Anne Beni Okula gönderme!

Acıktığında karnını doyuruyorum; kendi başına henüz yiyecek bir şeyler hazırlayamıyor. Banyo yapmayı çok seviyor, ancak sıcak suyla soğuk suyu ayarlamayı, bir de saçındaki köpükleri tam olarak temizleyemeyi bilmiyor. Tuvaleti gelince, bir ses;

- Anneee, şimdi tuvalete girsem popomu sen temizler misin?

Uyurken yalancı mememiz var, henüz terkedemedik,”  emzirme döneminde anne ile yeteri kadar meme bağı kuramadığından kaynaklı olabilir, kendisi zamanla bırakacaktır” dedi, doktor. Yolda yürürken arabalardan korktuğu için –ki maganda sürücüler inkar edilemez- hala elimden tutarak yürüyor ve tek başına henüz karşıdan karşıya geçemiyor. İki tekerlekli bisiklet binmeyi yeni yeni öğreniyor örneğin. Diş macunlarının durduğu yere, odaların ışıklarını yakmak için biz büyüklere göre ayarlanmış yüksekliğine de henüz yetişemiyor. Futbol maçı yaparken düştüğünde hala ağlayabiliyor. Abilerle aynı sahada oynarlerken kendini nasıl koruyacağını henüz bilmiyor –koşarlarken çarpıyorlar veya onlardan kaçarken düşebiliyor- Merdivenlerden trabzanlara tutunarak, yavaş ve teker teker iniyor basamaklardan.

Daha çoğaltılabilir. Sürekli gözlem altında tutmak ve anlık notlar almak gerekir bu yazıya daha çok cümle eklemek  için. Fakat dediler ki, bu sene okula başlayacak. Göndermezseniz şu kadar cezası var. Okul öncesi 1 senelik eğitim almasına ve kişisel gelişim ve kavrama teknikleri, araçları kullanma, paylaşım adına öğretilenlerin de haricinde bilgi ve basit toplama çıkarma işlemlerini de öğrendiler. Faaliyetler geniş bir yelpaze hazırlanarak verildi çocuklara ve muhteşem bir öğretmenimiz vardı. Çünkü öğretmenimiz, okul öncesi eğitim uzmanı. Peki ne olacak şimdi birinci sınıfta? İlk üç ay oyun oynayacaklar… sonra? Sonra ki aylarda ne verilecek bu çocuklara? İlkokulun ilk üç ayını, okul öncesi sınıftan ayıran özellik ne öyleyse? Eğer bu çocuklarımıza ilkokul öğretmenleri tarafından başlanacaksa eğitim verilmeye, 30 kişilik sınıflarda, daha anne yardımı almadan bazı işlerini tamamlayamayan, sıklıkla acıkan bu çocuklarımıza, umumi tuvaletlere gittiklerinde kim yardımcı olacak? Kendilerinden yaşca büyük çocuklarla oynarlarken bahçede onlara kim göz kulak olacak?

Bir çok ailenin bu yaştaki çocuklarında, durum aynı benim minik oğlumda olduğundan farklı değil sanırım. Bir psikolojik danışmana göre ise görünen o ki, bu çocuklar için vaziyet oldukça kritik;

-- 6 yaş çocuğun işlem kabiliyeti daha azdır. Buna bağlı olarak 1.sınıfta başarısız olması  halinde en baştan yetersizlik ve özgüven sorununun temelleriyle yola çıkacaktır.
- çocuğun küçük motor gelişimi( parmak kullanımı)  tam gelişmemiştir. Bu nedenle yazım ve ödev yapma sorunu yaşayacaktır.
- sevgi ve başarı birbirini etkileyen bir süreç olduğu için öğrenci 1.sınıfta çok zorlanır ve başarısız olursa okulu sevmesi zorlaşır. Okul fobisinin temelleri atılabilir. Suni karın ağrıları, hayal ürünü okul olayları  anlatımı ile okula gitmek istemez.
 
- Ben merkezcilikte tam gelişim olmadığı için arkadaşlık ilişkileri ve okul disiplin kuralları açısından sorun yaşaması muhtemeldir.
 60 ayını bitirmiş bir çocuğu okula başlatmanız halinde, 40 dakika ders dinleyebileceğini düşünüyor musunuz?
-6 yaş, oyun dönemidir. Akademik algı için gerekli alt yapıya zihnen uygun değildir.
-hayata erken başlamak, başarılı olmak değildir. Öyle olsaydı en başarılı çocukların okula erken başlayanların olduğu erken evlenenlerin daha mutlu olduğunu tespit etmek gerekirdi.

- okul öncesi eğitim zorunlu tutulmadığı için öğrencinin ana kucağından alınıp okula getirilmesi ne kadar sağlıklıdır?

Genel olarak bakıldığında,

60 ayını bitirmiş bir çocuğun ilköğretime başlamasının güçlükler yaratacağını düşünüyorum. Alt yapı, yeni sisteme göre öğretmen yetiştirilmesi, var olan  öğretmenlere eğitimler verilmesi, yatılı okulların alt yapılarının güçlendirilmesi gibi bir çok destek gerekmektedir. Önemli olan hayata erken  atılmak değil, önemli olan doğru zamanda doğru adımlar atmaktır.