Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Kasım '19

 
Kategori
Dilbilim
 

Düşünmeyi Öğretmek

Bir dilbilimcinin dediği gibi, “Dünya, bireyin ruhunda bir sözlük gibidir; o onu anadiliyle okur.” (Agop Dilaçar) Bu nedenle, bireyin düşünme yeteneğinin gelişimi ile anadili arasında doğrudan bağlantı vardır. Başka bir deyişle, kişi, ancak anadilinin kendisine benimsettiği düşünme düzeni içinde verimli düşünebilir. Çünkü, kişi ancak kökleri bilinç altına varan anadili sözlerinin aydınlığında nesneleri, kavramları açık seçik görebilir; ancak bu ortamda duruluğa erebilir.

Bilinçaltı düşünmemizi gerçekleştirmede bilinçüstüne göre daha etkendir. Bilinçaltında sakladıklarımız, biriktirdiklerimiz yaşamımızda belirleyici olmaktadır. Bu konuda Freud, Nietzsche yol göstermektedir bize.

Düşünme eyleminde bizim anadilimiz Türkçedir. Biz birey olarak da, ulus olarak da Türkçeyle onun kavramlarını belirtme, yargıları bildirme arasındaki bağı çok iyi kavramak ve bunu sözümüzde, yazımızda yaşamak durumundayız. Çünkü açık seçik düşünmek, düşünceyi yaratıcı kılmak; kısaca dil içinde kendini var etmek buna bağlıdır.

Düşünmek için bilmek gerekiyor. Bu bilgilenme önünde insana ve evrene ilişkin tüm bilgi alanları yükseliyor. Ne kadar bilgi sahibiysek o kadar düşünme yetisine sahibiz demektir.

Öncelikle neleri öğrenmeliyiz. Doğru düşünmek için hangi temel bilgileri edinmeliyiz. Bilinenle yetinmeyip ötesine geçmek. Bu bilimsel düşünceyle gerçekleşebilir ancak. Bu sonsuz bir düşünme sürecidir.

Düşünme, tek yönlü, yalınkat bir eylem değildir. Bir eylemler bütünüdür. Değişik aşamalarda gerçekleşen birkaç eylemin oluşturduğu karışık bir süreçtir düşünme.

Bu karmaşık süreç içinde aşamalı olarak şu eylemlere başvurulur:
1. Seçme / Sıralama
2. Ayırma / Sınıflama
3. Karşılaştırma / İlişki Kurma
4. Uslamlama / Yargıya Varma

İsmet Zeki Eyüboğlu’nun dediği gibi: “Bizim dil konusundaki başarısızlığımız, kavramlarla dil arasındaki kopmaz bağı göz önünde tutmayışımızdan ileri geliyor. Dili, kavramlardan ayrı bir varlıkmış gibi düşünüyoruz. Dil bir yanda, kavram bir yanda kalıyor.”

Ferdinand De Sausure de “Dil kağıdın bir yüzü düşünce diğer yüzüdür.” diyor.

 
Toplam blog
: 1064
: 732
Kayıt tarihi
: 24.03.12
 
 

Türkay KORKMAZ, umuda yolculuğu ertelemez. Mermeri delenin damlanın sürekliliği olduğunu bilir. Y..