Dokunmayın yansın

Bırakın yansın, ne işimize yarayacak ormanlar bizim? Tarla gerekli bize, ev gerekli, kişisel gönencimizi arttırmak değil mi önemli olan? Kaldı ki buralar turizm bölgesi, biz bu ormanların yerine yazlıklar, oteller yapacağız. Babalar gibi satacağız buraları. Siz hala B2 alanlarını mı tartışıyorsunuz? Geçmiş olsun o tartışma çok gerilerde kaldı. Bize yeni alanlar lazım. Devlet buraları ‘SİT’ alanı ilan ettiği için kızıyoruz ve yakıyoruz. Kime ne?

Daha da yakacağız. Şu çatlak sesleri susturana kadar. “Ormanlar, ülkemizin geleceği, çocuklarımızın emaneti” diyen münafıklar bıkana kadar, yakacak tek bir ağaç kalmayana kadar. Yakacağız. Yakacağız ve kişisel çıkarlarımızı en üst noktaya çıkaracağız. “ toplumsal sahiplenme, bilinçlenme” zırvaları bitene kadar yakacağız. Geçin beyler bu parlak sözleri… Bunlar komünist zırvaları. Siz bilmez misiniz? Biz bu ülkede birine bu damgayı vurduk mu, iflah etmez bir daha. Geçmişi hiç mi hatırlamıyorsunuz?

Yok efendim, orman yangınlarına duyarlı olalımmış. Küresel ısınmanın sonucunda orman yangınlarının artması bekleniyormuş. Orman yangınların artma olasılığına karşı bu günden önlemlerimizi almalıymışız. En etkin yangın söndürme havadan ve uçakla yapılabilirmiş. Komşumuz Yunanistan, bizim orman varlığımızın yedide biri kadar orman varlığına sahipken 54 yangın söndürme uçağı varmış. Bizim Türk Hava Kurumu denilen kuruluşumuzun ise teknolojisi eskimiş 13 uçağı dışında, ülkemizde yangın söndürme uçağımız yokmuş. THK “Yangın Söndürme Uçağı Alma Kampanyası” Başlatmışmış. Tüm Türkiye’de Şubelerden bağış yapabilirmişiz. Bankalarda 1 9 2 5 numaralı yangın uçağı yardım hesapları açılmış, cep telefonlarımızdan “Yangın” yazıp, 3 9 1 9 ‘ a gönderebilirmişiz. Bunun da bedeli 6 YTL’imiş. Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz? Bizim varsıl olma yolundaki bunca emeğimizi nasıl göz ardı edersiniz. Tam insanları da alıştırmışken. “Orman yangınları ülkemizin kaderi galiba?” düşüncesini henüz yaygınlaştırmaya başlamışken. Hakkınız yok bunlara.. Kendinize gelin. Efendi olun. Bizlerin gelecekte sahip olmayı planladığımız o değerli yatırım alanlarımızdan çekin uçaklarınızı, helikopterlerinizi, itfaiye araçlarınızı, arazözlerinizi. Özel mülkiyet ve servet düşmanlığı yapmayın. Bakın üç gündür o çok sevdiğiniz ormanlarınız yanıyor. Sizin duyarlılığa çağırdığınız halk ne yapıyor. O eşsiz orman yangını manzaralı tatilini yapıyor, denize giriyor.

Bakın size öyle bir damga vururuz kii..

Not: Bu gün; 07/07/07 tarihinde evlenen oğlumu, gelinimi, onların düğünlerini yazmayı planlamıştım. Bol bol da fotoğraf yayınlayacaktım. Bu düğüne gelemeyen yakınlarımızın da meraklarını giderecektim. Bana ilk defa baba olma heyecanını yaşatan, büyük oğlumdan, ilk defa kayınpeder olma heyecanını yaşatan küçük oğlumdan bahsedecektim. Torun sahibi olup nasıl bir heyecan yaşayacağımı hayal edecektim. Ama olmadı. “hevesim kursağımda” kaldı. Ülkemin ormanlarının cayır cayır yanışını seyretmekten mutlu olanların heyecanını yazmak, Cumartesi günü Haber24 kanalında; akşam haberlerinde, ”yöre sakini” olarak takdim edile Beyefendinin, “ Buraların yakılacağını biliyorduk. Bunu Kaymakam Bey’e de söyledik. Devletin buraları SİT alanı ilan etmesi saçmalığı karşısında, köylü de haklı olarak yaktı. Siz öyle yaparsanız biz de böyle yaparız dedi. İnşallah devletimiz anlamıştır” şeklindeki konuşmalarının ne kadar yurtseverce olduğunu size duyurmak için yazamadım.