Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Nisan '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Dünyalık koca, ahiretlik koca...

Dünyalık koca, ahiretlik koca...
 

Ayşe Arman'ın, Amerikada yaşayan Leyla K. isimli hanımla yaptığı röportaj ses getirmeye devam ediyor.

Özellikle dini duyarlılığa sahip gazete ve bu gazetelerin yazarları konuyu enine boyuna irdeliyor.

Bu röportajda, adı geçen bayan, eşini nasıl "Fethullahçılara" kaptırdığını anlatıyor.

Buna göre, eskiden meyhane meyhane dolaşan adam, Fethullahçıların "eline düşünce", elinden Kuran'ı düşürmeyen, beş vakit namaz kılan adama dönüşüyor.

Tabii bu durum, ilgili bayanın hayatını altüst ediyor. Bayan Leyla K. da bu altüst oluşa isyan ediyor.


Olayın temelinde "hayat tarzı" değişimi var elbette. Burada asıl sözü edilen, kişinin hayat tarzındaki değişimidir.

Leyla hanım her ne kadar sorunu "Fethullahçı" temeline indirgiyorsa da, aslında onun açısından sorun, kocanın "dine dönüşü" dür.

Normal şartlarda, içki içen, meyhane meyhane dolaşan kocalar, hanımları tarafından pek de muteber sayılmaz. Hatta kocalarını bu yollardan çevirmek için, nice büyülere, muskalara baş vurulur.

Ancak, bu durum, eşini yanına almadan böyle bir "bohem" hayatı yaşayan kocalar için geçerlidir. Eğer eş de kocaya eşlik ediyorsa, ortada sorun olmayacağı açıktır.

Söz konusu olayda, eş de kocaya eşlik ediyor. Hatta, bayanın yaşamak istediği hayatı bir bakıma eş temin ediyor.

Böyle bir eşi "kaybetmek" de doğal olarak, adamı elinden kaçırmak şekline giriveriyor.

Adamı elinden kaçırmak, diyorum çünkü, dine dönen adam, artık kadının istediği hayatı yaşamayacak ve yaşatmayacaktır.

Leyla K. isimli hanım kendi açısından haklı bir "isyanı" dile getiriyor olabilir; ancak bir de adamın açısından bakmak lazım.

Bir kere kocayı Fethullarçılara kaptırmak ifadesi bir "sahiplenme" itirafı olarak karşımıza çıkıyor. Demek ki, eş(kadın) kocayı, kendisine ait bir "mülk" gibi addediyor ve mülkünün başkalarının eline geçmesine karşı çıkıyor.

Eğer böyle olmasa, kadının yapacağı basit bir eylem vardır; dine dönen kocadan boşanmak!

Ama, boşanmak da bir tür kaybetmek olduğuna göre, söz konusu hanım bunu da istemiyor; eski kocamı geri verin, diye isyanını ortaya koyuyor.

Bu da bizim karşımızdaki "eşimiz" bile olsa, kişisel hak ve tercihlere karşı ne denli saygısız olduğumuzun ifadesi.

Aynı durumu, çocuklar için görüyor ve bunu bir çeşit "ebeveyn" duyarlılığı olarak anlamaya çalışıyorduk. Ama görülen o ki, kadınlar kocalarını da bu anlamda "çocuklarından" ayrı tutmuyorlar.

Koca dediğini, koskocaman bir adam..Gün gelmiş, hayatını değiştirip kendini "ahirete" yönlendirmişse bu onun kendi tercihidir. Eğer sizi de buna zorluyorsa, o zaman isyan etmeye hakkınız vardır.

Adam sizi zorlamıyorsa, buradan hareket ederek, bir kitleyi ve hatta "dini" suçlayamazsınız. Bu garip "bencilliğin" laik insanın dramı gibi yansıtılması yine bize mahsus acaipliklerden olsa gerek..

Yani, bu "tekil" olaydan "çoğul" fikirler üretmeye kalkışmanın alemi yok. İstediğiniz "dünyalık bir koca" ise, bu zamanda bulmanız hiç de zor değil.

Ama, adamınız kendine yeni bir yol seçmişse, müsaade edin de seçtiği yoldan yürüsün..

Nasıl olsa, Sırat köprüsünü, herkes ayrı ayrı geçecek!..
 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..