Dünya kupası, futbol ve sex

Bugün bir haber gördüm Dünya Kupası ile ilgili. Enteresan geldi. Diyor ki;
Sex varsa futbol da var. 2014 Dünya Kupası için Brezilya’da mücadele eden ülke takımlarından aileleri ile kalan takımlar devam ediyor, izin vermeyenler  elendi!.
Sonuna kadar doğrudur ve böyle bir uygulama ispatlanmıştır.
Aklıma 1974 ün unutulmaz Dünya kupası geldi. Siyah beyaz tek kanal TV de büyük keyifle izlediğimiz bir takım vardı.Johan Cruyff'lu, Risjbergen, Rensenbirink, Crol, Rep , Neeskens ve Van de Kerkoff kardeşlerin her maçta adeta futbol resitali verdiği Hollanda.
Bu takımı futbolseverler uzun yıllar unutamadı. Efsane oldular Finalde kaybetselerde Almanya'ya unutulmadı.
O yıl Hollanda milli takımına ilk defa eşlerinle kalma izni verilmişti kampta.
Böyle bir şey o yıla kadar ne görülmüş ne duyulmuştu ama T.Direktör Rinus Michels bir devrim yaratmıştı adeta.

1974 Dünya kupasında  bütün maçları ve o efsane Hollanda takımı portakalları  finale kadar izlemiş fakat  2 Temmuz’da  18 gün sonra Kıbrıs çıkarmasının başlayacağı  TSK kuvvetlerine dahil olmuş, finali görememiş, işin kötüsü de  kupayı kimin kazandığını da uzun zaman öğrenememişt, öğrendiğimizde de bu herkesin gönülden şampiyon olmasını istediği takım adına üzülmüştük.

Biz o zamana kadar duyduklarımızla Hollanda'lı futbolcular artık sahada değil koşmak, yürüyemeyeceklerini sanırken, onlar doğru bilinen yanlışı ortaya çıkarmıştı.

Tıpkı bugün yumurtanın  ve tereyağının kollestrol içerdiğinin yanlış olmasının  söylendiği gibi.

Kazanmanın da mutlulukla  yakın ilişkisi olduğunu, evinden barkından,  eşinden çocuğundan ayrı  bir futbol ekibinin   mutlulukla başarılı olabileceğini  1974 te  bize göstermişti o takım.

Yanlış hatırlamıyorsam  çok büyük bir başarı göstererek 2002 Dünya Kupasında  Brezilya’ya  kafa tutan ama şansız bir şekilde 1-0 yenilerek Dünya 3. Olan Milli Takımımızın  o dönemde  finaller öncesi  aileleri de yanındaydı.

Bizim zamanımızda , futbol oynadığımız dönemlerde sahada dilimiz, damağımız kurusa su yasaktı. Limon verirlerdi. Su içersek şişermişiz, dalağımız patlarmış falan derlerdi.
Şimdi  maçın ortasında su molası veriliyor, sahanın ortasına kasayla meşrubat geliyor.

Aklın yolu birdir.

Önemli olan doğru bildiğini uygulama cesaretini gösterebilmek ve tabuları yıkabilmektir.

Bu da sporda ancak  cesaretli , ilime  ve bilime inanan cesur yöneticiler r ve yetenekli  ve zeki sporcularla mümkün olabiliyor.