Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Nisan '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlükte bayram havası...

Ata'mızın çocuklara armağan ettiği ulusal egemenlik bayramı çocuklarla birlikte tüm yetişkinlere kutlu olsun:)
Merhaba e-günlüğüm
PADAUNGLAR: Zürafa Kızlar, KAYAPOLAR: Amazon Çocukları, ZULULAR: Küçük Askerler, SAMBURULAR: Çalışan Çocuklar, ŞERPALAR: Dağların Fatihleri, DOGONLAR: Maskeli Gençler... Dünyada hala ilkel topluluklarda yaşayan, okula neredeyse hiç gidemeyen, bilgisayar nedir bilmeyen milyonlarca çocuk var. Üstelik hemen hepsi tehlike altındaki kültürlerinin gölgesinde yaşam mücadelesi veriyor. (ntvmsnbc.com'dan alıntı) Biz de onlara acıyor ve fonlar vasıtası ile yardım gönderiyoruz. Sanırım onlar da bize acıyordur. Ben onların gelişmiş toplum çocuklarından daha mutlu olduklarını düşünüyorum. Doğal yaşamla iç içeler ve doğanın izin verdiği ölçüde özgürler. Rahatlarını yine biz (gelişmiş ülke insanları) bozuyor ve kendi yaşamlarımızı onlara özendiriyoruz. Sağlık sorunları ve açlık içinde olduklarını yazıp çizip duruyoruz. Gelişmiş ülkeler de sağlıklı insan mı var? Tokluktan hastalananların ve ölenlerin sayısı açlıktan ölenlerden daha fazla. Onlar sadece açlık, safaletten ve beyaz adamın para hırsından ölüyor, öldürülüyorlar. Biz ise bütün bunların yanın da trafik kazaların da, acil servisler de, kafamıza düşen taşlarla, töre ve mafya cinayetleri, maganda kurşunları ile ölüyoruz. Kimin daha mutlu ve huzurlu olduğunu iyi düşünmek gerek. Bakış açılarına göre her şey farklı olabiliyor. Bizim insanımız için çok kullandığım bir söz vardır. Ömür boyu kendi köyünde yaşamış adama sormuşlar: "dünyanın en güzel yeri neresi" diye. Adam cevap vermiş: "benim köyüm"...
Evet sevgili e-günlüğüm. Balon dağıtmaya durmaksızın devam etmekteyim. Çocuklara, bana olduğu gibi, isterlerse her gün bayram olduğunu aşılıyorum.
Sevgili e-günlük aklımda iken yazayım. Belalı var dı ya, zaten şansı yok du ama artık olma ihtimali bile kalmadı. Dikkat ettim bayrak asmamış... Gözümden tamamen düştü ve heryeri kırıldı. İlk gördüğümde hatırlatmazsam çocuk düşmanı olayım emi...
Trafik sakin, bütün anne babalar çocukları ile okullarda ki şenliklere katılıyorlar herhalde. Öğleden sonra berbat bir trafik olacağına bahse girerim.
Dün gece hafif rüzgar var dı bu yüzden bahçe de oturamadım. Hücreme gidip orada oturdum. Orada da sadece tv seyrettiriyorlar. Sigara ve içki içmeme izin veriliyor ama yine de dört duvar arası beni sıkıyor... Bir değişiklik yapıp gardiyandan izin aldım ve şarap açtım. Güzel bir beyaz şarap dı. Ama güzelliği kısa sürdü. Bir baktım bitivermiş ve hapishanenin yatma saati gelmiş. Doğru koğuşa gidip gece sporumu yapıp yattım. Unutmadım. Yatmadan önce kahvaltımı hazırlamıştım. Nasıl unutabilirim ki. otuz senedir aynı şeyi yapıyorum.
Dikkat ettin mi günlüğüm, artık gülücük işareti koymuyorum. Sanki "burada gülünecek" diye komut veriyormuşum gibi oluyor. Sana algılama ve anlama serbestisi getiriyorum. Nerede istersen gül, nerede istersen ağla...
Yaxarken yine gidip gelmeye devam ediyorum. Biraz önce kamyonu boşalttık, sonra yemeğimi yedim ve yazmaya devam.
Bu aralar sanki çok azmış gibi piyasaya yeni rakipler geldi. Etrafımda elli iki marka var dı, şimdi yeni açılanlarla elli altı oldu. Zaman içinde çoğu ya devrediyor, ya da kapatıp gidiyor. İletişimi ve servisi iyi olan kazanıyor. Bir de ürün iyi olacak tabi.
Tahmin ettiğim gibi cadde ana baba günü. Öğleden sonra kutlamalar bitince her kes çoluk çocuk caddeye attı kendini.
Çok ilginç bir haber sevgili günlük. akp'ye kapatma davası açıldığının ertesi günü alışverişler de patlama yaşanmış. Kredi kartlı alışverişler de hatırı sayılır artış olmuş... Ne hesaplar ama. Bakalım çocuklar beş yaşında ana okuluna başlayınca piyasa ne ölçüde hareketlenecek. Çocuklar çocukluğunu yaşamış, yaşamamış kimin umrun da. Doğurun ve bize bırakın. Biz de onları istediğimiz gibi şekillendirelim. Yontun bakalım. Yakın da doğar doğmaz eğitime alırsınız. Acaba kaç çocuk çelik-çomak, tumba, baş, yakan top, uzun eşek, istop, dokuz taş biliyor?
değerli e-günlüğüm yine e-hüzün bastı.
Sen yorulmuşsundur artık, ben gideyim sen de yoluna git.
Hadi yarın görüşmek üzere e-hoşçakal.

Biliyor musun? İnsan vücudunda ki en güçlü kas dilimiz miş... (güçsüz hale getirmek için fırçalamamız öneriliyor:)
Güzel söz: "Başkaları için yaşamayan, kendisi için de yaşayamaz... MONTAIGNE

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..