Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Temmuz '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlükte çam fıstığı

Arkaaşlarım hep eleştirir, neden sigortalı değilsin diye. Bende onlara tek cevap veririm: Bu ülkenin sistemine ve insanlarına güvenmiyorum... Belki çok ağır bir itham, çok acı bir değerlendirme ancak, zaman, bana bu inancı verdi.
Habere bak;
İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne göz ameliyatı için giden kadının rahmi alındı. Hastane yetkilileri olayı doğrularken, ameliyat ekibinden 4 kişi açığa alındı. (ntvmsnbc)
Bu kişi büyük bir ihtimalle sigortalıdır ve Türkiyenin en gelişmiş hastanelerinden birinde ameliyat olacağı için, ameliyata giderken kendini güvende hissetmiştir. Sonuç? Gitti rahim...
Aslında doktorlar da kabahat yok. Organlar birbirine çok yakın olduğu için yanlışlıkla almışlardır. Tıpkı Ankara'ya giderken yanlışlıkla Pekin'e gitmek gibi...
Merhaba e-günlüğüm; Dün gece bahçe de yine genç konuklarım var dı. Arkadaşımın, kızının, arkadaşları. Çok meraklılar ve sürekli soru soruyorlar. Bir birey olarak sorumluluğumu oğlum olmadan önce anlamıştım ve tam donanımlı sayılırım. Ardı arkası gelmeyen soruları, yaşamla ve anılarla, hatta ara sıra fıkralarla harmanlayıp onlara doğru bir şekilde aktarmaya çalıştım. Bir de isim taktılar bana. Baktılar ki bütün sorular nasihatten uzak önerilerle cevaplanıyor, en sonunda içlerinden biri "google abi" diye hitap etmeye başladı. Bu ara da ne kadar yanlış bilgiler edindiklerini öğreniyor üzülüyorum. Gençler belli çağlara kadar (kitap okuma alışkanlığı edinene ve karar mekanizması oluşana kadar) bir çok şeyi soru sorarak öğrenmeye çalışırlar. Burada soru sordukları kişinin çok önemli olduğunu bilmeden, hemen hemen kendilerinden büyük herkese soru yöneltirler. Kişi gençlere karşı sorumlululuğunun bilincinde değil veya başka amaçlara hizmet ediyorsa, üstelik ikna kabiliyeti de kuvvetli ise o gençler ne yapacak? İşte çark böyle yürüyor. Suç mekanizmaları bu olayların bizden fazla bilincinde ve gençleri ağlarına katmak için çoğu ana babadan daha donanımlı. Bunu anlamak çok kolay. Sorularına cevap vermeden önce, onlardan açıklama istediğimde, açıklamalarının her hangi birinden edinilmiş fikirler (fikir bilr değil) olmakla beraber, suça yönelik ve özendirici bilgiler olduğunu görüyorum. Çok dikkatli olmalıyız, bütün gençlere kendi çocuğumuz gibi bakmalı ve onlara en doğru, en insani bilgileri aktarmalıyız. Özellikle bölünmüş ailelerin çocukları tutunacak, güvenecek dallar ararken onların ellerinden tutmalıyız diye düşünüyorum. Yoksa etrafta dolaşan bol miktarda timsah gözlemliyorum...
Sevgili e-günlüğüm; senin de sevgi ve şefkate ihtiyacın var biliyorum. Çoğu kişi senin cansız olduğunu sanıyor ama yazılanları bir açıklasan o zaman cansız olmadığını bütün Türkiye anlar... ("bir konuşsam Türkiye sarsılır" derler ya.)
Bu hafta da durgunluk artarak devam ediyor. Şirket ve banka elemanlarının da yıllık izin dönemleri başladı. Bu arada dayanma gücü olmayan dükkan ve iş yerleri kapatıyor.
Değerli e-günlüğüm; Dün sana yazdığımdan beri çam fıstıklarına (dolmalık fıstık) taktım. Piyasa da kilosu çok pahalı olan çam fıstıkları yerler de sürünüyor. Toplayan da yok. Elmar'a (çalışanım) çam fıstığı toplama görevi verdim. Nasılsa işler de durgun, ben de gördüğüm yer de topluyorum. Yarım kilo falan topladık. Dün topladıklarımız bize helva olarak geri döndü. Bu gün topladıklarımız da yakın da dolma olarak döner...
Hatta düşündüm de bu çamfıstığı işi bitince biraz da binaların bahçelerin de süs olarak uzayan asmalar var. Onların da yapraklarını toplayalım. İşsizlik insanı ne kadar yaratıcı ve üretken yapıyor değil mi e-günlüğüm? (gördüm, başını salladın)
Önümüzde ki hafta da zeytinyağlı yaprak dolma yaparız.
Trafik de dikkat ediyorum, olmaması gereken davranış gösterenlerin hemen hepsi o anda cep telefonu ile konuşmakta. Bu yüzden bu gün iki adet ciddi kaza atlattım. Üstelik de yollar bomboşken.
Değerli e-günlüğüm; Boss ve Linda iyi selamları var, ellerinden öpüyorlar. Günlüğü okumak istiyorlar ama ben sayfayı söylemiyorum.
Tamam tamam geyik yazmaya başladım, gidiyorum, hemen parlama.
Yarın yine yazışmak üzere. Bol asma yapraklı ve çam fıstıklı günler dilerim. Hoşçakal.

Biliyor musun? Pire; dünya uzun atlama şampiyonudur. Kendi boyunun 120 misli atlar. Eğer bunu insan yapabilseydi, bir futbol sahasının iki katı uzunluğu atlamış olurdu...
Güzel söz: Büyük beyinler fikirleri, orta beyinler olayları, küçük beyinler kişileri konuşur... Hyman Rickover (bu söze bayılırım ama doğru ise ülkemiz insanı için pek hayırlı değil:)

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..