Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Kasım '10

 
Kategori
Bilim
 

Dom (16)- Placebo(Plasebo) – Nocebo (Nosebo) Etkisi, Veyahut Yönlendirmenin Rolü.

Hücrelerimiz bizlerin bilinç sistemimizle oluşturacağımız verilerden çok etkilenmektedirler. Dolayısıyla bizler bir şeyi veya olayı olumlu-yararlı olarak değerlendiriyorsak, hücrelerimiz de buna uygun davranış içine giriyorlar, olumsuz-zararlı görüyorsak, onlar da öyle davranıyorlar. Bunu yukarıdaki bölümlerde gördük. Şimdi birkaç örnek vererek “placebo = yararlı olacak” “nocebo = zararlı olacak” yönlendirmesinin ne kadar etkili olduğunu gösterelim.

Tıpta bir ilacın ne kadar etkili olduğunu anlamak için yapılan deneylerde, hastalara denemesi yapılan bir ilaç yanında başka bir madde daha verilir. Ve her birinin hastaya yararlı olacağı söylenir. 1. ilaç, denenen ilaçtır. 2. ilaç ise plasebo adı verilen zararsız bir maddedir. Deney sonunda genellikle her iki maddeyi alanlar da, ilacın hastalıklarına iyi geldiğini söylerler. İstatistiksel olarak yapılan değerlendirmede denenen ilaç, plasebo maddesinden daha etkili ise, ilaç işe yarıyor demektir.

Burada vurgulanmak istenen olay şudur. Herhangi bir maddeyi bir insanın bir derdine iyi gelecek diye ona verirseniz (plasebo), ve o insan size inanıyorsa, madde kesinlikle kişide yararlı bir etki bırakacaktır.

Tersi durumda bir madde sağlığa zararlı (nosebo) olarak tanıtılıyorsa, kişi o maddeyi aldığında hastalanacaktır. Şimdi buna ait bazı yaşanan örnekler verelim.

>-1- Şu olay Türkiye’de 1970’li yılların sonlarında yaşanmıştır. Çorum yakınlarındaki bir MTA kampında çalışanlardan bir grup, arazi çalışmaları sırasında bir tavşan yakalar. Akşam kampa döndüklerinde tavşanı aşçıya verip, pişirmelerini isterler. Yemek zamanı, diğer elemanların da katılımıyla, masaya oturulur ve tavşanlı yemek dahil, yemekler yenilir. Kampta çalışanlardan biri Alevi-inançlı bir kişidir ve onun inancına göre, tavşan eti tabu sayılır. Yemekten sonra, bu alevi vatandaşa, etli yemeği beğenip-beğenmediği sorulur. O da çok beğendiğini söyler. Bunun üzerine, kamptakilerden biri, yediği etin tavşan eti olduğunu söyler. Bunu duyan adamın birden bire benzi solar ve midesine kramplar girmeye başlar. Adamı alıp aceleyle Çorum hastanesine kaldırırlar ve midesini yıkatarak, hayatını kurtarırlar.

>-2 Aşağıdaki paragraflar Frazer’in(1890) “Altın Dal, Dinin ve Folklorun Kökleri” adlı eserinden alıntılardır:

“Mikado'nun (kutsal kral) yemeğinin her gün yeni kaplarda pişirildiğini ve yeni tabaklarda verildiğini görmüştük; hem kaplar hem de tabaklar, bir kez kullanıldıktan sonra kırılabilsin ya da atılabilsin diye adi topraktan yapılırdı. Bir başka kimse yemeğini bu kutsal tabaklardan yiyecek olursa ağzının ve boğazının şişeceğine ve tutuşacağına inanıldığı için bunlar genellikle kırılırdı.....”

... Yeni Zelandalı, yüksek rütbeli ve çok saygın bir başkan, yemeğinin artıklarını ortalıkta bırakmış. Başkan oradan ayrıldıktan sonra oraya gelen güçlü-kuvvetli, aç bir köle henüz bitirilmemiş yemeği görmüş ve sorgu sual etmeden yiyip bitirmiş. İşini henüz bitirmiş ki, kenarda dehşetten donup kalmış onu seyreden biri, yediği yiyeceğin başkanın yiyeceği olduğunu haber vermiş ona.

"Zavallıyı iyi tanıyordum. Cesarette üstüne yoktu, kabile savaşlarında kendine bir ad yapmış bir kişiydi... öldürücü haberi işitir işitmez, akıl almaz titremelere yakalandı, midesine kramp girdi ve bunlar aynı gün batımında ölünceye kadar dinmedi. Güçlü bir adamdı, yaşamının en güzel dönemindeydi."

>-3 Olasılık hesapları kavramının oluşturulmasında öncülük yapanlardan Abraham De Moivre’ın ölümünü önceden hesaplayıp duyurması, yönlendirmenin ve inanmanın ne kadar önemli olduğunu gösteren en önemli örneklerden biridir. De Moivre hayatının son aylarında her gece 15 dakika daha uzun uyuduğunu fark eder. Olasılık hesabı uzmanı olarak hemen şöyle bir hesaplama yapar: Her gün 15 dakika daha uzun uyuduğuma göre, belli bir zaman sonra 24 saatlik sürecin sonunda artık uyanmamam ve o gün ölmüş olmam gerekecek. Hesapladığı tarih 27 Kasım 1754 tür. Ve o gün ölmüştür.

“Nazar değmesi” dediğimiz olay, falcılık, vs. de yine hücrelerin yönlendirilmesi olaylarıdır. Kişiler, hücrelerine böyle bir yönlendirmede bulunduğu için, hücreler bu yönlendirmeye uygun davranarak, olayın o yönde gelişmesini sağlarlar. Yine benzer şekilde, dualar, okuma-üfleme eylemleri vs. hücre yönlendirilmelerinin birer sonucudurlar.

 
Toplam blog
: 45
: 973
Kayıt tarihi
: 14.08.10
 
 

K.T.Ü.de paleontoloji ve tarihsel jeoloji öğretim üyesiyim (Prof. Dr.). Yeryuvarında hayatın oluşum ..