazıyı okuyun. Sn. Uras' ın yazısı konusunda hiçbir olumlu veya olumsuz görüşüm yok. O yazı bir olguyu anlatıyor. Bende başka bir yaklaşımda bulunmaya çalışıyorum aynı konu için.

Ben aklımın erdiği zamandan beri niceliği eğer içermesi/kapsaması gereken nitelik yoksa önemsemedim. Her yapılan işin eğer yapılmasaydı veya öyle yapılmasaydı veya artık şimdi yapılmasaydı seçeneklerini de analiz etmeye çalıştım. Bu spordan siyasete, ekonomiye, sosyal hayata, vb vb bu şekildedir. Hiçbir zaman aynı akarsuda yaşasın onlarca barajımız oldu diye sevinemedim. Herkes demiryolu yatırımı derken -ben dahil- bu sefer hızlı tren seferleri başlayınca harika diyemedim. Bir defa tesadüfen bir Avrupa kupası yarı finali oynadık diye mutlu olamadım. Hiçbir zaman hiç bir konuda tarih yazan başarılar beni mutlu etmedi. (Merak etmeyin psikoloğa gittim zaten. Onu da aynen yazacağım.) Tersine beni sıradanlaşan başarılar mutlu etti, istisnai acılar hiç üzmedi. (Ülkemizde öyle bir şey oldu mu sorusunun cevabı size kalmıştır.)

Gelelim sadede. Ülkemizde öncelikle doğu ve güneydoğu Anadolu' da 26 üniversite olması iyi bir şeymidir ve aslında ülkemizde her nerede olursa olsun bir sürü üniversitenin varlığı iyi bir şeymidir ?

Sayın okurlar üniversite okul değildir. Okul hayatı lise ile biter. Bundan sonraki eğitim süreci artık üniversite adı altında devam edecek ise artık eğitim değildir. Çünkü üniversiteler salt eğitim vermezler. Üniversiteler bilim üretirken eğitime de katkı yaparlar. Yani temel eğitim almış bir kitleyi kullanarak bilim üretirler ve ürettikleri/kapsadıkları bilim alanında üst düzey eğitilmiş insan kaynağı yaratırlar. Bu durumda artık soruyu biz hangi alanlarda bilim üretmeliyiz şeklinde sormamız gerekmez mi? Tabi bu soruyu sorabilmek için ülkenin öznel koşullarına uygun hedeflerini belirlemiş olmamız da gerekmez mi? Yani biz doğal tarım ile ne kadar insanı besleyebilir ve fazlası ile ne kadar ihraç edilecek artı değer yaratabiliriz? Biz patates tarlasına oto fabrikası kurmak yerine turizmi doğal hali ile pazarlayarak adrenalin sporları merkezi olursak ne elde edebiliriz? Biz nüfus artışı ile emek yoğun iş kolları (inşaat vb) yerine tam tersine az nüfus ile bilgi teknolojilerine yönelirsek ne kazanırız? Evet önce ülkemizin fiziksel varlığı (erozyon, çölleşme, ormansızlaşma, tarihi ve kültürel değerleri yitirmeyi de dikkate alın) ne kadar ve hangi nitelikte insanımızı yaşatabilir/hangi nitelikte insana gereksinim duyar, bu nitelikteki inanlara hangi eğitim olanaklarını hangi nitelikte sunmalıyız düşünmemiz gerekmez mi?

İnanın doğu ve güneydoğudaki bu 26 üniversitenin branşlaşmasını bilmiyorum. Ama hangi fakültelere sahipler ise de -Allahaşkına oradaki eğitim kadrosunu da, öğrencileride, o üniversitelerin fiziksel -laboratuar vb- olanaklarını küçümsediğimi düşünmeyin- o fakültelerden çıkan teorik olarak bilimsel eğitim almış genç iş gücünün ne kadar rekabetçi olacağını düşünüyoruz yaşıtlarına karşı. Eğer bu genç insanlar eşitler içinde ortalama olarak tercih sırasında geride olacaklar statüsünü kazanacaklar ise neden o zaman o 26 üniversite var. O 26 üniversiteye harcanacak kaynak ile acaba başka temel kavramlar gerçekleştirilemez mi? Kaç tanesi, İstanbul teknik, Odtü, Bilkent, Boğaziçi, Ege üniversitesi gibi klasikleşmiş veya yeni cazibe merkezi kurumların mezunları ile kendi mezunlarını rekabet ettirebilecekler. Ayrıca evet son derece nitelikli ör: mühendislik fakülteleri var ve rekabetçi deniyor ise eğer, bir başka sorumda şu, iyi de Türkiye' nin o kadar inşaat mühendisine gereksinimi var mı ve olmalı mı? Evet sayın okurlar gördüğünüz gibi psikolojik olarak sorunlu bir insanım. Ama ben en azından bunu itiraf edebiliyorum. Hiçbir şey beni mutlu edemiyor.
 
Toplam blog
: 226
: 558
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

15 Nisan 1959 İstanbul doğumluyum. Marmara üniversitesi siyasal bilimler fakültesi mezunuyum. Ancak ..