- Kategori
- Eğitim
Eğitimin 1923-1940 rakamları
Cumhuriyetin ilan edildiği yıllarda Türkiye’de yaşayan insanların okur yazar oranı %10 civarındaydı. Harf devrimi ile Latin harf öğretimine başlanması okuma yazma oranını geçici olarak biraz daha düşürdü.
1923 yılında, Türkiye genelinde, 5 bin 133 ilkokul, ortaokul ve lisede toplam 361 bin 514 öğrenci, 12 bin 266 öğretmen mevcuttu.
1924 yılı başlarında, 479 medresede 1800 öğrenci bulunuyordu.
Tevhidi tedrisat- öğretim birliğinin sağlanması hakkındaki kanun ile, (3 Mart 1924.) medreseler kaldırılarak tüm okullar Milli Eğitim Bakanlığına bağlandı.
1935 nüfus sayımı istatistiklerinden anlaşıldığı üzere, erkek nüfusun % 23.3 ü, kadınların ise % 8.2 si okuma yazma bilmekte ve 10 binden az nüfuslu yerlerde okuma yazma bilmeyenlerin oranı, %89.3, 10 binden çok nüfuslu yerlerde %57.7 idi.
1940 yılı verilerine göre, 7-16 yaş arası yaklaşık 3 milyon çocuğun üçte birinden azı okumaktaydı.
Genel nüfusun yaklaşık, % 75’i köylerde, geriye kalanı, şehir, ilçe ve kasabalarda oturmaktadır. Buna karşılık , okumakta olan çocuk sayısı köylerde 415 bin, şehirlerde ise 370 bin’dir. Diğer bir deyimle şehirlerde oturan vatandaş çocuklarının %80’i okullardadır. % 20’si okumaktan mahrumdur. Köylerde oturan 13 milyon vatandaşımızın çocuklarının ancak % 25’i okuyabilmektedir.
Yine aynı zaman içinde 40 bin köyümüz vardır. Bu köylerde mevcut okul, öğrenci ve öğretmen sayısı; 4499 okul, 704.239 öğrenci ve 6837 öğretmen bulunmaktadır.
Günümüz Türkiye’sinde okuma yazma problemi nicelik olarak büyük ölçüde çözülmüş durumda.
Eğitimin özü olan; üretken, verimli, yaratıcı, dürüst, öz güvenli, sorgulayan, araştıran, girişimci, sorumlu, kurallara uyum gibi nitelik içeren konuların yetersizliğinin giderilmesi için çok yol alınması gerekiyor. Hüseyin Seyfi
Kay: Doç. Dr. Ergin Gümüş, Anadolu edu-
Basında Köy Enstitüleri, Ulus, 19 Nisan 1940