Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Kasım '12

 
Kategori
Tarih
 

Ecdadımız Osmanlı ve Matbaanın acıklı öyküsü (2. Bölüm)

Ecdadımız Osmanlı ve Matbaanın acıklı öyküsü (2. Bölüm)
 

İbrahim Müteferrika'nın Galata Mevlevihanesindeki Mezarı


İkinci basımevi 1796da, Hasköy’de açılır. Bu arada 1769 da İngiliz mühendis James Watt buharlı makineyi çoktan keşfetmiştir. Alessandro Volta’nın elektrik bataryasını bulduğu yıllarda Üsküdar’da üçüncü basımevi açılır (1802). Avrupa ülkelerinde 1805te buharlı lokomotif, 1807de buharlı gemi, 1820de mekanik hesap makinesi keşfedildikten sonra  Kavalalı Mehmet Ali Paşa,  Bulak basımevini kurar (1822).

1825 de telgraf, 1839 da fotoğraf makinesi keşfedildiğinde bizde daha Tanzimat Fermanı yeni ilan ediliyordu. 1846 da dikiş makinesi keşfedildiğinde, ecdadımız Darül Fünun (Fen Fakültesi) kurma girişimi başlatmıştı. 1856 da Avrupa’da çelik işleme fabrikaları kurulurken, bizde Islahat Fermanı; 1876da telefon icat edildiğinde, bizde  daha I. Meşrutiyet  ilan ediliyordu.

1880 de Edison’un ampulu bulduğu yıllarda kitap basımında en büyük atılımı Ebüzziya Tevfik’ in 1881de kurduğu basımevi gerçekleştirir. Ebüzziya Matbaasında 1882-1913 arası Avrupa kalitesinde 500den fazla kitap basılır. Yani, matbaanın Türk toplumuna gerçek anlamda katkısı ancak XIX. yüzyıl sonlarından itibaren hissedilmeye başlanır. 

Demek ki,  İbrahim Müteferrika’nın kurduğu basımevinin zannedildiği gibi, Türk edebiyatına, aydınlanma hareketlerine  –Gutenberg’in Rönesans’a yaptığı gibi-  önemli bir katkıda bulunduğunu söylemek kesinlikle mümkün değildir. Neden? Çünkü gerçek anlamda etkin bir kitap basımı, ancak XIX. yüzyıl sonuna gelince başlamıştır.

1832 de dinamo keşfedildiğinde, bizde ilk gazete "Takvimi Vekay" basılıyordu. (Avrupa’da ilk gazete 1588.) 1885de Gottlieb Daimler benzinli motor, 1887de elektrikli motor icat edildiğinde bizde daha ilk Havagazı Fabrikası kuruluyordu (Avrupa’da 1796). 1894de ilk otomobil trafiğe çıktığında, bizde   Baytar Mektebi  ilk  mezunlarını vermiştir. 1896da radyo, telsiz ve sinema icat edildiğinde biz  anca Eskişehir-Konya demiryolu hattının tamamlamışız. 1897de Rudolph Diesel  dizel motoru bulmuş,  1903de uçaklar uçmuş, biz o seneler sırtımızı Almanlara dayayıp yan gelip yatmışız. 1904te çamaşır makinesi icat edildiğinde, bizde Hereke fabrikasında fes üretimi başlamış. 1907de helikopterler uçmaya başlarken, Devleti Aliye’de 1908de  II. Meşrutiyet'in ilan olununca sevinçten fesler havada uçmuştur.

Bu parlak ve ibret verici gidişatın sonunda 1914 yılında buzdolabı icat edildikten bir süre sonra  ecdadımız bir koyup iki alayım diyerek Almanların dolduruşuyla I. Dünya savaşına girdi ve 4 sene sonra imparatorluk yıkıldı.

Vah zavallı ülkem vah!  Vah zavallı halkım vah! Doğrusu bu karşılaştırmalı tarihlerden bana daral geldi. Halbuki benim bildiğim bize okulda öğretilen tarihimizde böyle şeyler yoktu. Biz at sırtında atın gidebildiği yere kadar tüm dünyayı tir tir titretmiştik. İşte okullarda okutulması gereken tarih budur.

Bu halkın yüzyıllarca cahil kalmasının nedeni Müslüman olması mıydı yani? Müslüman olduğu için mi bu cezayı bu millete kendi ecdadımız verdi? İmparatorluğu yöneten padişah ve şeyhülislam taifesinin neden bu kadar basiretsiz, bilgisiz, ürkek   - ve o Deli Petro diyerek yerden yere vurdukları Rus çarı kadar bile olamadıkları sosyolojik ve psikolojik açıdan irdelenmesi gereken bir konudur.

Şimdi, ileri demokrasi sayesinde yayınevlerinde, basımevlerinde, kitap, dergi, mecmua, gazete gümbür gümbür basılıyor, ama, hala Avrupa’da kitap satışı en düşük olan ülke Türkiye. İleri demokrasimiz kitap basımını, okunmasını artık engelleyemiyor, fakat, bu kez de, sansür, yayın yasağı, kitap ve gazete maliyetlerini arttıracak çeşitli taktikler ile, yine halkı karanlıkta bırakmanın hesaplarını yapılıyor; medya ve televizyon aracılığıyla halkı boş eğlence programlarıyla oyalayarak, yararlı kitap ve dergilerin okunmasını, toplumun beyinsel gelişmesini, halkın “düşünmesini dolaylı olarak önlüyor. Düzene karşı yapılan eleştirilere milyarca liralık tazminat davaları açılarak özgür düşünce gözdağı verilerek yok edilmeye çalışılıyor.

(Kaynakça: Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedi, Milliyet Yayınları)

 
Toplam blog
: 129
: 1871
Kayıt tarihi
: 27.07.06
 
 

1968 yılından bu yana dinler tarihi, mitoloji, sosyoloji, antropoloji, dinbilim, teozofi, metafiz..