Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ocak '11

 
Kategori
İlişkiler
 

Duvarlarımız

Duvarlarımız
 

Şu arıyı gördünüz mü? Arabanın içine, kapı açıkken girdi... Şimdi çıkamıyor! Çıkması gereken yer arkada... Arkada kapı açık, pencerede açık... Fakat o inatla ön cama geliyor... Kapalı olan camdan dışarı çıkmaya çalışıyor... Deniyor, deniyor, yeniden deniyor... Kendini parçalayacak bu gidişle... Bak kanatları zarar görmeye başladı bile... Yorulma emareleri de başladı... Oysa birazcık aklı olsaydı insanlar gibi... Camdan geçilemeyeceğini anlaması lazımdı… İkinci üçüncü denemeden sonra... Görmese bile camı, orada bir engel olduğunu bilmesi lazımdı... İnsan ile diğer canlılar arasındaki fark bu bence… İnsan mantıktır…

Oysa biz insanlarda buna benzer durumlara, sandığımızdan fazla düşüyoruz... Bizlerde çoğunlukla görünmez duvarları delip geçeceğiz diye kendimizi heba ediyoruz... Orada var olan duvarları hissediyoruz... Hatta görüyoruz... Onun kimin tarafından örüldüğünü biliyoruz… Bize karşı yapıldığını biliyoruz, üstelik o duvarların… Ancak yinede ona, çarpa çarpa kendimizi kanatıyoruz... Acıtıyoruz... Hatta o duvarın dibinde ölümü bekliyoruz... O duvarı nasıl aşacağımızı düşünmekle harcıyoruz günlerimizi... O duvarın bir gün yıkılacağını umuyoruz... O duvarı yapanın, o duvarı kendisinin yıkacağını düşünecek kadar aptallaşıyoruz. 

Bir aşabilsek o duvarı ne hayallerimiz var; Saçlarını okşayacağız o duvarı aşabilsek... Varsın o bizim saçlarımızı okşamasın… Dudaklarını öpeceğiz o duvarı aşabilsek... Varsın o bizim dudaklarımızı öpmesin… Kokusunu sindireceğiz içimize o duvarı aşabilsek... Varsın onun üzerinde başkalarının kokusu olsun... Ne fark eder ki? Kendimizi sunacağız o duvarı aşabilsek... Bacak aramızda ondan başkası olmasın yeter... Elimizde onun eli, gözümüzde onun gözü olsun yeter… Sadece aşk mı? Bir düşünsek daha ne kadar aynı şeyi yapıyoruz şaşarsınız… İşte, dost olmak için çırpınmalarda… Bir guruba girebilme çabalarımız hele?

Kendimizi vereceğiz o duvarı aşabilsek! O duvarı bize karşı yapan kişiyi bir aşabilsek,
o kişiye ulaşabileceğiz... Oysa ulaşılmamak için duvarlar örülüyor bizlere… Birde o duvarlarda oynatılan filmler ayrı bir hazinlik öyküsü… Ona sonra bakmak lazım… 

Ne farkımız var camda kendini parçalayan börtü böcekten... Üstelik seni sevenin, öpenin, kendini verenin, seni düşünenin börtü böcek olduğu sanmak... Ona karşı yüksek duvarlar örmek ve sana duvar örene karşılık seninde başkalarının duvarlar örmen… Sanırım herkes kendi duvarını yükseltiyor… 

Gerçekten insan mantık mı yahu? O duvarların arkasını biliyoruz biz aslında… Ne giz bize? Neyimizi gizliyoruz ayrıca… Alt tarafı ve üst tarafı insanız… Fakat bilmek yetmiyor bize galiba… Duymak, görmek, itiraf etmek asıl olan galiba… Altımızda mı sahip oldukları yoksa üzerimizde mi biriktirdikleri? Duvarların arkasını deli gibi merak ediyoruz... O duvarları yıkmak istiyoruz... Ancak kendi duvarımızı da her gün yükseltiyoruz... Korku galiba bu... İnsan olmak korkusu! 

 
Toplam blog
: 615
: 948
Kayıt tarihi
: 25.06.10
 
 

1959 Denizli doğumluyum.. İ.Ü. İktisat Mezunuyum.. Emekliyim ve hala çalışıyorum.. Yaşam bizden önce..