Düş tutmayı unutma!

Düş Tutmayı Unutma!

Gece gündüzü aldı koynuna tıpkı her gün gibi, koyun koyuna..
Süpürdüler yıldızları birlikte saman evine, sonra ışıldadılar birlikte ormanın içlerine doğru tam da gecenin orta yerine…

Irmağa yakın bir yerde ayın tatlı ahengiyle soluklandılar geceyle çimenlerde.
Yıldızlar ve ay kölesi oldular gecenin
Güneş buya kızgındı o da son sefere
Duygularımın ışıltısıyla peri kızları ırmağın etrafında dans etmeye başladılar
Sessiz kırık şarkıların gıkı çıkmaz oldu içimde.
A benim sevdiğim, sen gönlümden geçerken dahi şenlikteyim.

Ay'ı parçalardım yıldızları tek, tek söndürürdüm, geceyi ateşe verirdim bu gece, gel gör ki namussuz düşlere esir düşmek ve özleme yenilmek istemedim sırf sensizce.

Alacağın olsun aşk, bir daha mı tövbe!

Yetmiş iki milletin uğursuzluğu üzerime çöktü..
Karabasanlar ruhuma tecavüzden bayram etti..
Böyle bir şey ne yaşadım ne gördüm
Ne olur kurtar beni Allah'ım.
Özlemin kavuşamayan şu kısır döngüsünden.

Dünya da yaşlandı, mevsimler de.
Bence bizi düşlemekten!

Her nefes bir mevsim.
Her mevsim, dört mevsim yaşıyorum.
Hasretlik bu kadar mı ağır Allah'ım?

Sensizlik de boynunu büktü.
Bak küstü bütün çiçekler.
Hicran açtı bahçe bahar, yaz kışın neyine?

Denizlerce yüzsem, kulaçlasam şu dünyayı, biliyorum!
Yine de sana varamam.
Çünkü;suyu çekilmiş kaderin.

Çok uzaklarda, dalgaların ışıltılarında güneş raks ediyor.
Ağaçların gölgesi düşmüş kıyıya..
Bir tek, gökyüzündeki bulutlar ağlıyordu halime.

Umutsuzca çırpınıp duruyorum hayat denen şu denizde.
Sadece!
Sar sarmala aşkımla beni, Allah'ım diye!

Her seferinde sensizlik baskın çıktı.
Bu yüzden tutunamadım hiç bir gönül’e.
Kim?
Kim kayıtsız şartsız seven?
Var mı benden başka gönlüyle sürünen?
Köpük, köpük kudurdum sana sevgimden.

Gözümüm önü düş deryası ve ben denizin ortasındayım..
Gelir gider dalgalar, dalga geçerler halimle.

Böyle mi dalga geçilir insanın hayaliyle..
Düğün cümbüş eder balıklar deniz perileriyle, güneş kral olmuş bir de hakimiyet kurmuş dünya evine.

Güya kalbimi deniz derya yaptım, seni de yüzen yelkenli..
Gözümün önünden geçireyim de göreyim diye seni.

Dalgalı duygularımla boğuşurken iç denizimde, sensizliğin tam ortasından, işte bu kapıdan, gecenin içine geçiyorum olabildiğimce sessizce.

Tek, tek topladım yıldızları ve gönlümdeki geceye iliştirdim.
Çifter, çifter biz yerine.

Yılların şavkı nasıl da vurmuş şakaklarına, ay’ın aydınlığında melekler yüzünü yansıttı suya.
San ki yıldızlar çiçek olup yağmış saçlarına.

Sen benim için yüz yıl da bir gibisin!

San ki çok uzakta bir hüzün bahçesi,
Dokunamadığım
Yaşayamadığım
Canımsın
Canımsın
Canımsınn

Temmuz / 2005 / 21.Yüzyıl.

Hala mavi gezegendeyim ve uyuz itler gibi, bizi düşlüyorum aşkım. :(

Sabiha Rana

14 ŞUBAT SEVGİLİLER GÜNÜ:
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=89468