Düşün/ce ve İfade Özgürlüğü

İnsanoğlunun 3 milyar yıl önceden varolmaya başladığı, kainatın o ilk zamanlarından beri, insanlarda düşünme/düşünce özgürlüğü zaten vardı, her insan istediği herşeyi düşünebiliyordu bugün de düşünebiliyor ama, zaman içinde bazı kavimlerin/toplumların, bireylerin beyinleri oldukça hızlı ve doğru gelişti ”demokrasi, insan hakları ve düşüncenin ifadesi özgürlüğü “ kavramları oluştu, ve yaşamın tüm alanlarında hayat buldu.. Bu değerler, o toplumları kısa zamanda çok ilerlere taşıyan en önemli unsurlar olarak beslendi, geliştirildi ve korundu giderek artan hızıyla .

Ancak bazı kavimlerde/toplumlarda beslenme ve iklim, jeopolitik, jeostratejik faktörlerin etkisiyle beyinler o ilkel yapılarında bir gelişme göstermeyip, durağan hallerinde kaldı, yukarıda sayılan insanın/toplumun olmazsa olmazı olan ortak değerleri kuramadı. Yani Demokrasiyi ve insan haklarının ne olup /olmadığını kavrayıp, kurumsallaştırarak onlardan yararlanıp, ilerlemeyi akıl edemediler. Bunun en önemli nedeni de; Düşünce Özgürlüğü değil de, “ DÜŞÜNCENİN İFADESİ ÖZGÜRLÜĞÜ” nün yasaklanmış olmasıydı.

İfade edilmesi yasak olan düşünce, kafalarda birikip kalabalık etmekten başka bir işe yaramadı, yaramazdı da zaten.

Ya ülkemizde?

Siyasette, brokraside, yasama, yürütme, yargı organlarında, hele de ailede, okullarda, iş yerinde, sosyal yaşamın tüm alanlarında insanlar düşündüklerini özgürce ifade edebildi mi bu güne kadar ?

Bundan sonra, bu özgürlüğün sağlanması için herhangi bir adaım atıldı mı ?

Yönetenleri bir gayretleri oldu mu?

Halkımız bu özgürlüğünü alma talebinde bulundu mu ?

Yanıtı HAYR …

Bu durumda;

Türkiye Demokratik bir ülke, İnsan haklarına saygılı bir ülke, düşüncenin ifadesi özgür olan bir ülke diyebilir miyiz ?

Yanıtı  HAYIR  …

Bunun en somut ve taze örneği; dünyanın tanıyıp, alkışladığı değerli piyanistimiz Fazıl Say’ı düşüncesini ifade etti diye 10 ay hapisle cezalandırması olayı..

İyi mi?

Bilinen bir söz;

Deveye sormuşlar boynun neden eğri? Diye de,

Deve kendisini şöööyle tepeden tırnağa bir güzelce süzdükten sonra “ nerem doğru ki” demiş ya hani, işte öyle bir şeyiz galiba .

Özgürlükler verilmez, alınır !..

*muzaffer yıldırım