Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Şubat '09

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Düşünmeyi düşünmek

İnsanı diğer canlılardan ayıran özelliği düşünme, akıl yürütebilme özelliğidir. Doğuştan bize verilmiş olan düşünme yeteneği hakkında neler biliyoruz veya hakkıyla kullanabiliyor muyuz?


Düşünmek; beynin fonksiyonudur yani bir eylemdir. Bu eylemin sonucunda ise düşünceler oluşur. Bu düşünceler ise bizim hayatımızı yönlendirir. Düşüncelerimize göre hisseder ve hissettiklerimize göre seçimler yapar, hayatımızı yönlendiririz.


Düşünce hayatımızın tohumudur diyebiliriz.Bütün hayatımızı yönlendiren bütün duyguları yaşamamıza bazen üzülmemize bazen mutlu olmamıza sebep olan şey; beynimizin bu fonksiyonunu nasıl kullandığına ve çıkan ürünlere bağlıdır. Yani düşüncelere..


Hal böyle iken beynimiz nasıl düşünüyor acaba insan merak etmeden duramıyor.


Beyin iki şekilde düşünce üretiyor. Biri istemsiz otomatik ve düşük seviyeli denilen şekli. Bu istemsiz düşünceler daha çok günlük hayatımızın idaresinde kullanılan, bilinçli olarak farkına varmadığımız alışkanlıklarımızı yönlendiren düşüncelerdir.. Yürümek, araba kullanmak gibi.. Alışkanlık haline dönüşmüş eylemleri yaparken bilinçli olarak düşünmeyiz sadece o anki duruma ayak uydurur otomatik olarak kararlar veririz.. Eylemi yönlendirme gibi bir fonksiyonu yoktur.


Diğeri ise, istemli, yüksek seviyeli ve bilinçli düşünmedir. İstemli düşünme bir amaca yöneliktir. Bir sorunu ya da problemi çözmeye, yeni fikirler üretmeye, bilgileri koordineli bir şekilde sıralayıp bir anlam bulmaya yöneliktir..İstemli düşünmede süreç biraz daha karmaşıktır. Konu ile ilgi bilgiler toplanır, bu bilgiler belirli bir sisteme göre düzenlenir ve bir karar verilir.. İnisiyatif alınır.


Tahminlere göre; sokaktaki insan, beyin kapasitesinin %1’ini, okuma yazma ve beyin faaliyetleri ile uğraşan kişiler %4-5’ini ve dahiler %10-15’ini kullanabilirler. Ortalama bir insan, günde 65 000 düşünce kullanır. Bu düşüncelerin %95’i bir gün önceki düşüncelerle aynıdır. Bunlar istemsiz, kontrol dışı olan ve bireyin günlük yaşamını “alışkanlık” halinde düzenleyen düşünmelerdir (Kavaklı AE, 2005)


Ortalama bir insan olarak her gün aynı düşünceleri düşünürmüş. Ve bu 65 000 düşüncenin mahiyetinin farkında da değiliz. Eğer hayatımızı düşüncelerimiz yönetiyorsa, demek ki hayatımızı farkında olmadan yönetiyoruz. Bu düşünceler beynimize nerden geliyor?


İnsanın beyni evi gibidir diye düşünürsek eğer kapıyı açık bırakırsak bu eve kimin gelip gittiğini bilmeyiz. Bir bakarız ki; evin başköşesinde hiç tanımadığımız insanlar oturmuş evimizi ele geçirmiş. Hatta daha ilerleyen aşamada bir de bakmışız ki sokağa atılmışız. Bizim evimizi başkaları idare ediyor biz de kukla gibi onların direktifleri doğrultusunda yaşıyor oradan oraya savruluyoruz..


Evimizi yeniden ele geçirmemiz demek düşüncelerimize sahip olmak ve her an ne düşündüğümüzün farkında olmak demek.


Düşüncelerinizin polisi olun..Bu çok sık salık verilen bir öneridir.Düşüncelerin polisi olmak; istemsiz ve bize dışarıdan sızmaya çalışan düşüncelere dur demektir. Sen kimsin? amacın nedir? Bana faydan mı yoksa zararın mı olacak? Diye sorgulamaktır.Ancak bu şekilde beynimizi, evimizi daha doğrusu hayatımızı kontrol edebiliriz..

 
Toplam blog
: 117
: 2437
Kayıt tarihi
: 07.02.09
 
 

1970 Tokat doğumluyum. İstanbul Tıp Fakültesi Sağlık Meslek Yüksekokulu Tıbbi Laboratuvar bölümü mez..