Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Aralık '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlükte kadın modeli ve teşekkür

Eskiler de "hamarat", "kocasının gözünün içine bakar", "evi her koşulda çekip çevirir" "şefkatli" "on parmağında on marifet" diye tanımlanırdı... Evine bağlı, çocuklarına düşkün, her ortamda ailesini düşünen, sofrada çorbayı eksik etmeyen, eşini baş tacı bilen kadınlarımız, annelerimiz... Şimdilerde, genellikle çalışır, eve geç gelir, eşine ve çocuklarına gereken ilgiyi gösteremez olmuş, erkeğinden bağımsız, bağımsızlık merakı sarmış bir kısım kadınlarımızı. Dışarıda yemek yer olmuşlar, evde yemek yapmak zor geldiğinden. Çocuklarını doğar doğmaz, bakıcıya, ana okuluna teslim eder hale gelmişler. Geleceğini garanti altına almanın ölçüsü, maddi olarak güçlü bir erkek olmuş. Evi, arabası, işi konuşulur olmuş erkek kısmının. Kişilik özelliklerine bakılmaz, umursanmaz olmuş, ya da ben yanlış gözlemlemişim, bakılır, umursanır mış ama, çok geriden bakılırmış, öncelikleri belirlemezmiş.. "Kişilik eve ekmek getirmez, benim kuaför masraflarımı karşılamaz" düşüncesi sarmış ortalığı... "Benden boşanacak olursa benim ve çocuklarımın geleceğini garanti altına almalı" diye düşünür olmuş niceleri. Kocalarına her gece sarılmayı, kucaklamayı unutmuşlar. Diziler olmuş hayatlarına, yaşamlarına yön veren.

Merhaba e-günlüğüm; Böyle mi olmuşlar hakikaten? Yok canım yanlışın var, kadın kadınlığını bilir ve taviz vermez diye bilirim ben... (bir kaç tanesine rastladım) Evine bağlıdır, çocuklarının anasıdır diye düşünürüm. Erkeği sigorta şirketi olarak görmez diye düşünürüm. Sen kesin yanılıyorsun...

Değerli e-günlüğüm; Bu bilim adamları kesin seni okuyorlar. Ben plasebo hakkında yazı yazdıktan sonra araştırma yapmışlar... Habr şöyle: "İsveçli bilim adamlarının yaptığı bir araştırma, kalıtsal farklılıkların bazı hastalarda placebo’yu gerçek ilaç kadar tesirli hale getirebildiğini gösterdi." Burada araştırmanın ne kadar ciddi olduğunu gösteren bir durum var. Araştırma 25 kişi üzerinde yapılmış??? İnandım... Kalıtsallığın bile kanıtlanmadığı -bana göre kalıtsallık, genetik diye bir şey yok, tamamen safsata- bir durumda acizliklerini ve bilimsellikten uzaklıklarını her konuda olduğu gibi "kalıtsallığa" attılar. Yanılma sebebi kalıtsallık. Suçlu beli oldu... Hahaha

Saygıdeğer e-günlüğüm; genelde içmek için pek sebebim olmaz. Huzurdan, mutluluktan içerim akşamları. Ancak dün akşam sebebim vardı, arabama çarpmışlardı. Ben de hazır içmek için sebep bulmuşken biraz fazla içtim. Zaten hava da çok güzel di. Ilık ılık esiyordu, sağdan, soldan...
Bu gün servisleri clio ile yapıyorum. Astra sedan'ı hiç sevemedim, çok rahatsız bir araba. Küçük bir sorun var. Benim araba yirmi damacana alıyor, clio yedi damacana alıyor. Eh o kadar kusur kadı kızında da olur. Hiç olmasaydı ne yapardım? Yanarım, yanar! Değerli arkadaşıma teşekkürü bir borç bilirim. (çok resmi oldu) Sağol arkadaşım, eksik olma (hah bu daha iyi)

Önümüz bayram olduğu için fabrika kapalı olduğundan bu gün yüklü siparişlerimiz var. Akşam gelmesini söyledim ama yine de belli olmaz ne zaman geleceği. Eninde sonunda gelecek ve terleyeceğiz.

Gün hareketli geçiyor, gidip, gidip geliyorum. Bayram öncesi fazla sipariş verenler oluyor, onların ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz.

Bu kuaförlerde ki ayrılmalar ilk kez bana yaradı. Bir abone yaptım. Abnem olan bir kuaför de isyan çıkmış ve personelin yarısı ayrılıp, kendilerine yer açmışlar. Onlar çağırdı ve gidip sözleşme yaptım, abone numaralarını verdim, bir de sebil verdim, çalışmaya başladık. İyi oldu, uzun zamandır abone yapamamaktan yakınıyordum...

Kamyon, istediğim saatten erken geldi. Yavaş yavaş boşalttık ve yavaş yavaş terledik. Şimdi yavaş yavaş, sigaramı yaktım, yavaş yavaş çayımı içiyor ve yavaş yavaş dinleniyorum... (bir kamyon daha gelse de onu da boşaltsak...)

Hava karardı, yemekler yendi ama, arabam halen gelmedi. İşi uzun sürdü herhalde. Böyle geç gelince hesap fazla çıkıyor genelde. Ne yapalım sağlık olsun. (bu laf da çok dolandı dilime) Sağlık da olsun, sorun da çıkmasın, olmaz mı sanki? Olur, olur.

Ben şimdi gidiyorum e-günlüğüm. Akşam gençler gelecek, onlar için biraz hazırlık yapayım. Bu gece ne sürpriz yapsam acaba hormonlu develere... Üç kişi de yatıya kalacakmış bizim otelde. Onlarında yerini ayarlamak lazım. Bir hafta sonu da babalarını getirselerde bir tanışsak iyi olacak ama kimse getirmiyor. (Benimle uyum sağlayamazlarmış, onları ben iyi anlıyor muşum...) Bana yağcılık yapıp duruyorlar...

Uzattık kapanış yazısını yine. Yarın yazışırız. Hoşçakal...

Biliyor musun: Bir hastanenin ameliyat odasında, bir evin oturma odasından daha çok bakteri var mış.... (duymayan kalmasın, duyanlar, okuyanlar, duymayanlara, okumayanlara anlatsın)
Çirkin söz: "atın ölümü arpadan olsun..."
Güzel söz: "At'a eyeri ile kıymet biçme..." Çinli amcaların atasözü. (çok severim bu sözü)

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..