Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mayıs '10

 
Kategori
Spor
 

Efes Pilsen üçlükleri; Fenerbahçe pota altı sayılarıyla...

Efes Pilsen üçlükleri; Fenerbahçe pota altı sayılarıyla...
 

Son üç yıl üst üste final oynayınca ister istemez bir takım husumet ve gerginliklerin olması doğal karşılanmalıdır. Bu aynı zamanda Fenerbahçe ile Efes Pilsen dışındaki takımlara bir mesaj iletmelidir. Ancak görünen o ki herhangi başka takım bu mesajı alma hevesinde görünmemektedir.

Basketbol bu sene ülkemiz için çok önemli bir spor aktivitesidir.

Futbolda Dünya Kupası’nın hemen peşinden bu sefer ülkemizde basketbolda bu büyük turnuva başlayacaktır. Bu nedenle insanların salonlara gitme alışkanlığı kazanması, bu aktiviteyi canlı tutması en başta böyle turnuvaları bize vermeye pek hevesli olmayan uluslararası federasyonlara karşı etki yaratması bakımından çok önemlidir. Öyle olunca da insan içinden Türkiye’deki final serisinin son maça kadar oynanması gerektiğini düşünüyor.

Finalin beşinci karşılaşmasında mücadelede denklikler vardı; biraz da öne çıkan unsurlar bulunuyordu.

Her ne kadar Ergin Ataman bizden başka bir final serisi izliyor olsa da kendisinin yorumlarını heyecanına vermekten başka bir seçenek bırakmıyor. Ancak son yıllarda ülkemizde aleyhine yükselmeye başlayan antipatinin biraz olsun dağılması için daha aklı başında mesajlar vermesini öneriyoruz.

Her iki takım arasındaki detaylardan söz ettik; biraz açalım.

Göze çarpan en önemli fark, serinin bütün maçlarında Fenerbahçe daha çok takım oyunu ile öne çıkarken; Efes Pilsen’de yıldız oyuncularının belirgin bir etkisi vardı.

Örneğin bu karşılaşmada Efes adına Rakoceviç devreye girdi ve el üstünden uzun mesafeli üçlüklerle takımını en çok zorlandığı bölümlerden tuttu çıkardı, rahatlattı. Rakoceviç’i, Ermal izledi ki attığı sayılar verimlilik bakımından %100’dü. Yine karşılaştırmamız gerekirse Ukiç’in 8 sayısından çok daha etkiliydi, Ermal’ın sayıları. Çünkü tam da Fenerbahçe’nin maçı koparmak için hamle yaptığı zaman dilimine sıkıştı Ermal’ınkiler. Kuşkusuz Ender kısa boyuna rağmen aldığı ribaundlarla ve akıllı oyun kurucu göreviyle Efes Pilsen’in bu karşılaşmayı kazanmasındaki en etkili oyuncuydu.

Hatırlayacağımız gibi ilk karşılaşmadaki farkın açılmasına neden olan şey; Efes Pilsen’in %10’un altında kalan üçlük isabetiydi. Efes’in kaçırdıkları kendi potasına hızlı hücumlarla döndü ve bir anda ortaya ilginç bir üstünlük çıktı. Şimdi Efes’te işler çok iyi gidiyor çünkü Rakoceviç, Smith ve Nachbar şakır şakır üçlükler atıyor.

Oysa Fenerbahçe pota altı hücumları tercih ediyor. Daha az üçlük atış yapıyor. Geçen maçta olsun, bu karşılaşmada olsun neredeyse aynı isabet yüzdesiyle oynadılar. Bu nedenle de Fenerbahçe her maçta belli bir standartta kalırken Efes Pilsen inişli çıkışlı bir grafik çiziyor. Dördüncü maçtaki 17 sayılık fark bir anlamada böylesi oyunun sonucu oluşmuştu. Ancak üçlük yüzdesi düşmeye başladığında Efes Pilsen sayı bulmakta çok zorlanıyor ki; üçüncü periyotta Ender’in üst üste kaçırdığı iki şut Fenerbahçe’nin maça bir kere daha ortak olmasına neden oldu.

Bu maçta bütün sayı yükünün Ömer Onan’ın çekmesi; pota altı oyununda Semih ve Vidmar’ın sayı üretmede yetersiz kalışları; Ukiç’in her maç biraz daha dengesizleşen inişli çıkışlı oyunu Fenerbahçe’nin neden kaybetmiş olduğunun cevabı niteliğindeydi.

Ancak Fenerbahçe bir şeyi gösterdi; Efes Pilsen ne yaparsa yapsın yıkılmıyor, bırakmıyor ve direniyor. Efes Pilsenli oyuncular bunun çok iyi farkındalar. Fenerbahçeliler soyunma odasına giderken bile bir sonraki maçta bu işi bitireceklerine inanmış bir yüz ifadeleri vardı.

Periyotlara baktığımızda;

  1. Periyot 24-17
  2. Periyot 22-24 Devre 46-41
  3. Periyot 15-17
  4. Periyot 22-21 Maç 83-79

Efes Pilsen’in maçı ilk çeyrekte kazanmış olduğunu görüyoruz ki bu geçen maçın son çeyreğindeki Fenerbahçe oyununa hiçbir zaman yaklaşamamış bir periyottu.

Beşinci maçlar sonunda ortaya çıkan görüntü ise Efes Pilsen’in ilk Fenerbahçe’nin ikinci devrelerdeki mücadeleleriyle maçları kazandığı şeklinde belirginleşmiştir.

Final tamamlandığında Ergin Ataman ile ilgili bir değerlendirmem olacak. Bunu sona saklıyorum.

Uzay Gökerman

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..