Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ağustos '12

 
Kategori
Blog yazarları tartışıyor!
 

Eğitimde bir yanlış çok doğruyu götürmesin

Eğitimde bir yanlış çok doğruyu götürmesin
 

Çocuklar ne yapsın?


Yapılan iyi şeylerin keyfini bir türlü çıkaramıyoruz.

Ne zaman eğitimle ilgili yeni bir uygulamaya geçilse toplumda büyük bit karmaşa ve tartışma başlıyor. Bu durum ister istemez eğitim işlerinin iyi yönetilemediğini düşündürüyor. Oysa eğitimde çok iyi şeyler de yapılıyor. Buna rağmen yeni öğretim yılına yine yeni tartışmalarla giriliyor. Ya yeterince ön hazırlık yapılmadığından yani plansızlıktan ya da projeler amaçlarından saptırıldığından bu iyi şeylerin bir türlü tadına varamıyoruz.

Değişen dünyaya ve değişen Türkiye'ye uygun olarak eğitimde yeni atılımlara ihtiyaç olduğuna kimse itiraz etmiyor. Örneğin devrim niteliğinde sunulan bir FATİH projesi var; temel eğitimin 12 yıla çıkarılma kararı var. Üniversitelerdeki katsayı sorunlarının çözümü var. Sınav sistemiyle ilgili düzenlemeler var. Bunların her biri başlı başına önemli değişiklikleri ve dönüşümleri gösteriyor. Kağıt üzerinde hepsinin de heyecan verici ve köklü projeler olduğu görülüyor. Ama nedense toplumun geniş kesimleri bu projelerin keyfini çıkaramıyor; bazen uygulamaya bile geçilmeden bir tartışma ve karmaşa ortaya çıkıyor. Bir tarafta güvensizlik diğer tarafta dayatma iddiaları sürüp gidiyor.

FATİH Projesi ne büyük bir sansasyonla duyurulmuştu. Adeta eğitimle teknolojiyi buluşturan bir devrimdi. Sonra içerikle ilgili, müfredat programlarıyla ilgili değişim tam olarak anlatılmadı; akıllarda sadece tablet dağıtımı olarak kaldı. Oysa sadece tabletle eğitim devrimi olmaz. Teknolojiye evet, ama içini doldurmazsanız iki sene sonra ülke tablet çöplüğüne dönüşür. Eğitimde önemli olan içeriktir, programlar ve müfredatlardır.

Ayrıca teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin gözden kaçırılan bir gerçek de öğretmen yetiştirme sorunudur. Hiçbir teknoloji öğretmenin yerini tutamaz. Eğitimde teknolojiden yararlanalım ama onu öğretmenin yerine koyamazsınız. Sonuçta o teknolojiyi kullanacak olan öğretmenlere de ihtiyaç vardır. Eğer donanımlı öğretmeniniz yoksa teknoloji de işe yaramayacaktır. Bu nedenle teknolojiye yatırım yapalım derken kaliteli öğretmen yetiştirme ihmal edilmemelidir. İyi eğitim ancak nitelikli öğretmenle gerçekleşebilir.

SINAV sistemleriyle ilgili değişiklikler tam bir hayal kırıklığı. Üç senede bir sistemi değiştirmek velinin ve öğrencinin motivasyonunu bozmaktan öte bir işe yaramıyor. Bu kararsızlığın, ölçme sisteminde ve öğrenci yerleştirmede haksızlıklara da yol açabileceğini unutmamak gerekiyor. Ayrıca YGS, LYS, SBS, KPSS gibi bütün sınavlardan sonra çıkan tartışmalar sınavların adilliği konusunda genel bir güven bunalımı yaratmaya başladı. Daha önceleri sınav uygulamaları bu ölçüde tartışılmamıştı.

TEMEL EĞİTİM 12 yıla çıkarıldı, elbette iyi de oldu. Bunun anlamı, sokakta dolaşanların tamamı en az liseyi bitirmiş bir toplum demektir. Ama cumhuriyet tarihinin en köklü değişimlerinden biri, davul zurna ile kutlanacağı yerde 4+4+4 formüllerine kurban edilecek gibi görülüyor. Çünkü 4+4+4 kesintili eğitim formülü toplumda bir uzlaşma yaratamadı ve adeta 12 yıllık zorunlu eğitim ikinci planda kaldı. Uygulamada karşılaşılan sorunlar toplumu böldü; böylece gelecekte de sürüp gidecek yeni bir sorun olarak raflarda duracak; ısıtıp ısıtıp tartışılacak. Keşke yapılan doğru şeylere, yanlış uygulamalarla gölge düşürülmeseydi. Adeta doğrular ve yanlışlar birbirine karıştırılıyor. Özellikle 4+4+4'le ilgili ayrıntılar çok tartışılıyor ve de tartışılmaya devam edecek.

YENİ ÖĞRETİM YILINA girerken başlayan tartışmalardan biri, öğretim yılı başındaki karmaşayı daha da artıracak gibi.

OKUL ÖNCESİ geliştirilecekti, şimdi 1. sınıflar gelişti. Çocukların okula başlama yaşının 72 aydan 66 aya indirilmesine eğitimciler, doktorlar, ana babalar ve öğretmen sendikaları itiraz ediyor. Okul öncesi eğitim dönemindeki çocuklar, altyapısı hazır olmayan okullara doldurularak hesapta olmayan yüz binlerce öğrencinin 1. sınıfa başlaması gerekecek.  Bedensel, zihinsel, ruhsal gelişimini tamamlamış olan ve okul öncesi eğitimi almamış olan 66 aylık çocukların bir bölümü okul disiplinine uyum sağlamakta zorlanacaktır. Üstelik erken okula başlarken uyum sorunlarını atlatamayanlar özgüvenini kaybedebilir ve okuldan soğuyabilir. Ayrıca kendilerinden 1,5 - 2 yaş büyük olanların arasında ezilip başarısız kalmaları da mümkün.

Bütün bunların dışında kesintili eğitim modelinin henüz müfredatı da yok. Mevcut kitaplarla, mevcut müfredatla yola devam ederken eğitim sistemi değişmiş olur mu? Keşke önce müfredatlar hazırlansa, program geliştirme çalışmaları yapılsa, okulların altyapıları tamamlansa da değişim öyle uygulanabilseydi. Nedense bizde tersi oluyor ve göç yolda düzelir mantığı uygulanıyor. Belki de doğru şeyler, bu nedenle de yanlışlara yol açıyor.

SINIF MEVCUTLARININ artması da yeni öğretim dönemine girerken kaygıları artırdı. Oysa bu ülkede yapılacak en büyük eğitim devriminden biri, sınıflardaki öğrenci sayılarını azaltmak olmalıdır. Gerçekten bazı sınıflarda öğrenci sayıları artıyorsa bu da bir yanlışın bir doğruyu götürmesi demek olur. Çünkü eğitim kalitesini yükseltmenin yolu biraz da sınıf mevcutlarını azaltmaktan geçiyor.

Diğer taraftan kesintili eğitim sisteminin sadece İmam Hatip Ortaokullarının açılması için başlatıldığı tartışmaları var. Temel eğitimin 12 yıla çıkarılması gibi bir devrimin böyle bir konuya kurban edilmemesi gerekirdi. Bakanlık bu okulları bu yasayla birleştirmeden de açabilirdi.

SINAV SİSTEMİ de yeni dönemde gündemdeki yerini koruyacak. Günah keçisi haline getirilen dershanelere odaklı tartışmalarla geçen son yıllar, sınava giren öğrencileri deneme tahtası olmaktan kurtaramadı. Eğitimde devrim yaparken 1,5 milyona yaklaşan ilköğretim öğrencisiyle 2 milyona yakın lise öğrencisini hala hangi sisteme göre okullara yerleştirmek gerektiğine de artık köklü bir çözüm bulunmalı.

Sonuç olarak şöyle bir örnek verelim: Bildiğiniz gibi sınavlarda 3 Yanlış 1 Doğruyu götürüyor. Eğer planlar iyi yapılmazsa eğitimde 1 Yanlış Çok Doğruyu götürebilir; emeklere yazık olur. Çünkü eğitimde kaybedilen yılların ne yazık ki telafisi yok.

Yeni öğretim yılında; çocuklarının daha iyi bir geleceğe ulaşması için her türlü özveriye hazır olan ana babalara sabırlar, bütün öğretmen ve öğrencilere de başarılar diliyorum.

 
Toplam blog
: 25
: 1274
Kayıt tarihi
: 22.02.08
 
 

Yıllar önce yoksul ve uzak bir köy okulunda minik bir öğrenciyken öğretmen olma hayali kurmuştum...