E-günlüğümde bu gün:)

Merhaba e-günlüğüm;
Piyasa mı düzeldi, insanlar çok su içmeye mi başladı, yoksa ben fazla pazarlama mı yaptım:) Bugün de sabahtan beri boş durmadım. Daha yeni oturmaya fırsat buldum. Doğru dürüst çay bile içemedim... Genel de salı ve çarşamba günleri iş açısından sakin geçer di ama bu gün pek öyle olmadı. Beter olurum inşallah.
Bir süredir, sokak başlarında "ücretsiz yağ ölçümü" standları görüyorum. Ölçenlere bakınca bu işlemin yalan veya aldatmaca olduğu düşünülüyor. Hani güzel olan güzellik uzmanı veya güzellik salonu işletmecisine rastlamak zordur ya. Bu yağ ölçenler de öyle. Erkek göbekli, kızlar belli ve kalçalı:) Önce kendi yağlarını ölçüp gereğini yapmalılar diye düşündüm. Yukarıda ki cümleyi düzeltmem gerek, bir sürü güzellik salonu abonem var onlar okursa işlerim çok düşer:) Benim abonelerim haricinde demek istedim. (nasıl iyi kıvırdım mı günlüğüm)
Dün gece hava ne kadar güzel di.

Havalar böyle olunca benim eve giresim gelmiyor. Bahçe de oturmak iyi oluyor. Çıplak ayak toprakta dolaşıyor, çimlerin üzerine oturuyor ve rakımı içiyorum. Ama açık hava da rakının dozu artıyor, bir duble içerken iki duble içiyorsun. Zamanla ayarlarız artık. Secgili günlük periyodik işlerime bir yenisi eklendi. Artık her akşam üst kattakilerin attıkları çöpleri topluyorum. Akşam otururken de aşağıya bir sigara izmariti düştü (yok yanlışlıkla olmuştur) homurdanarak onu aldım ve çöpe attım. Yukarıya kim attı diye bakmadım bile. Artık kimseye bir şey söylemiyorum. Dilim yandı bir kere. Ne olmaz ne olmaz:)

Ana ve ilk okullar 23 nisan çocuk bayramını bugünden kutluyorlar. Balon dağıtmaya devam. Bilmiyorlar ki çocuklar bizim gibi bayram beklemiyor. Onlara her gün bayram. Bir balon, bir öpücük, biraz sevgi, güler yüz veriyorsunuz, bayram oluyor. Dünyada ki en anlamlı bayram bu bayram. Kıymetini de bilsek hani...

Ne bunaltıcı bir hava var. Elimi kaldırsam terliyorum. Afrika dan geliyormuş. Ne kötü bir durum. Soğuğumuz "sibirya soğuğu", sıcağımız "afrika sıcağı" Yağmurumuz "balkanlar'dan", Havamız bile yerli değil. Her şey ithal. Halimiz çok kötü doğrusu.

Sevgii günlük; ülke gündemi dolu dizgin gidiyor. En küçük bir boşluk yok. Daha 23 nisan'ı kutlamadan, 1 mayıs tartışmaları başladı. CHP'ye dava açılıyor, doğu'da yine askerler ölüyor, Emeklilik yasası tartışması devam, bilim adamları harıl harıl çalışıyorlar, borsa da iniş çıkışlarla intikalar oynanıyor, bakalım peşinden neler gelecek. Nefes aldırmıyorlar valla. Değil düşünmek, kulaklarımızı radyodan, gözlerimizi televizyondan alamaz olduk. Bir de derbi maçlar giriyor araya sorma gitsin. Şu partilerin hepsini kapatsalar da rahatlasak. Al birini vur ötekine. Sadece isimleri değişik. Demokrasi adı altında faşizt uygulamalar için sırada bekliyor oy topluyorlar. Bak yine derin konulara soktun beni. Sustum.
Sen sen ol kimseye kulak asma günlük cüğüm. Bildiğini oku. Ben de öyle yapıyorum...

Veda etme zamanı geldi değerli günlüğüm. Hoşçakal.
Yarın görüşmek üzere.

Biliyor musun? Kadınlar, erkeklere oranla, iki kat fazla göz kırparlarmış... (ne kadar riskli bir durum, yanlış anlayan falan olur:)
Güzel söz: "Tembellik, iki çocuklu bir ana gibidir. Kızının adı "açlık", oğlunun adı "hırsızlık" dır. VICTOR HUGO