Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ekim '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlüğün madenleri ve domuz'un gribi

Yeni öğrendik. Bir ülke de özgürlük ve demokrasi olunca her gün ortalama yüz kişi bombalı saldırılarda ölüyor muş... Bizim gibi hastalık, trafik kazaları, yangınlar, seller, doktor hataları, cinayetler, kan davaları gibi sebeplerden kimse ölmüyor... (domuz gribini unutmayalım)

Merhaba e-günlüğüm; Bağdat'ta bomba yüklü iki araçla düzenlenen saldırıda 155 kişi hayatını kaybetti, 500'ü aşkın kişi de yaralan mış. ABD'nin "Nükleer santral, uranyum zenginleştirmesi, nükleer silah yapımı" söylentileri ile işgal edip, demokrasi ve özgürlük için savaştığını söylediği ülke kan ağlıyor. Durulmak bilmiyor.

İşin korkutucu yanı: Dünyada ticareti yapılan doksan değerli madenden yetmiş yedisi Türkiye'de imiş... Şimdilik tahmin edilen değerleri ise 5 trilyon dolar civarında imiş...

ABD bu serveti kontrol edebilmek için neler yapar kimbilir. Belki de çok önceden plan yapmaya başlamıştır ve bu gün kü gidişatımız o planlara uygun seyrediyordur... Hani diyorum, Irak'da yönetimin eski eşkiya başlarına devredilmesi, (o kişiler bana iş için başvursa çaycı olarak bile almam ama, devlet yönetiyorlar) kalanların da "açılım" adı altında içimize sokulmaları... Sanki kehanetler tutacak ve bir sonra ki iktidar döneminde korkunç bir kaos yaşanacak mış gibi. "Kürt açılımı" değil "Kargaşa yatırımı" yapılıyor gibi geliyor bana...

Bütün kürt kökenliler, teröristlerle bir kefeye kondukları için bu açılımdan rahatsız ama, kulaklar sağır. Duyan yok. Amerika'dan gelen sesler duyuluyor ama, yanıbaşımızda ki sesleri duymuyoruz... Almanya'dan geleceklere özel uçak gönderilsin, hava alanından özel limuzinlerle alınsın... Lüks otellerin süitleri rezerve edilsin... Ne yapmaya çalışıyoruz, şirin görünmeye mi? Oldu olacak 29 ekim kutlamalarını da onlara yaptıralım. Dağdan indikleri günü bayram ilan edelim ve her yıl kutlayalım. (çüşşşş)

Tamam konuyu değiştiriyorum yoksa bilgisayar alev alacak. Çok ısındı.

Al birini vur ötekine. Kimsenin mantık ve zeka açısından bir birinden farkı kalmadı ama, konular farklı.

Şu anda görülen grip vakalarının mevsimsel değil, domuz gribi olarak kabul edildiği belirtil miş. Efendim, normal grip Kasım ayında başlarmış, o yüzden şu anda görülen grip domuz gribi imiş. Ya be amcalar grip dört mevsim görülen bir hastalıktır. Bir de nezle versiyonu vardır. Hiç bir şeyin olmadığı gibi onun da standardı yoktur. En düzenli adet geçiren bir kadının bile zaman zaman aksamaları olur. Ne yani mevsimsel grip virüsü bir yerlerde saklanmış kasım ayını mı bekliyor. Ellerini ovuşturarak "uf yavrum kasım ayı gelse de yayılsam" mı diyor? Bari bu normal grip, kasım ayının hangi günü ve saat kaçta yayılmaya başlayacak onu da söyleyin... Bilim adamları çıldırdı. Bilgisayar başında oturmaktan, doğal virüslerle, bilgisayar virüslerini aynı sanmaya başladılar...

Normal grip virüsü basın açıklaması yayınlamış. "dikkat, şu anda seyreden grip vakaları ile hiç bir alakam yoktur, gereğini arz eder bilgilerinize sunarım. Taklitlerimizden sakının..." Bu kadar bilinçsiz adamları kim seçer, kim eğitir, başımıza kim getirir anlamadım gitti. Evet bunlar da bana iş başvurusunda bulunursa, onlara da iş yok... Yerleri süpürüp paspas bile yapamaz bunlar. Yok mudur yetenekli, içgüdüleri kuvvetli mantığı sağlam, insani değerleri güçlü birileri? (benden başka) Vardır elbet olmaz mı? Gülerek izliyorlardır olan biteni...

Ben akşamları iş bittikten sonra bahçeden izliyorum. Pek gülemiyorum ama yine de izliyorum. Dün gece de bir yandan düşünüp, bir yandan izledim. Saat 21:30 gibi oğlum geldi. Haftanın üç günü iki arkadaşı ile hapkido derslerine gidiyor. Çok kısa sürede bayağı gelişme gösterdiler. Hapkido sporu Kore kökenli olduğu için hocalarının Kore'li olması büyük avantaj. Oğlumla bahçede biraz sohbet ettik. Okuldan, sigara içiyor, kulağında kulaklık ile dolaşıyor, cep telefonu ile geliyor diye şikayet etmişler. Bunların bütün çocuklar için geçerli bir şikayet olduğunu, ardında başka şeyler yattığını ama yine de dikkatli olmasını tavsiye ettim. Bu zamana kadar hiç kimse "ya okulda her gün kavga çıkıyor, oğlunuzu hiç bu kavgalarda görmedik, çok efendi ve kimse ile sorun yaşamıyor" demedi. Dersleri iyi olduğu zaman kimse takdir etmedi ama, iki dersten zayıf alınca kıyametler kopuyor, "oğlunuz ders çalışmıyor" diye şikayetler başlıyor. Aptal mı bu çocuklar, olan bitenin, karşılarındaki insanların ne kadar çıkarcı ve negatif yaklaşımlar içersinde olduğunu anlamıyorlar mı? Tek sorun öğretmenlerinden daha zeki ve daha yetenekli olmaları... Öyle hocalar ki, oğlumla iletişim kuramayıp annesine şikayet ediyor. Böyle bir zihniyet gençleri ne kadar eğitebilir acaba? Ufff bilgisayar iyice kızmaya başladı birazdan alev alacak...

Değerli e-günlüğüm; Dün işe geç kalmasını telafi etmek için Elmar sabah yedi de evin kapısına dayanıp, iş yerinin anahtarlarını aldı ve dükkanı açtı. Biz her zamanki saatte Lindacığım ile işe geldik. Bütün işler bitmiş, boş damacanalar dışarı çıkmış, çay demlenmiş vaziyette güne başladık.

Öğlen yemeğimizi yedik ve kamyon geldi. Kamyonu boşalttık ve servislerimize devam ettik. Sakin geçen günün ardından akşam yemeğimizi de yedik ve şimdi herkes yoluna. Yarın yine yazışırız e-günlüğüm. Hoşçakal.

Biliyor musun: Milyarlarca doz grip aşısı yoksul ülkelere yetişmeyecek miş... (zaten oralarda vaka yok. Bizim, sizin gibi az gelişmişler aşılansın yeter. Ekonomiler düzelir.)

Çirkin söz: ''Efendice gelsinler..." A. Gül (Dağdan inen teröristler için gazetecilerin sorularına verdiği yanıt...) (ntvmsnbc.com) (üçüncü parantezi açalım ve fikrimizi yazalım. "efendice gelmesinler... Parantezi kapat)

Güzel söz: "Bir insan taraf tutmaya başlar başlamaz, dünya da da o kadar az şeyi görmeye bşlar..." Heywood Braun

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..