Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mart '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Dünyanın hali

Dünyanın hali
 

2012 yılı bir inanışa göre felaketin yılı olacak ve dünyamızın hali hoş olmayacak. Bilimsel olarak geleceğe dair senaryolar oluşturmak anlamlı değil. Birçok akademisyen de bu senaryolara kulak asmıyor. Ama bilinen bir gerçek var. O da dünya geçmişten hiçbir ders çıkarmıyor ve bile bile hata yapmaya devam ediyor.

İşte size canlı iki örnek, Japonya'daki nükleer tehlike ve Kuzey Afrikayı tehdit eden gelişmeler.

Libya'da yaşananlar, bölgede tırmanan krizin git gide zorlaştığını ve önce ABD sonra Avrupa'nın bölgede yeni sistemin yerleştirilmesinde ne kadar hevesli olduğunu gösteriyor. Bu tehlikeli bir durum, çünkü hala bölgede petrolun başrol oynadığını gösteriyor ve paylaşımın muhtemel savaşlara çanak tuttuğunu gösteriyor. Bölgede büyük güçlerce beslenen bir diktatörlük var. Sanırım bu diktatörlüğün misyonu bitmek üzere, yeni olgulara ihtiyaç duyuluyor. Rusya, Çin son gelişmelere tepki vermesi, Avrupa'nın bir oldu bitti ile Kaddafi'ye saldırması bu konunun daha çok süreceğe benziyor. Eski diktatörler gidecek, yenileri mi gelecek hep beraber göreceğiz.

Japonya'daki deprem, tsunami felaketinden sonra nükleer tehlikenin kontrol altına alınmasındaki çaresizlik, bütün dünyanın nükeer enerjiyi bir kez daha düşünmesine yol açtı. Nükleer enerji, kuşkusuz alternatifi olmayan bir kaynak. Ama bir o kadar da tehlikeli. Son otuz yılda bu üçüncü kaza ve dünya bir kez daha diken üstünde. Bunun anlamı onca teknolojiye rağmen kaza riski var. Ve olası kazalar toplumların ne kadar çaresiz olduğunu ( şakası olmadığını ) gösterdi.

Türkiye'de Mersin Akkuyu'daki Nükleer Santral projesine ben de karşıyım. Bilimsel çevrelerde bazı sesler, Nükleer enerjinin alternatifsiz olduğunu, geleceğimiz için mutlak suretle gerekli olduğu söylüyor. Çevreciler romantik bulunuyor. Kanımca gelecekte daha fazla enerji ihtiyacı olacağı doğru, ama çözüm sadece nükleer değil. Başta dünyanın ve Türkiye'nin enerji politikasını gözden geçirmesini düşünüyoruz. Öncelikle kayıp enerjinin önüne geçilmeli, kaçak enerjiye izin verilmemeli. Enerjiyi tasarruflu kullanma konusunda ciddi eğitimler ön görülmeli. Rüzgar, güneş, gelgit gibi alternatiflere daha çok yer verilmeli. 27 Aralık 2009 da yazdığım alternatif enerjilere yönelik yazımı birkez daha okumanızı öneririm. Bu iş kolay değil, biliyorum. Ama gelecekte çocuklarımızın sağlığı ve güvenliği için bunu düşünmeliiyiz.

Nükleer alanda yaşanacak bir olumsuzluğun neler getireceğini bugün Japonya'da görüyoruz. Yarın bir başka bölgede belki daha acı bir şekilde görüp yaşayacağız. Bu konuda en son nükleer atıkların ne kadar bela bir konu olduğunu da hatırlatmak isterim.

Dünyanın hali bu işte, ders alınmayan birçok dersi yaşıyoruz....

 
Toplam blog
: 487
: 1730
Kayıt tarihi
: 01.04.07
 
 

1965 İstanbul doğumluyum. İTÜ Elektrik mühendisliğinden mezun oldum. Özel sektörde Kalite Bölümünde..