Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ekim '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Edep yahu timleri işbaşında

Bir kuaför dükkanının camlarında asılı, saçlarına güzelce şekil verilmiş saç mankenlerinin fotograflarının üzerine, ''edep yahu'' yazıp kaçmak eğlenceli bi iş olsa gerek.

Eskiden de, hatta halihazırda, sokak taşlarına, duvarlara, ''AYŞEM SENİ ÇOK SEVİYORUM'' yazıp kaçan oğlan çocuklarının bir kısmını bu görev için için mi ayırdılar acaba... Öyle ya, her genç hobi olarak farklı alanlara gidiyor. Grafiticilerimiz vardır okul duvarlarımızı süslerler zaman zaman.

Ya, da ; BİJİ RIZGARİ KÜRDİSTAN, FAŞİZME GEÇİT YOK, KOMUNİSTLER MOSKOVAYA, MOLLALAR İRANA, YA SEV YA TERKET, YETMEZ AMA EVET, REFERENDUMU BOYKOT EDİYORUZ... imza: LGD, ÜGD, İSLAMİ CEPHE, THKPC, .... TKP...

Yazılarını, yazdıktan sonra, patır patır kaçardı eskiden genç oğlanlar. Tetikçi oğlan çocuklarının de ayrı bir yeri olmuştur mutlaka.

Daha korumalı, daha az riskli sokaklarda bulup vuruyorlardı avlarını. Önemli ve ünlü insanlar için seçildilerse eğer, çoook daha uzun ve meşakkatli eylem planları olmuş olacağı için kendilerine de özel ihtimam gösterilmiştir.

Önemsiz ve tanınmamış birine saldırmak daha az özen istemiştir..., sokak bul, sıkıştır, bıçakla, yerde bırak ne olursa olsun.... mesela.... fikir gezdiriyorum oradan buradan.

Duvarlara yazı yazmak için görevlendirilen bebecikler de, bence çok önemli bir işin başını tutuyorlarmışçasına şişiriliyorlardır. Bundan eminim. '' Bak abicim, şimdi senin görevin çok kritik bir noktada eylemimize destek vermektir... Tamam mı aslanım!!! Ona göre, canım ciğerim. Arkandayız, bak hele gözlerime, haydi abim allah(c.c) esirgesin seni...''(yeni trendimiz ve en popüler söylem bu olabilir) ....

Yazılarını yazıp kaçmıya bile gerek duymadan salına salına geri dönüyorlardır belki de... Ya gündüzden esrar içmiş ya da ilaçlarını atmış olabiliyorlardır en az yarım saat önce, ya da gülsuyuyla ellerini, yanaklarını teretmiz paklatıp, abdestlerini güzelce aldırıp, en şaşmaz lüver dikkatinde.... cihat neferliğine sonyunduruluyor olabilirler.

Görevlerini tamamlayıp, yuvalanma odaklarına, ya da evceğizlerine dönerken birer külah çiğdem alarak ellerine keyifle çitlete çitlete, bir oraya bir buraya savrula döküle gece yürüyüşlerini yapıyorlardır.

Abilerine, durumu rapor ederken yaşadıkları heyecan ve coşkuyu anlatmak isteyebilirler... Bir de aferin almak isteyebilirler. Mutlaka, canım ciğerim, oğlum, evladım denilip sırtları sıvazlanıyordur. Ama şundan eminim ki, birlikte o önemli göreve çıktıkları arkadaşlarından başka hiç kimse o geveze, coşkun aktarmaları çok ta can kulağıyla dinlemiyordur. Öyle ya, diğer planlara göz atılacaktır. Yeni hareket planlarına kafa yorarken, çoluk çocuğun lagalugasına çok da zaman ayrılamaz. İş çok ciddidir. Onların da evlerinde bekleyenleri, kaçırılamayacak Kurtlar Vadisi Pusuda, Irak'ta... vs. vs. , feyz alınacak cami duvarları vardır. Gündelik para pul hesapları vardır, uykuları vardır gibi gibi.

Kimi genç çocuk, cidden sarsılmaz bir vakarla başını önüne eğer ve '' evet biz eylem adamıyız, fazla gevşemeye gerek yok'' diyebilir.... Kimi diğer eylem neferleri ise, zaten kendi kendilerini yeterince şişirebildikleri için fazlaca da bozulmayabilir bu duruma: Yine oynarız, ne güzel oluyor o sokak senin, bu kova benim, fırçalar rengarenk... Para isteyen yok, üste para bile veriyorlar daha ne olsun....

Ama belki içlerinden bir tanesi bile, ''verdiğim emeğin, aldığım riskin, çaldırdığım zamanın, boşa geçen en güzel gençlik ve çocukluk yıllarımın karşılığında; ne kadar değerli sayılacağımı bilmek istiyorum ve yarını; sissiz, pussuz bir parlaklıkta istiyorum diyebiliyorsa ve 15 yıl sonra kendi kurmak istediğim ailemi , ışıltılı bir gelecekle birlikte en önemli insan olan kendimi... görebiliyor muyum'' sorusunu sorabiliyorsa bu bile yeter. Ne kadar öngörülü olunabilinir ki. O heyecanlı gevezeliğe ara verilecektir. Bir nefes aralık bırakabilmek aklına bile gelmez kimisinin bu deli gibi akan yaşlarda.

Ne kadar olunabiliyorsa, o kadar... İçlerinden bir tanesi bile kendi kendisine aklıyla seslenebiliyorsa eğer, bir tane bile yeter.

 
Toplam blog
: 66
: 576
Kayıt tarihi
: 26.01.09
 
 

1963 doğumluyum. İngilizce öğretmeliği yapıyorum. 20 yaşında bir oğlum var. İzmir' de yaşayan şan..