- Kategori
- Şiir
Düş Fincanları
Yokluğumun ortasındaki o büyük izsin,
sandığında sakladığın yemeni
benim ayak izlerim uçurumda sonlanır
bulutların turuncusundaki seninkiyle...
Benim armağan ettiğim kitabı
açınca dökülen kurumuş gül yaprağı
anılar! Bir krater gölünün yüzeyinde damlayan
zamansız yağan yağmurların eziyeti gibisin..
Aklıma gelir miydi birbirimizsiz yaşayacağımıza
felaketim olurdu belki çok sevmeyi düşünsem,
bana aşk için söylenecek çözüm var mı? Diye sorsan
pılımı pırtımı toplar gülümserdim sana..
Bak dinle bütün yüreklerin tek varoluş şartı,
arkanda bıraktığı yaşlı gözlerle
beraber kahve içmeye ne dersin?
Yağmurun yerde bıraktığı düş fincanlarıyla...
Aslan Bağcı